Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun “reaktif oksijen” türleriyle yeterli miktarda dozlamayla ve etkin bir planlamayla çözülebileceğini savundu.
Müsilaj sorununun çözümü için Yükseköğretim Kurulu tarafından oluşturulan akademik heyette yer alan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen toplantıya katılan Tecer, AA muhabirine, toplantıda eğitimden araştırmaya, acil eylem planlarından orta ve uzun vadede yapılacaklara kadar sorunların tamamının masaya yatırıldığını belirtti.
Kendisinin de toplantıda çözüm önerilerine yönelik fikirlerini paylaştığını ifade eden Tecer, sorunun “reaktif oksijen” türleri ile çözülebileceği yönünde çalışmalarının sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“Biz, NKÜ olarak son günlerde yaptığımız çalışmalarımızla ilgili bilgiler sunduk. Biz, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun acilen ortadan kaldırılabilmesi için reaktif oksijen türleriyle yeterli miktarda bir dozlama yapılması önerisini sunduk, bunun detaylandırılması araştırılarak uygulamaya götürülmesi gerektiğini ilettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan da önerilerde geçen sonuç bildirgesini kamuoyuyla paylaştı. Bundan sonra, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi olarak bizim yol haritamız reaktif oksijen türleriyle bu müsilajın ortadan kaldırılmasına ilişkin bir çalışma olacaktır. Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan raporda reaktif oksijen türleriyle bu müsilaj sorununun ortadan kaldırılması yönünde katkı sunacağımızı ifade ettik. Şu aşamada bir eylem planı, bir planlama hazırlığı içindeyiz. Önümüzdeki günlerde, bu konuyla alakalı yeni çalışmalar içerisinde olacağız.”
“Reaktif oksijen herhangi bir kimyasal değildir”
Prof. Dr. Tecer, çözüm önerisinin iki plandan oluştuğunu belirterek reaktif oksijenle bağlantılı öneriye ilişkin şu bilgileri verdi:
“Reaktif oksijen, atmosferde ve soluduğumuz havada bulunan oksijenin elektriksel alandan oluşan bir sistemde plazmadan geçirilerek enerjilendirilmiş halidir. Herhangi bir kimyasal değildir. Bunun uygun dozlaması ile deniz ortamında bulunan müsilajların bertaraf edilerek parçalanması mümkündür. Ayrıca denizin müsilaj nedeniyle tükenen çözünmüş oksijen konsantrasyonunu da arttırarak deniz ortamındaki canlı hayatın devamlılığı sağlanmaktadır.
Müsilajın, Marmara kıyılarındaki bölgesel dağılımı ve yoğunluğu belirlenerek denizin yüzeyine ve derinliklerine uygulanacak reaktif oksijen ile müsilaj sorunu yıllar sürmeyecek bir süre zarfında giderilip bertaraf edilebilir. Projenin ikinci aşamasında ise atık su arıtma tesislerinin çıkışına reaktif oksijen dozlaması yapacak teknolojinin entegrasyonu ile derin deşarj sularındaki azot ve fosfor giderilerek müsilaj oluşumunun önüne geçilecektir. Bu teknolojinin entegrasyonu ile mevcut atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtmaya dönüştürülmesinden daha az maliyetli ve daha etkili sonuçlar alınabilecektir.”
“Deniz salyasının organik kısmını parçalayıp elimine ettik”
Tecer, deniz salyasının deniz canlılarına verdiği en büyük problemin, sudaki oksijeni tüketmesi ve atmosferden de oksijen kazanımını engellenmesi olduğunun altını çizdi.
Soğuk atmosferik plazmayla üretilecek reaktif oksijenin deniz suyuna enjekte edilmesiyle müsilaj sorununa çözüm sağlanacağını düşündüklerini belirten Tecer, “Laboratuvar ortamında yaptığımız çalışmada, Tekirdağ sahilinden aldığımız müsilajlı suda bunu başardık. Litre başına 0,8 miligram çözülmüş oksijene sahip deniz salyası örneğini içeren suyu çok kısa bir sürede reaktif oksijen uygulamasıyla yaklaşık 13-14 miligram seviyesine getirdik. Bu ancak tatlı sularda görülebilen bir seviyedir. Deniz salyasının organik kısmını parçalayarak elimine ettik ve dibe çökelmesini sağladık.” diye konuştu.