Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) mayısta aylık yüzde 0,89 ve yıllık yüzde 16,59 artış kaydetti.
Böylece geçen yılın eylül ayından bu yana kademeli yükselen ve nisanda yüzde 17,14’ü gören yıllık enflasyonda, 7 aylık artışın ardından ilk kez düşüş görüldü.
AA Finans’ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, enflasyonun mayısta aylık yüzde 1,39 artmasını bekliyordu. Ekonomistlerin mayıs ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 1,39) göre nisanda yüzde 17,14 olan yıllık enflasyonun yüzde 17,17’ye çıkacağı hesaplanıyordu.
Yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda yıl sonuna ilişkin enflasyon tahmini yüzde 12,2 seviyesinde bulunuyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, nisandan sonra enflasyonun aşağı yönlü geleceğini tahmin ettiklerini, tüm çalışma ve politikalarını bu öngörü doğrultusunda değerlendirdiklerini söylemişti.
Ekonomistler, açıklanan veriler ve TCMB yönlendirmelerinin nisanda zirveyi gören enflasyonda düşüş sürecinin başladığına işaret ettiğini belirterek, tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki makasın açıldığına dikkati çekti.
Bundan sonraki süreçte enflasyonda maliyet yönlü baskıların boyutunun önem taşıdığını vurgulayan analistler, faizlerin seyri açısından ise enflasyonda düşüş trendinin devam edip etmeyeceğinin kritik olacağını söyledi.
“Enflasyon yılı yüzde 15 civarında bitirebilir”
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, mayısta enflasyonun geçen yıla göre gerilemesinde, kapanmaların talebi sınırlaması nedeniyle gıda dışı gruplardaki fiyat artışlarının kısıtlı kalmasının etkili olduğunu ifade etti.
Ev eşyası, ulaştırma, eğlence, kültür ve haberleşme gruplarında fiyat değişimlerinin geçen yılın altında kaldığını, giyim fiyatlarının ise mevsimsel eğiliminden çok daha sınırlı arttığını anlatan Bürümcekçi, “Kura hassas gruplardan sadece mobilyada fiyat artışları geçen yıldan yüksek olurken, ev içi tekstil, ev aletleri, araç satın alımı, görsel-işitsel sistemler, kişisel bakım ürünleri gibi gruplarda fiyat artışları geçen yılın altında gerçekleşti.” dedi.
Bürümcekçi, gıda enflasyonunu işlenmiş gıda fiyatlarının yukarı çektiğine işaret ederek, gıda fiyatlarının seyrinin yıl sonu enflasyon tahmininden sapma konusunda yine önemli belirleyicilerden olacağını söyledi.
Küresel çapta gıda fiyatlarının yüksek seyri ile petrol ve emtia fiyatlarının tırmanışını sürdürmesinin olumsuz yansımalarının görülmeye devam ettiğini aktaran Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kur sepetinin şubat sonundan beri yüzde 20 civarında artması ve yıllık değişiminin yüzde 35 civarında seyretmesi, bu faktörün yukarı yönlü etkisinin ithalat fiyatlarındaki yükselişle birleşerek güçlendiğine işaret etmektedir. Buna ek olarak, ekonomik aktivite ve iç talebin ikinci çeyrek ortasında parasal sıkılaşmadan sınırlı etkilenerek devam etmesi enflasyon üzerindeki riskleri yukarı yönde tutmaktadır. Temmuz sonuna kadar uzatılan hizmet sektörlerindeki KDV indiriminin sonraki dönemde kaldırılması durumunda buradan yaklaşık 1 puan yukarı yönlü etki de gelebilir. Dolayısıyla TL değer kaybının daha fazla yükselmediği durumda bile enflasyonun haziran-ağustos döneminde mevcut yüksek seyrini koruması ve yılı en iyi ihtimalle yüzde 15 civarında bitirmesi beklenebilir.”
Bürümcekçi, Merkez Bankasının haziran ayı Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerde değişiklik yapmayacağı öngörüsünde bulunarak, faiz indirimlerinin son çeyreğe doğru gündeme gelme olasılığının arttığını sözlerine ekledi.
“Temkinli duruşumuzu koruyoruz”
Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler de mayıs ayında enflasyonun aylık yüzde 0,89 seviyesinde gerçekleşerek, kendilerinin ve piyasa tahminlerinin oldukça altında kaldığını söyledi.
Beklentilerin altında gelen veriye gerekçe olarak, “nihai fiyatlar üzerindeki kur geçişkenliğinin oldukça hafif gerçekleşmesi”ni gösteren Gönençler, “Kur geçişkenliğinin en net görüldüğü dayanıklı mal grubu enflasyonu yüzde 0,9, diğer temel mallar enflasyonu da sadece yüzde 0,2 seviyesinde gerçekleşmiş görünüyor. Ek olarak, giyim kalemindeki sezonluk fiyat artışlarının da yüzde 1,8 ile yüzde 6-7’lik mevsimsel ortalamaların altında kaldığı görülüyor.” dedi.
Gönençler, hizmet enflasyonunun yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleşmesi ve yıllık bazda da yüzde 13,1’den yüzde 13,6’ya yükselmesinin fiyat katılıklarının sürdüğüne işaret ettiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu durum aynı zamanda salgına bağlı kısıtlamaların olumsuz etkilerini yansıtıyor. Sonuç olarak, çekirdek enflasyonun (C grubu) yüzde 17,8’den yüzde 17’ye gerilemesi enflasyon tahminlerindeki sapmayı açıkladığını söyleyebiliriz. Bununla beraber, yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi de aylık yüzde 3,92 gibi çok yüksek bir seviyede gerçekleşirken, yıllık bazda da yüzde 35,2’den yüzde 38,3’e yükseldi. TL’deki değer kaybı ve emtia fiyatlarındaki yükselişlerden kaynaklı maliyet artışlarının bir noktada nihai fiyatlara yansıtılmak zorunda olmasına bağlı olarak, enflasyonun birkaç ay yükseliş trendinde olacağını ve muhtemelen de yıl içi zirveyi henüz görmediğimizi düşünüyoruz. Bu nedenle, beklentilerin altında kalan mayıs ayı enflasyonuna karşın, enflasyon görünümüne ilişkin temkinli duruşumuzu koruyoruz.”