Gaziantep‘te güvenlik güçlerinin iknası sonucu teslim olan M.A, emniyetteki ifadesinde terör örgütü hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
Terör örgütü saflarına “Kobani” bahanesiyle yaşanan olaylar sırasında arkadaşlarının yönlendirmesiyle katıldığını aktaran M.A, yasa dışı yollarla Suriye’ye geçerek terör örgütü PKK/YPG‘ye katıldığını, burada kendisine kod isim verildiğini anlattı.
Buradaki eğitimlerden kaçmak isteyenlerin yakalanarak hapsedildiğini, 45 gün silahlı ve ideolojik eğitim aldıklarını ifade eden M.A, silahlı eğitimlerde mermiler bittiğinde Amerikalı askerlerin mermi verdiğini iddia etti.
M.A, “Bize Amerikalılar askeri teçhizatlar konusunda lojistik destek sağlıyordu. Kobani (Aynularab) tarafında örgüte ağır silahlar, tank, cipler gibi zırhlı askeri araçlar ve askeri malzemeler verildiğini biliyorum. Afrin’de faaliyet gösterdiğim süreçte Suriye rejimi ile birlikte hareket ediyorduk. Rusya’nın rejime yaptığı silah ve cephane yardımlarından Suriye rejimi bize de veriyordu.” bilgisini paylaştı.
Terör örgütü içerisinde 4 kişiden sorumlu sözde tim komutanlığı görevini üstlendiğini, daha sonra terör örgütü PKK elebaşlarından Muzaffer Ayata’nın korumalığını yaptığını bildiren M.A, PKK/YPG’nin sözde sorumlusu “Şahin Cilo” kod isimli Mazlum Kobani’nin Ayata’dan talimat aldığına işaret etti.
“Gara operasyonu örgütte bir şaşkınlık yarattı”
Türk güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonların örgüte ağır darbe vurduğunu itiraf eden M.A, şunları kaydetti:
“Gara operasyonu örgütte bir şaşkınlık yarattı. Metina’yı geçip Gara’ya nasıl geldiler şeklinde bir şaşkınlık yaşadılar. Örgüt şu an çok sıkışmış durumda. İHA/SİHA ve diğer teknik güçlere karşı mevcut durumu koruma yönünde bir arayış içinde. Şu anda savunma anlayışı saldırıdan daha öncelikli bir durumda. Örgüt sahadaki sıkışmışlığını şehirlerdeki yapılar üzerinden aşma gibi bir tarza gitmektedir. HDP/DBP üzerinden, gençlik yapılanmaları üzerinden, diğer sivil alanda örgüt adına faaliyetleri olan yapılar üzerinden eylemlere ağırlık verilecektir. Bu eylemlere örgüt ‘siyasi hamle’ adı altında her türlü desteği verecektir. Karakollara yönelik saldırılar yapılması, sızmaya, içeri girmeye çalışma gibi talimatlar verilmişti. Karakolların çok sağlam duvarlarla yapıldığını ve teknik imkanlarının iyileştirildiğini söylüyorlardı.”
Örgüt eleman temininde Avrupa’ya yöneldi
İHA/SİHA’ların ve sınır güvenliğinin örgüte eleman teminini zorlaştırdığını vurgulayan M.A, “Örgüt son dönemde Avrupa yapılanmasına ayrıca önem vermekte. Örgüte Avrupa’dan katılımları özendiren çalışmalar var. Türkiye’den Suriye ve Irak üzerinden örgüte katılmak sınır güvenliğinin artırılması ve İHA/SİHA uçuşları ile birlikte zorlaştığından Avrupa üzerinden katılım yoluna gittiklerini biliyorum. İHA ve SİHA’ların kullanılması nedeniyle kırsal alanda eğitimlerinin yapıldığı kamplar tamamen kaldırıldı. Örgütün Avrupa’dan katılımları artırmaya yönelik çalışmalarının talimatının Abdullah Öcalan tarafından verildiğini duymuştum.” ifadelerini kullandı.
“Örgütün en büyük korkusu çözülme süreci”
Örgütün eleman temininde sıkıntı yaşadığını ifade eden M.A, şunları kaydetti:
“Örgüte yeterince katılım olmadığından militan sıkıntısı yaşanmaktadır. Örgütün şu anda yaşadığı en büyük korku tasfiye sürecine girip çözülmelerin artmasıdır. Önceden örgütten uzaklaştığı anlaşılan kararsız kişiler ‘taşaltı etmek’ tabiri ile infaz edilirmiş ancak son dönemlerde örgütten kaçışları önlemek ve azalan militan sayısını tutabilmek için daha ılımlı yaklaşımlar gösteriliyor. Örgütten kaçmak açısından Irak daha kolay iken Suriye’de kaçmak daha zordur. Örgütte kaçmayı düşünen çok sayıda insan olduğunu biliyorum. Kaçmayı düşünenler açıkça söyleyemezdi ancak hareketlerinden belli olurdu. Bu durum birim komutanı tarafından sürekli kontrol altında tutulurdu.”