Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Çağımızda artık ülkelerin uygarlık düzeyleri kişi başına kullanılan bilgi miktarından tutun da akıllı cihaz kullanım oranlarına, sosyal medya kullanımından geniş bant altyapılarının yaygınlık durumuna ve e-Devlet kullanıcı sayılarına kadar teknoloji odaklı parametrelerle ölçülür hale gelmiştir.” dedi.
Oktay, Türkiye Verimlilik Vakfınca ATO Congresium‘da düzenlenen “Uluslararası Verimlilik ve Teknoloji Fuarı“na konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başlayan Oktay, fuar katılımcılarına da başarılar diledi.
Oktay, ekonomik büyümede istikrarın korunmasının, teknolojik ilerlemeye ve sürdürülebilir verimlilik artışlarına bağlı olduğunu belirterek, “Verimliliği en basit şekliyle, her alanda mümkün olan en düşük kaynak harcaması ile olabilecek en yüksek sonucu elde etmek olarak tanımlayabiliriz.” dedi.
“Toplam faktör verimliliği olarak ifade ettiğimiz kavram ise hem emeğin hem sermayenin verimliliğini ve hem de teknolojik dönüşümü içinde barındırır.” diyen Oktay, yakın zamana kadar verimlilik ve teknolojiyi konuşurken inovatif uygulamaların verimlilik için çok önemli bir unsur olduğunun kabul edildiğini ancak verimliliğe sadece teknolojiyle ulaşılamayacağını düşündüklerini dile getirdi.
Oktay, şöyle devam etti:
“İş gücü kapasitesinden işletme ölçeklerine, üretim yapısından zamanın kullanımına kadar pek çok başka faktör sıralardık. Bugün ise artık yapay zeka, otonom araçlar, robotik üretim sistemleri, arttırılmış gerçeklik ve nesnelerin interneti gibi çığır açan ve yenilikçi teknolojiler hayatımızın birer gerçeği haline geldi. Bugün verimliliği etkileyen tüm faktörler dijital dönüşümden ve teknolojik gelişmelerden doğrudan etkilenmektedir ve yüksek teknoloji, yüksek verimlilik ve yüksek katma değer demektir. PricewaterhouseCoopers’ın (PwC) öngörüsüne göre bulut bilişim gibi çığır açan teknolojilerin 2030’da küresel ekonomiye yaklaşık 16 trilyon dolar katkı yapması bekleniyor. McKinsey ise ‘Kovid sonrası İşimizin Geleceği’ raporunda otomasyonun verimlilik ve büyüme üzerindeki olumlu etkisi sayesinde 2030 yılına kadar yaklaşık 11 milyon kişiye yeni iş alanları oluşacağını öngörmekte.
Bilginin ikiye katlanma prensibi üzerinde IBM ve Harvard Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalara göre, insanoğlunun yararlandığı bilgi, geçtiğimiz yüzyılda 25 yılda bir ikiye katlanırken özellikle nesnelerin interneti ve makine öğrenmesinin hayatımıza girmesiyle bu süre yarım güne kadar düşmüştür. Salgın şartlarının da etkisiyle geçtiğimiz yıl internet üzerinden 1 dakikada yaklaşık 1,5 milyon görüntülü ve sesli görüşmenin yapıldığı, yine 1 dakikada 260 binden fazla video konferans oturumunun açıldığı ve 41 milyondan fazla Whatsapp mesajının gönderildiği bir atmosferi konuşuyoruz. İşte bu yılki fuarın da temasını oluşturan ileri teknolojileri, büyük veri analizi ve yapay zeka gibi öne çıkan teknolojileri, bilginin bu katlanma ve üretim hızı ışığında ele almamız gerekiyor. Verinin giderek en değerli maden niteliği kazandığı günümüzde iş dünyamızla, üniversitelerimizle ve kuluçka merkezlerimizle omuz omuza vererek değişen trendlerin öncüsü olacağımıza yürekten inanıyorum.”
