Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği 21. Olağan Genel Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu‘nun katılımıyla basına kapalı gerçekleştirildi.
Çevrim içi yapılan toplantıya ilişkin SPK’dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Taşkesenlioğlu, sermaye piyasalarına olan ilginin son dönemde bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızlı bir artış gösterdiğini, 2020 yılından itibaren artan bir şekilde devam eden ilgi ve talebin arz yönünden de karşılık bulduğunu söyledi.
Bu gelişmelerin piyasalarda önemli ölçüde hareketlilik meydana getirdiğini belirten Taşkesenlioğlu, işlem hacimleri ve fiyatlarda ciddi artışların meydana geldiğini ifade etti.
Taşkesenlioğlu, 2021 Nisan sonu itibarıyla çeşitli sermaye piyasası araçları yoluyla doğrudan veya dolaylı olarak piyasalarda yatırımcı olan kişi sayısı yaklaşık olarak 19 milyonu bulduğunu belirterek, “Pay piyasasındaki yatırımcı sayısı 2020 yılı nisan ayında 1 milyon 437 bin kişi iken, bu yıl nisan sonu itibarıyla neredeyse ikiye katlanarak 2 milyon 674 bine ulaştı. Yatırımcı sayılarına ayrıntılı bir şekilde bakıldığında ise 20 bin TL ve üzeri portföyü bulunan yatırımcı sayısı 435 binden 780 bine çıkmıştır. Bu dönemde pay senedi yatırımcılarının portföy değeri de 461 milyar TL’den 695 milyar TL’ye yükseldi.” ifadelerini kullandı.
21 Mayıs haftası itibarıyla menkul kıymet yatırım fonlarının portföy büyüklüğü ise 167 milyar TL olarak gerçekleştiği bilgisini veren Taşkesenlioğlu, “Söz konusu büyümeyi, pay piyasası işlem hacmi verilerinde de görmekteyiz. 2019, 2020 ve 2021 yıllarının ilk dört aylık verilerine göre aylık ortalama işlem hacimleri ikiye katlanarak sırasıyla 165, 359 ve 777 Milyar TL olarak gerçekleşti.” diye konuştu.
“Piyasadan finansman sağlayan şirketlerin sayısındaki artış göze çarpıyor”
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, bu gelişmelerin kalıcı ve sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için üzerlerine büyük bir sorumluluk düştüğünün farkında olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bu sorumluluk aslında SPK ile birlikte, yatırım kuruluşları başta olmak üzere yatırımcılar, şirketler ve piyasayı oluşturan bütün katılımcılara aittir. Piyasamızın talep tarafı açısından yatırımcıların piyasanın temel kuralları ve özelliklerini bilmesi, doğru risk algısına sahip olarak bilinçlenmesi özellikle üzerinde durduğumuz bir konudur. Yatırımcıların, her şeyden önce, kısa vadede büyük kazanç hırsına kapılmanın, kendilerini manipülatörlerin ve dolandırıcıların tuzaklarına düşmeye müsait hale getireceğini anlaması gerekmektedir. Bilinçli ve sağlıklı bilgiye dayanan yatırım kararları verebilmek için piyasadaki yetkili ve güvenilir mercilerden danışmanlık hizmeti almanın önemi de bilinmelidir. Bu çerçevede yatırımcıların bilinçlenmesi ve bilgilenmesi için aracı kurumlarımızın daha aktif rol oynamalarını, yatırımcıların doğru yönlendirilmesi için daha yoğun çaba harcamalarını bekliyoruz. Ayrıca aracı kurumlarımızın yasaklı yatırımcılar ve manipülatörlerle çalışmama konusunda gösterecekleri hassasiyeti artırmaları, onların piyasa bozucu eylemlerine ortam sağlamamaları, piyasalarımızın sağlıklı işleyişine katkıda bulunacaktır. Böylelikle aracı kurumlarımız, uzun vadede bu tür işlemlerden kendilerinin de zarar görmelerini engellemiş olacaklardır.”
Piyasaya olan ilginin arz tarafında ise, gerek halka açılarak gerekse borçlanma araçları yolu ile piyasadan finansman sağlayan şirketlerin sayısındaki artış ın göze çarptığını aktaran Taşkesenlioğlu, piyasadan fon temin eden şirketlerin nitelikli ve piyasada kalıcı olması da gelişme açısından önemli olduğunu vurguladı.
