Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Joe Biden ile 16 Haziran‘da görüşerek “soğuk savaş döneminde bile olmadığı kadar” gerilmiş ikili ilişkilerin yoluna girmesi için ne yapılması gerektiğini müzakere edecek.
İsviçre’nin Cenevre kentinde Putin ve Biden’ın 16 Haziran’da yapacağı zirveye ilişkin resmi olarak bir gündem bulunmasa da yaşanan gelişmeler masadaki konulara ışık tutuyor.
Biden’ın ABD Başkanı seçildikten sonra Putin ile ilk defa yüz yüze yapacağı zirve, “ilişkilerin birinci elden ele alınması” bakımından tarihi anlamda önem taşıyor.
Bir süre önce Biden’ın Putin için “katil” yakıştırması yapması ilişkilerin en gerilimli dönemini yaşattığı için böyle bir zirve kararı alınması beklenmiyordu.
Biden’ın söz konusu ifadesine karşılık Putin, gerilimin tarafı olmak istememiş, diplomatik bir cevap vererek “kötü söz sahibinindir” mealinde bir açıklama yapmıştı.
Kırım’ı yasa dışı ilhak ettiği için 2014’ten bu yana Batı ülkeleri tarafından yaptırımlara tabi tutulan Rusya, ekonomik olarak daha fazla zarar görmemek için gerilimin tarafı olmak istemiyor.
Petrol ve doğal gaz zengini Rusya’ya karşı söz konusu yaptırımlar, ABD ve Batılı müttefikleri tarafından koordineli biçimde devam ediyor.
ABD’nin yaptırımlarının Rusya ekonomisine yıllık maliyetini ölçmek petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle kolay olmasa da belirli göstergeler ülkenin milyarlarca dolar kaybettiğine işaret ediyor.
Bu yüzden diplomatik davranmak durumunda kalan Putin, Biden ile çevrim içi yöntemle halkın izleyebileceği şekilde bir görüşme metodu da önermişti.
Putin-Biden zirvesinin gündeminde yer alacak konuların başında “siber saldırılar” gelecek. 2016’da ABD’deki başkanlık seçimlerine Rusya’nın siber müdahalede bulunduğu iddialarıyla başlayan suçlamalar, bugüne kadar diğer saldırılarla tekrar tekrar gündeme geldi.
Hala ABD’de bazı federal kurumlar ve şirketlere yapılan saldırılarda Rus izi olduğu savunuluyor. Putin, Biden’a bu hususta Amerikalı yetkililer ile bir ortak çalışma grubu oluşturulması önerisinde bulunacak.
Masada yer alması beklenen diğer önemli bir başlık ise Rusya’dan Avrupa’ya uzanan Kuzey Akım-2 doğal gaz boru hattı projesi olacak. Putin, projenin ilk kolunun inşaatının tamamlandığını kısa bir süre önce açıklamıştı. Elindeki sıvılaştırılmış doğal gazı Avrupa’ya satmak isteyen ABD, Rusya ile Avrupa arasındaki bu projeye hem ticari hem de stratejik açıdan karşı çıkıyor.
Rusya’nın komşusu olan Ukrayna’daki kriz de iki liderin gündeminde olacak. Ukrayna’nın doğusunda 2014’ten bu yana Rusya yanlısı ayrılıkçıların yönetimi altındaki Donbas’ın Kiev yönetiminin kontrolü altına girmesini isteyen ABD, Ukrayna sınırı yakınlarında bulunduğu belirtilen Rus askerlerinin güçlendirilmesinden rahatsız.
Son dönemde Rusya’nın batı ve güney sınırlarında NATO’nun tatbikatlar gerçekleştirmesinden duyulan rahatsızlık da Putin tarafından Biden ile görüşmede dile getirilmesi beklenen diğer bir konu. Rusya, batı sınırlarında NATO askeri hareketliliğinin 2-3 kat arttığını gözlemlediğini duyurmuştu.
Zehirlendiği gerekçesiyle Rus muhalif Aleksey Navalnıy’ın tedavi gördüğü Almanya’dan geldikten sonra bu yıl yolsuzlukla ilgili daha önceki bir davadan aldığı mahkumiyet nedeniyle hapse konulması, ABD’nin Rusya’daki “demokrasi ve insan hakları” konusunda rahatsız olduğu meselelerden birisi.
Bu hususta Rusya’nın yaptırım uygulamalarına tabi tutulması ve iç işlerine karışılmasından duyulan rahatsızlığı Putin’in bizzat Biden’a dile getirmesi bekleniyor.
Stratejik istikrar meselesinin de ele alınması beklenen zirvede, Rusya ile ABD arasında imzalanan Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşmasındaki (Yeni START) bazı sorunlar ve orta menzilli nükleer silahların konuşlandırılması ile ilgili konuların görüşülmesi öngörülüyor.
Ayrıca ABD ile Rusya arasında görüş farklılıklarının bulunduğu Suriye, Libya, Afganistan, İran ve Belarus konularına ilaveten uzayda silahlanma da gündeme gelecek konular arasında değerlendiriliyor.
İki liderin, Rusya ile ABD arasında iş birliği yapılabilen konuların geliştirilmesine yönelik görüşlerini dile getireceği ifade ediliyor.
Rus yetkililerin de kabul ettiği gibi “soğuk savaş döneminden bile soğuk” olan ilişkilerin ele alınacağı ve dünya kamuoyunun takip edeceği zirveden, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un dediği gibi, Rus tarafı “çok büyük bir beklenti içinde değil”.
ABD tarafının, Rusya’nın eylemlerini, çıkarlarını, pozisyonunu ve kırmızı çizgilerini dikkate alacağını umduğunu ifade eden Lavrov, Rus-Amerikan ilişkilerinin normalleşmesinin ancak eşitlik, karşılıklı saygı ve birbirlerinin iç işlerine karışmama ilkelerine uyulması halinde mümkün olacağını vurgulamıştı.