“Kamu ve özel sektörde verimliliği artırmak yenilikçi ve kapsayıcı bir yönetim anlayışıyla sağlanabilir”
Oktay, yaşanan teknolojik dönüşümün vatandaşların, iş insanlarının ve karar alıcıların proaktif bir şekilde uyum sağlamalarını gerektiren dinamik bir süreç olduğunu belirterek, “Çağımızda artık ülkelerin uygarlık düzeyleri kişi başına kullanılan bilgi miktarından tutun da, akıllı cihaz kullanım oranlarına, sosyal medya kullanımından, geniş bant altyapılarının yaygınlık durumuna ve e-Devlet kullanıcı sayılarına kadar teknoloji odaklı parametrelerle ölçülür hale gelmiştir.” dedi.
Özel sektör açısından rekabetçiliğin, teknolojinin sağladığı azalan maliyetler, hızlanan network imkanları, yeni müşteri ve pazarlara daha kolay erişim gibi avantajlarla mümkün olabileceğini aktaran Oktay, “Hem kamuda hem de özel sektörde verimliliği artırmak ancak geleceğin de ötesini görebilen politikalarla, yenilikçi ve kapsayıcı bir yönetim anlayışıyla sağlanabilir.” diye konuştu.
Oktay, şunları kaydetti:
“Biz Türkiye olarak Cumhurbaşkanımız liderliğinde ‘yüksek katma değerli yapısal dönüşüm’ ve ‘sürdürülebilir ekonomik büyüme’ hedefimizi ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’ vizyonuyla hayata geçiriyoruz. Vizyonumuzun alt eksenleri ise sanayide verimlilik artışı, dijital dönüşüm ve bölgesel kalkınmadır. Bu fuar salonuna giriş yaptığımız andan itibaren bu üç eksende ülkemizin geldiği noktanın somut nişanelerine bir kez daha birlikte şahitlik etme imkanınız olmuştur. Yerli, milli savunma sanayi projelerimiz ve Ar-Ge’de öncü üniversitelerimiz ürünleriyle burada. Gurur vesilesi bilişim sektörümüz ve geleceğe umutla baktığımız enerji projelerimiz burada.
Salgın döneminde bile yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünü daha hızlı döndüren sanayicilerimiz ve sanayi odalarımız, babayiğit girişimcilerimiz burada. Fikirleriyle kalkınma ve gelişimimize ışık tutan startup sahibi gençlerimiz, yarınlara dair hayalleri olan çocuklarımız burada. İleri teknoloji dediğimiz şey bizim için ileride ya da uzakta değil; işte tüm paydaşlarıyla burada. Hiç şüphesiz daha alacak çok yolumuz, aşacak zorlu yokuşlarımız var. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde 1239 adet Ar-Ge merkezi, 79 Teknopark kurmuşuz, bunun kat be kat fazlasını kurmak için çalışacağız.”
“750 Savunma Sanayi projesi yürütüyoruz”
“60 milyar dolarlık hacmin üzerinde 750 Savunma Sanayi projesi yürütüyoruz, bu sayıyı da proje hacmini de yükseklere taşıyacağız.” diyen Oktay, 805 kuruma ait kamu hizmetinin e-Devlet üzerinden vatandaşlara sunulduğunu, bu sayının da yerel yönetimler ve özel sektörün de dahil edilmesiyle daha da artırılacağını ve büyük verinin analiziyle karar alma süreçlerine katkı sağlanacağını vurguladı.
Oktay, Coğrafi Bilgi Sistemleri altyapısıyla devletin elinde bulunan toprak ve harita bilgisinin tapu ve kadastro, verimli tarım uygulamaları, gayrimenkul işlemleri ve yerli navigasyon geliştirme çalışmaları için kullanıma açıldığını hatırlatarak, sistemi daha en etkin hale getirmek için çalışmaların sürdürüldüğünü aktardı.
