Göç tarihi üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Yıldırım, AA muhabirine, 1989 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye yaklaşık 350 bin Türk’ün göçe zorlandığını belirtti.
Zorunlu göçü “sürgün” diye niteleyen Yıldırım, 1989’da yaşanan olayların büyük üzüntülere neden olduğunu ve o günlerin hatırasının acı şekilde hissedildiğini dile getirdi.
Bulgaristan’dan Türklerin göçünün 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşıyla başladığını anlatan Yıldırım, belirli olaylar sonrası yaşanan göç hareketlerinin son büyük halkasının 1989 zorunlu göçü olduğunu ifade etti.
Yıldırım, Bulgaristan’da Türklere karşı her zaman baskılar olduğunu ancak bu politikaların Komünist Parti döneminde arttığına ve Türklere karşı farklı asimilasyon politikaları uygulandığına dikkat çekti.
“Evlerde Kur’an-ı Kerim bulundurulması ve Türkçe konuşmak yasaklanmıştır”
Bulgaristan’da 1984 yılının Aralık ayında Müslüman ve Türk nüfusun zorla isimlerinin değiştirilmeye kalkışıldığını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bu sadece basit bir ad değiştirme çalışması zorla kültür-kimlik değiştirme hadisesidir. İsimlerin değiştirilmesinin yanı sıra Türklerin ve Müslümanların dini ve milli örf ve adetlerini yerine getirmeleri yasaklanmıştır. Çocuklarını sünnet ettirmeleri yasaklanmış, sünnet yapan doktorlara büyük cezalar verilmiştir. Bu kurallara uymayan insanlar toplama kampına, Belene Kampı’na gönderilmiştir. Evlerde Kur’an-ı Kerim bulundurulması ve Türkçe konuşmak yasaklanmıştır. Bu aynı zamanda büyük bir kültürel soykırım hadisesidir. Bu yasaklara karşı direnen ve gösteriler yapan masum sivil Türk halkına ateş açılmıştır.”
Bulgaristan’da yaşayan Türklerin baskılar karşısında 19 Mayıs 1989’da Kırcaali’de büyük bir miting düzenlediğini aktaran Yıldırım, tepkilerin giderek büyüdüğünü anımsattı.
Türklerin direnişleri karşısında Todor Jivkov yönetiminin panikleyerek Türklere yönelik sınır dışı etme çalışmaları başlattığını ifade eden Yıldırım, “İlk başta direniş gösteren liderler çeşitli ülkelere sınır dışı edildi. Ardından Türkiye’nin kapıları açmasıyla büyük bir göç hareketi yaşandı.” dedi.
“Yollarda birçok parçalanan ailenin olduğunu biliyoruz”
Bulgaristan’dan Türkiye’ye zorunlu göçün, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da görülen en büyük göç hareketi olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bu yaşananlar sadece göç olarak tanımlanamaz. Bu bir zorunlu göç, bir sürgündür. İnsanlardan evlerini ve yurtlarını çok kısa sürede terk etmeleri istenmiştir. İnsanlar yüz yıllardır yaşadıkları topraklardan sürülmüştür. 23 Ağustos 1989’a gelindiğinde 310 bin kadar bir nüfus Türkiye’ye zorla göç ettirilmiştir. Mayıs 1990’a gelindiğinde bu rakam 345 bini geçmiştir. Yollarda birçok parçalanan ailenin olduğunu biliyoruz. İnsanlar çok büyük imkansızlıklar içinde kalıyor. Bu zorunlu göç büyük trajedilere sahne oluyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra görülen en büyük kitlesel göç hareketi olmuştur.”