TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi‘nde kıldırdığı Ramazan Bayramı namazına iştirak etti.
Namaz sonrası gazetecilere açıklama yapan Şentop, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 87 yıl sonra ilk kez Ramazan Bayramı namazı kılındığını ifade ederek, “İlk bayram namazı da Ramazan Bayramı namazı Ekim 1453’te kılınmış. 568 yıl sonra Ramazan Bayramı namazını tekrar burada eda etmiş olduk. Aziz milletimizin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum. Allah sağlık, afiyetle nice bayramlara hepimizi eriştirsin. Bilhassa sağlık çalışanlarımızın bayramını tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Şentop, bir süredir “bayram tadında bayram”lar yaşanamadığını ve bunun en önemli sebebinin dünyayı 1,5 senedir kasıp kavuran Kovid-19 salgını olduğunu dile getirerek, “Bu sebeple kısıtlamalar altındayız. Yine bir kapanma dönemi içerisinde Ramazan Bayramı’nı idrak ediyoruz. Sevdiklerimizle kucaklaşamıyoruz, yakın bayramlaşamıyoruz. Arzu ediyoruz ve dua ediyoruz ki bu şekilde sıkıntılı son bayramımız olsun. İnşallah önümüzdeki Kurban Bayramı’nı daha önce olduğu gibi sevdiklerimizle ailemizle akrabalarımızla komşularımızla bir arada, kucaklaşarak geçirelim.” dedi.
Dünyanın birçok yerinde Müslümanların sıkıntı, baskı zulüm altında yaşadığını ve bayrama böyle girdiğini anlatan Şentop, bütün coğrafyalarda, dünyanın her yerinde mazlum, mağdur durumdaki Müslümanların da bayramını tebrik ederek, bayramın onların da kurtulmasına, felaha erişmesine vesile olmasını diledi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, şöyle devam etti:
“Siyonist İsrail’in, Mescid-i Aksa’da, Kudüs’te ve Filistin’de yaşayan kardeşlerimize karşı dozajını artıran bir zulüm ve saldırganlık içerisinde olduğunu her ramazan maalesef müşahede ediyoruz. Bu ramazan ayında da başta Kadir Gecesi olmak üzere yine bayram olması münasebetiyle bugün ve bugünlerde de devam eden bir zulüm politikası İsrail’in, bölgede cereyan ediyor. Bu, bütün İslam dünyasını, dünyadaki 2 milyarı aşkın Müslümanları rencide eden, üzen, tabiri caizse bayramını zehir eden bir durum, bir tablo.”
“Mecsid-i Aksa üç semavi dinin mukaddes mekanlarından biri”
Osmanlı Devleti’nin yüzyıllar boyunca Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’ü yönetimi altında bulundurduğunu anımsatan Şentop, şunları söyledi:
“Mecsid-i Aksa, Müslümanlar için olduğu gibi üç semavi dinin, Hristiyanlık ve Museviliğin de mukaddes mekanlarından biri. Bu bakımdan burayı, bu mukaddes mekanı şanına layık bir şekilde yönetmek ve bütün inananların ziyaretine, ibadetine açık halde tutmak önemli bir yönetim sorumluluğu. Osmanlı Devleti, bunu başarıyla gerçekleştirmiş, kendi topraklarını da her dinden insanlara bir selam yurdu olarak, barış yurdu olarak açmış. 1492’de İspanya’da zulüm gören Yahudiler, Osmanlı Devleti’ni sığınacak barış ve huzur mekanı olarak görmüşler. Hala Yahudi vatandaşlarımız burada huzur içerisinde yaşamaktadırlar. Dolayısıyla bizim tepkimiz, aslında Musevilere, Yahudilere karşı değil, siyonist bir amaçla ideolojik olarak hareket eden ve bölgeyi bir kan gölüne, zulüm mekanına çeviren siyonist Yahudi, İsrail zihniyetine karşıdır. Başta İslam ülkeleri olmak üzere dünyanın, uluslararası hukuka aykırı bu tutumlar, işgal ve zulüm politikalarına karşı ortak bir tavır alması lazım.”
Şentop, dünyada bazı yerlerin ve mekanların, bir nevi huzurun ve savaşın nabız noktası olduğunu ifade ederek, “Tarih boyunca da baktığımızda Kudüs, Mescid-i Aksa her zaman savaşın ve barışın sigortası olmuş bir mekandır. Kudüs ve Mescid-i Aksa’da barış ve huzur sağlanmadığı sürece başta Orta Doğu olmak üzere bütün dünyada barışın tesis edilebilmesi mümkün değil.” değerlendirmesinde bulundu.
“İsrail’in savunma hakkı varsa, Filistin’in de kendini savunma hakkı vardır”
“İsrail’e arka çıkan ülkeleri de Birleşmiş Milletler zemininde ve başka platformlarda arka çıkanları da yine dünyada adalet ve barış, uluslararası hukuk bakımından düzgün dürüst ve adaletli davranmaya davet ediyorum.” diyen Şentop, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanımızın sık sık ifade ettiği gibi ‘Dünya beşten büyüktür.’ idealinin bir örneğini de yakın zamanda gördük. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2 kez toplandı, ikisinde de bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden bu zulüm ve vahşete karşı bir tavır geliştiremedi, Amerika Birleşik Devletleri’nin karşı çıkışı, vetosu sebebiyle. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların da dünya barışına hizmet edecek şekilde yeniden teşekkül etmesi ve eşit, adil bir anlayışla yeniden organize edilmesi de gerekiyor. Bunu bir kere daha müşahede etmiş olduk. Herkes İsrail’in kendini savunma hakkından bahsediyor. Yapılanın bir savunma olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu ama İsrail’in savunma hakkı varsa Filistin de bir devlet Filistin’in de Filistinlilerin de kendini savunma hakkı vardır. Burada konuya adalet, uluslararası hukuk nezdinde bakmak lazım, taraflı olmamak lazım, bu vahşete de bir ‘dur’ demek lazım. Bu bayram münasebetiyle bu hüznü, acıyı burada ifade ediyorum. İnşallah bayramlar Mescid-i Aksa’nın da Kudüs’ün de huzur ve barışa, sükünete erdiği dönemler olarak bundan sonra idrak edilir.”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, basın mensuplarının da bayramlarını tebrik ederek, “Allah nice bayramlara sağlık, afiyetle hepimizi eriştirsin.” dedi.
Şentop’a bayram namazında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve İl Müftüsü Mehmet Emin Maşalı da eşlik etti.