Fuat Oktay, şunları söyledi:
“Yapay zeka, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, robotik, siber güvenlik ve sensör teknolojileri gibi alanları geliştirilmesi öncelikli kritik teknoloji alanları olarak belirledik. Bu alandaki girişim ve icatları öncelikli olarak destekliyoruz. Muhalefetin hezeyanlarıyla vakit kaybetseydik Milli Uzay Stratejimizi oluşturup, somut adımları atabilir miydik? Birilerinin karamsarlığına, ‘istemezük’ zihniyetine uysaydık; bugün ATAK, ANKA, AKINCI semalarda olabilir miydi? Polonya, Ukrayna, Tunus gibi birçok ülkeye ihracatını yapıyor olabilir miydik? Ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışılan oyunlara müsaade etmiş olsaydık TÜRKSAT 6A ve İMECE gibi yerli milli haberleşme uydularımızın ya da yerli otomobilimiz TOGG’un tasarımına, üretimine başlayabilir miydik? Milletimiz bunların hepsinin farkında ve kimin laf ürettiğini kimin iş ürettiğini gayet iyi biliyor. Bu millet kiminle selamı sabahı keseceğini de, Aşık Veysel’in dediği gibi hangi cahille sohbeti keseceğini de iyi biliyor.
19 yıldır nasıl yatırımlarımızla, somut iş ve icraatlarımızla gönüllere girdiysek bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Verimlilik ve teknoloji konusunda, bir sektörde sahip olduğumuz tecrübeyi diğer alanlara yayarak, sahip olduğumuz know-how’ı kritik sektörlere aktararak ilerliyoruz. Savunma sanayi altyapımız sağlık teknolojilerini, lojistik altyapımız e-ticareti, otomotiv sektörü, bilişim ve otonom sektörlerini; yenilenebilir enerji altyapılarını besledikçe ihracat rekorlarımız, pozitif büyüme rakamlarımız gelmeye devam edecek.”
“Türkiye, güçlendirilmiş ekonomik modelle 2053 ve 2071’e güçlü şekilde ilerleyecek”
“Yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik model ile 2053 ve 2071’e daha güçlü bir Türkiye taşıyacağız.” diyen Oktay, önümüzdeki dönemde böyle fuarlarda kuantum teknolojilerinin, uzaydan sağlanan internetin, otomasyonun, ileri nanoteknolojinin, pikoteknolojilerin ve giyilebilen yerli milli teknolojilerin sergilenebileceğini söyledi.
Oktay, şunları kaydetti:
“Ülkemizin sahip olduğu hiçbir kaynağı özellikle enerjiyi, hammaddeyi ve sermayeyi atıl şekilde kullanma lüksümüz yok. Vaktimizi de boşa harcayamayız. İnanıyorum ki bugün altyapısını oluşturduğumuz milli teknoloji projeleri, gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli miras olacaktır. Verimliliği artırma projelerinin teşvik edilmesi ve toplumda verimlilik kültürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapan Türkiye Verimlilik Vakfının çalışmaları son derece önemlidir. Verimliliğin artırılması alanındaki çalışmalar, geçtiğimiz iki fuar programında olduğu gibi yine bu fuar vesilesiyle geniş kitlelere ulaşma imkanı bulacaktır. Böylece toplumun farklı kesimlerinde verimlilik olgusuna ilişkin farkındalık artacak ve sektörler arasında eş güdüm güçlenecektir.
Özellikle fuar alanında bulunan ‘start-up’ sokağının genç beyinlere ve buluşlara yer veriyor olması, yarınlarımız açısından umut veren bir yaklaşımdır. Geleceğin ötesine, start-uplara kafa yoran, tasarlayan, üreten, gençlerimizle yürüyeceğiz. Bu duygularla başta verimlilik ve teknoloji vizyonumuzun lokomotifi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Türkiye Verimlilik Vakfı ve Ankara Bilim Üniversitesi olmak üzere tüm paydaş kurum ve kuruluşlar ile emeği geçenlere teşekkür ediyor, fuarda kurulan iş birliklerinin devamını diliyorum.”