Türk demokrasi tarihinde “kara bir leke” olan 1960 askeri darbesinin ardından yargılamaların yapıldığı ve geçen yıl da tarihi sürece ışık tutacak şekilde yeniden düzenlenerek açılan Demokrasi ve Özgürlükler Adası, 27 Mayıs’ın 61. yılında anma programına ev sahipliği yapacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 60. yılında açılan “Demokrasi ve Özgürlükler Adası”nı, 27 Mayıs Perşembe günü ziyaret edecek.
Askeri darbenin 61. yılında, burada yargılanarak idama mahkum edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı anma toplantısına katılacak olan Erdoğan, daha sonra AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na başkanlık edecek.
Geçen yılki açılışın ardından en yoğun günün yaşanacağı Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda, bu tarihi gün için hazırlıklar sürüyor. Bu kapsamda, konferans salonu, müzeler ve donatı alanlarında anma töreni için son düzenlemeler yapılıyor.
Ada ayrıca salgın nedeniyle uygulanan kısıtlamaların sona ermesinin ardından hizmet vermek için de gün sayıyor.
Erdoğan’ın talimatıyla Yassıada, tarihe ışık tutar hale getirildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ve girişimiyle Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ev sahipliği yapan Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda, 6 yıl önce başlayan çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve GTİ iş birliğiyle yap-işlet-devret modeliyle yürütüldü.
Proje, darbenin ardından idam edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın yargılamasının yapıldığı Yassıada ve Sivriada’daki tarihi ve kültürel değerlere sahip yapıların korunarak yenilenmesi ve bu adaların halkın hizmetine sunulması amacıyla hayata geçirildi.
Bu projeyle eski günlerini geride bırakan Yassıada, toplumsal hafıza açısından son derece önemli bir kongre merkezine ve açık hava müzesine dönüştürüldü.
Demokrasi ve Özgürlükler Adası günübirlik ziyaretlere de açılacak
İşletmeciliğini TOBB’un üstlendiği, günübirlik ziyaretlere de açılacak Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın iki temel işlevi bulunuyor.
Adada, Türkiye’nin demokrasi ve siyasi tarihinin utanç vesikaları olan darbe, tutuklamalar ve yargılamalar ülkenin genç nesillerine öğretilerek, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun aziz hatıraları yaşatılıyor.
Normalleşme sürecinden sonra ulusal ve uluslararası toplantılara ev sahipliği yapılacak olan adada, bu alandaki tarihi tecrübenin küresel düzeyde paylaşılması hedefleniyor.
Mahkeme üyelerinin yüzü “kontrol altında verilen karar”ın ifadesi olarak maskelerle kapatıldı
Adanın karanlık geçmişinin yeni nesillere ve dünyaya anlatılması amacıyla darbe yargılamalarına sahne olan spor salonu, Hasan Polatkan Spor Salonu ve 27 Mayıs Müzesi olarak ziyaretçilerin karşısına çıkıyor.
Hasan Polatkan Spor Salonu ve 27 Mayıs Müzesi’nin girişinde, dava dosyalarının özetinden ve çıkan kararlardan oluşan sergi yer alıyor.
Müzedeki mahkeme salonunda Yüksek Adalet Divanı’nın arkasında yer alan “Adalet mülkün temelidir” yazısı dikkati çekiyor. Bu yazının altında Yüksek Adalet Divanı Başkanı Salim Başol, Başsavcı Altay Ömer Egesel ve diğer divan üyeleri ile mahkeme salonunda sanıkların yer aldığı bölümde karşılıklı olarak nöbet tutan askerlerin balmumu heykelleri bulunuyor.
Yüksek Adalet Divanı üyelerinin yüzü, “kontrol altında verilen karar”ın ifadesi olarak maskelerle kapatıldı.
Öte yandan bu müzenin içinde dev ekranda ziyaretçilere, o dönem Türk siyasi tarihinde ve Yassıada’da yaşananların anlatıldığı “Dünden Bugüne Yassıada” belgeseli izlettiriliyor.
Menderes’in hatırası müzede yaşatılıyor
Adadaki yapılardan biri de dünyanın demokrasi tecrübesi ve insan hakları tarihinin aktarıldığı 7 bin 768 metrekare büyüklüğünde Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi olarak değerlendirildi.
Yargılamaların yapıldığı dönemde subay yatakhanesi olarak kullanılan Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi’nin girişindeki duvarda, Adnan Menderes’in “Yeter! Söz milletindir!” ifadesi dikkati çekiyor.
Bu müzenin içinde Adnan Menderes’in doğduğu evin benzeri yer alıyor. Müzede, “Aydın Evi” olarak adlandırılan bu bölümde bir yatak odası, salon ve mutfak yer alıyor.
