Bitlis’te hastaların sağlığına kavuşması için çaba gösterirken yakalandıkları yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenen hemşireler, hastalık sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Bitlis Tatvan Devlet Hastanesinde görev yapan hemşireler Neslihan Şeker Yılmaz ve Fatih Erdoğan, aldıkları önlemlere rağmen yakalandıkları hastalıktan kurtulmanın sevincini yaşıyor.
Koruyucu kıyafetlerin içinde saatlerce kalarak görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışan hemşireler, Kovid-19 tedavisi gören hastalara “nefes” olmaya çalışıyor.
Kovid-19 Yoğun Bakım Servisi’nde görev yapan bir çocuk annesi Yılmaz, AA muhabirine, geçen yıl kasım ayında Kovid-19’a yakalandığını ve 14 gün boyunca “pozitif kaldığını” söyledi.
Kronik rahatsızlığı nedeniyle Kovid-19’dan çok etkilendiğini belirten Yılmaz şöyle konuştu:
“Benim için zor bir süreçti. Belirtiler ilk önce kızımda görüldü. Bir gece ateşlendi ve diş çıkardığını düşündüm. Takip ettim ancak kızımın ateşi düşmedi. Sabahında da bende belirtiler başladı. İlk başta halsizlik ve yorgunluk vardı, sonra boğaz ağrısı ve ateşim çıktı. Testim pozitif çıktı. Çember o kadar daraldı ki hepimiz Kovid olabiliriz. Kurallara dikkat etmemiz gerekiyor. Aile ve arkadaşlarımızla uzun bir süre görüşmezsek bir şey olmaz. Bu anları sevmediğimiz anlamına gelmiyor, onları düşündüğümüz için bu önlemlere almalıyız. Ben geçirdim ve bir anne olduğum için daha çok etkilendim, üzüldüm.”
“Saatlerce ağlayan ve aç olan çocuğumuzu besleyemedim”
Kovid-19’a yakalanan kızıyla izole olduklarını, kimsenin eve gelemediğini anlatan Yılmaz çok zor bir süreç yaşadığını dile getirdi.
İyileştikten sonra arkadaşlarıyla insanların sağlığına kavuşması için mücadeleye devam ettiklerini vurgulayan Yılmaz şunları kaydetti:
“Siz evdesiniz, biz hep buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Kovid-19’a yakalandığımda özellikle şiddetli bel ağrısı yaşadım. Çocuğuma bakacak gücüm yoktu. Gücüm tükenmişti. Ağrılarım, öksürük ve halsizlikten dolayı yataktan çıkamıyordum. Saatlerce ağlayan ve aç olan çocuğumu ağrıdan ve halsizlikten dolayı besleyemedim. Üzerinden aylar geçmesine rağmen etkileri devam ediyor. Ara ara koku ve tat alamadığım oluyor. Bu çok zor bir şey. Bunları yaşamak istemeyenlerin kurallara uyması gerekiyor.”
“Birçok hastalık gördük ancak bu bambaşka bir şey”
Hemşire Erdoğan ise geçen yıl temmuzda yakalandığı Kovid-19 nedeniyle zor bir süreç yaşadığını belirtti.
Yoğun bakımda hastaların ne kadar kötüleştiğine, ayakta gelip vefat eden hastalara tanıklık ettiklerini aktaran Erdoğan, “Önceden de yoğun bakımda çalışıyordum. Birçok hastalık gördük ancak bu bambaşka bir şey. Tarifi yok. Anlatamayacak bir duygu içindeydik. Sağlıkçı olan eşime de bir süre önce Kovid-19 tanısı konuldu. Çok şükür atlattık. Kovid-19’dan dolayı bizi bir korku sardı. Hiç bilmediğimiz bir hastalık. Hiç kimsenin tarif edemediği bir şey. İnsanlar seni arıyor ve sadece geçmiş olsun diyebiliyor. Etrafında ‘Şunu yap, bu iyi gelir’ diyebilecek kimse yok. Şu anda daha iyiyiz ve belirtilerine biraz daha alıştık. Allah kimseyi yoğun bakıma düşürmesin. Yoğun bakım gerçekten bambaşka bir yer. Özellikle bu süreçte insanların öyle ağrıları oluyor ki tarif edilemez.”
Kovid-19 nedeniyle eklem ve baş ağrısının yanı sıra çok fazla halsizlik yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şiddetli baş ağrısından gözlerinin kapandığını, o sürede yutkunamadığı için yemek yiyemediğini aktardı.
Salgına yakalandığı dönemde sadece balkona çıkarak binanın önüne gelen ailesine el sallayabildiğini ifade eden Erdoğan, “Bilmediğim bir hastalık olduğu için gerçekten çok korktum. Çok sayıda insanın ölmesine rağmen halen Kovid-19 salgınına inanmayan bir sürü insan var. Eğer kendinizi düşünmüyorsanız, çevrenizi, annenizi, babanızı ve ailenizi düşünün. Maske ve mesafe kuralına dikkat edelim. Bu konuda daha duyarlı olalım. İnsanlara anlatmaktan dilimde tüy bitti ama her insan işin içinde olmadığı için aynı tepkileri vermiyor, aynı şeyleri söylemiyor.” diye konuştu.