Taşkesenlioğlu, özkaynak finansmanı ile piyasadan fon temin etmek amacıyla halka açılan şirket sayısında 2020 yılı başından bu yana yaşanan artışa değinerek, “Sermaye piyasalarının bir parçası olmak şüphesiz şirketler için büyük bir imkan sağlamaktadır. Şirketler açısından halka arzlar, temelde bilançoların uzun vadeli ve sağlıklı bir yapıya kavuşmasına imkan sağlamaktadır. Bununla birlikte, yatırımcılarına karşı sorumluluk üstenilmesi, piyasaya doğru bilgi aktarılması, yatırımcıların çıkarlarının zedelenmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gibi yükümlülükler de getirmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Borçlanmaya dayalı kitle fonlaması için ise çalışmalarımızı sürdürüyoruz”
SPK Başkanı Taşkesenlioğlu, son dönemde yoğun olarak artan yatırımcı talebinden hızlı bir şekilde yararlanmak isteyen bazı şirketlerin, sermaye piyasasının bir parçası olmanın gerektirdiği altyapı ve yükümlülükleri tam olarak yerine getirmeden bu işe girişmek istediklerini dikkati çekti.
Bu şekilde piyasaya girecek şirketlerin piyasada kalıcı olamama riski ve piyasaya zarar verme ihtimallerinin yüksek olması sebebiyle halka açılma başvurusu yapan şirketleri incelerken çok titiz davrandıklarını aktaran Taşkesenlioğlu, “Bu noktada aracı kurumlarımıza da ciddi bir sorumluluk ve görev düşmektedir. Halka arz arayışında olan şirketlerin doğru bir şekilde yönlendirilmeleri ve bilgi sahibi olmaları için aracı kurumların bu şirketlere destek olmaları büyük önem taşımaktadır. Özellikle halka arz işlemlerine aracılık ettikleri şirketleri çok ciddi bir şekilde incelemeleri, kural ve düzenlemelere uyumlarını titizlikle araştırmaları ve adil bir halka arz fiyat tespiti ile yatırımcılara sunmaları gerekmektedir.” diye konuştu.
Taşkesenlioğlu, sermaye piyasalarının özel sektörün fonlama yapısındaki payının artması için son dönemde bazı adımlar attıklarını belirterek, “Sektörden gelen talepler doğrultusunda girişim sermayesi yatırım fonlarından önemli nitelikteki işlemlere kadar bazı tebliğlerde önemli değişiklikleri hayata geçirdik. Sisteme kazandırılan borçlanma aracı sahipleri kurulu ve teminat yönetim sözleşmeleri sayesinde ise finansman sağlamak isteyen şirketlerin risk primini düşürecek ve yatırımcıların şirketlere daha güvenilir bir şekilde finansman sağlayabilecekleri bir ortamı oluşturmayı amaçlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Mart ayında açıklanan Ekonomi Reform Paketi’nde SPK’ya birçok önemli eylem konusunda sorumluluk yüklendiğini hatırlatan Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:
“Bu eylemlerden, projeye dayalı menkul kıymet ihracı, emeklilik fonlarının TEFAS benzeri bir platform olan BEFAS’ta işlem görmesi ve zamanaşımına uğrayan yatırım hesaplarının sahiplerine iade edilmesi konularında sona yaklaşmış bulunuyoruz. Önümüzdeki günlerde bu eylemlere ilişkin hedefler tamamlanmış olacak. Reform paketindeki sorumlu olduğumuz diğer bir eylem ise borçlanmaya dayalı kitle fonlamasına yönelik tebliğin yayımlanmasıdır. Bilindiği üzere nisan ayında iki adet paya dayalı kitle fonlaması platformunu yetkilendirdik. Borçlanmaya dayalı kitle fonlaması için ise çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tebliğ taslağını haziran sonuna kadar bitirip sizlerin görüşüne açmayı planlıyoruz.”
“Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde yakın ilişkiler kurmak istiyoruz”
SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, sorumlu oldukları “yeşil tahvil ve sukuk rehberinin hazırlanması” hususuna oldukça önem verdiklerini belirterek, “Küresel ölçekteki gelişmeleri yakından takip ediyor ve bu meselenin sermaye piyasalarımızın önümüzdeki 10 yılı için kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Taşkesenlioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Borçlanma araçları konusunda yeşil standartları bir an önce oluşturarak hem küresel ölçekte büyüyen bir yatırım potansiyelinden pay almak hem de en büyük ticari partnerimiz ile Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde yakın ilişkiler kurmak istiyoruz. Paketin diğer bir hedefi ise reel sektöre yönelik tahvil garanti fonunun oluşturulmasıdır. Bu konuda oluşturduğumuz çalışma grubu dünya örneklerini incelemekte ve Türkiye için en uygun modeli kurabilmek için çalışmaktadır. Bu kapsamda, sektör temsilcilerimizin altyapısı sağlam fikirlerini bizimle paylaşmalarından memnuniyet duyacağımızı belirtmek isterim.”