Müzenin içindeki küçük odalarda, Adnan Menderes’in hayatı ile iktidarda bulunduğu yıllarda Türkiye’de yaşanan kalkınma hamlelerine ilişkin bilgi ve görseller ziyaretçilere aktarılıyor.
Adnan Menderes’in 17 Şubat 1959’da Londra’da yaşadığı uçak kazası da anlatılıyor. Odanın içinde, uçak enkazının bir replikası bulunuyor.
Müzenin üst katında ise Adnan Menderes’in hapishane odası yer alıyor. Güneş almaması için pencereleri tahtalarla kapatılan odada bir yatak, masa, sandalye ve tek duvarlı bir tuvalet mevcut.
Yan taraftaki sorgu odasında ise Adnan Menderes’in sandalyede oturan balmumundan heykeli görülüyor.
Bu katta ayrıca, “Özlem”, “Sessizlik-İntihar”, “Çaresizlik-Halüsinasyon”, “Ölüm Korkusu”, “Dava Arkadaşları”, “Dava Devam Ediyor” adlı odalar bulunuyor.
Dev radyodan adaya dönem müzikleri yayını yapılıyor
Adada, Yassıada yargılamalarının özet olarak yayınlandığı, dönemin tek kitle iletişim aracı radyo da unutulmadı.
Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi’nin yakınında bulunan dev radyodan adaya dönem şarkıları yayını yapılıyor.
Adanın dört bir yanındaki obje ve heykeller dikkati çekiyor
Demokrasi ve Özgürlükler Adası, açık alanlarda yer alan heykelleri ve objeleriyle de dikkati çekiyor.
Adada yargılanan 592 milletvekilini temsilen bir duvara yerleştirilen o döneme ait valizlerin replikaları bulunuyor.
1859 yılında adayı satın alarak sahilde kaleye benzer bir bina ile adanın ortasına köşk yaptıran Birleşik Krallık’ın İstanbul sefiri Henry Bulwer’ın, elinde bir kalemle bankta otururken tasarlanmış bir heykeli yer alıyor.
Açık alandaki en ilginç tasarımlardan biri, sansüre takıldığı için muhatabına ulaşamayan mektuplardan yola çıkılarak yapılan “Ulaşamayanlar” heykeli. Heykel, etrafı dikenli tellerle çevrili mektuplar ve büyük bir tüy kalemden oluşuyor.
“Karanlıktan Aydınlığa” adlı açık hava sergisinde ise adanın geçmişten bugüne tarihi yazı ve görsellerle anlatılıyor. Bu serginin yer aldığı binanın duvarlarına 4 dilde yazılan “demokrasi” kelimesi dikkati çekiyor.
Açık alandaki bazı objelerin yanlarında, plakalarla duvara monte edilen Hadis-i Şerifler bulunuyor. “Adil Yargılanma” başlıklı bir plakada “Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.” Hadis-i Şerifi yer alıyor.
Öte yandan; adada uluslararası alanda üst düzey katılımcıların da misafir edilebileceği dikkate alınarak 123 odalı kongre oteli, her türlü toplantıya ev sahipliği yapabilecek 500 kişilik Adnan Menderes Kongre Merkezi’nin yanı sıra 1200 kişilik Fatin Rüştü Zorlu Camisi, Oramiral Sadık Altıncan Kütüphanesi, 3 bin 650 metrekarelik Demokrasi Meydanı, anıt, seyir terası ve parklar da bulunuyor.
Adanın diğer yapıları ise tarihi Bizans sarnıcı ve zindanları, şato yapısı, seyir terasları, engelliler için yatay asansör, tarihi subay gazinosu, iskele idare ve kriz yönetim yapısı, karşılama yapısı, helikopter pisti, restoran ve personel yatakhanesi ile yönetim binasından oluşuyor.
Adadaki mevcut nitelikli ağaçlar ve tescilli yapılar korundu
Marmara Denizi’ndeki adalar grubunun bir parçası olan, İstanbul’a komşu bu küçük kayalık; 185 metrelik eni ve 740 metrelik boyu ile Bizans döneminde politik sürgünlerin uğrak yeri haline gelen bir zindan adası olarak kullanıldı.
Bir dönem Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından da eğitim üssü olarak kullanılan ve bu nedenle çok katlı beton binalara ev sahipliği yapan adanın yüzde 60’ı (inşaat alanının üç katı) peyzaj alanı olarak değerlendirildi.
İklim ve araziye uygun 40 bine yakın yeni ağaç ve bitkinin dikildiği adadaki mevcut nitelikli ağaçlar ve tescilli yapılar da korundu. Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda yeşil alanın toplam alana oranı, yüzde 60.
Demokrasi Feneri ışığını yakıyor
Adanın en dikkati çekici yapısı ise 24 metre yüksekliğindeki taş yüzeyli Demokrasi Feneri.
Fenerin ışığı yalnızca adadan değil komşu adalardan ve İstanbul’un yakın kıyılarından da görülebiliyor.