Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusuSerap Aksoy, bugüne kadar 20’den fazla film ve dizide rol almanın gururunu yaşıyor.
İş adamı bir baba ve ev hanımı annesinin çocukluk yıllarında kendisine verdiği destekle İstanbul Devlet Konservatuvarı Balesi Orta Bölümünü bitiren 56 yaşındaki Aksoy, Münih Müzik Akademisi’nde Bale Yüksek eğitimi aldı. Bir süre dünyanın çeşitli ülkelerinde bale eğitimine devam eden Aksoy, İstanbul Devlet Opera ve Balesinde profesyonel olarak dans etti, çeşitli müzikallerde de yer aldı.
Aksoy, Atilla İlhan’ın yazdığı, 1983’de TRT’de yayınlanan Hüseyin Karakaş’ın yönettiği “Kartallar Yüksek Uçar” adlı dram macera türündeki dizide “Mebrure Karabulut” karakteriyle Sadri Alışık, Can Gürzap gibi oyuncularla oynadı. Daha sonra Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde Şener Şen’le oynadığı 1986 yapımı “Değirmen” filmiyle sinemaya atılan Aksoy, TRT ve özel kanallardaki “Hatırla sevgili”, “Aşka sürgün”, “Yaprak dökümü”, “Kantodan Tangoya” gibi bilinen projelerde de rol aldı.
1992’de Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer ile oynadığı “İki Kadın” isimli filmde, 29. Antalya Film Şenliği’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, “Uluslararası En İyi Kadın Oyuncu” ve “Türkiye’de Yılın En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerini de alan sanatçı, “C Blok”, “Piano Piano Bacaksız” ve “Yer Demir Gök Bakır” filmlerinde de başrol oynadı.
Aksoy, TRT’de başlayarak uzun yıllar televizyon programcılığı, sunuculuk ve yapımcılık yaptı, üniversitelerde de drama dersleri verdi.
Yaşamını bir süredir Bodrum ilçesinde sürdüren oyuncu, Eskiçeşme Mahallesi’ndeki evinin kapısını AA muhabirine açtı.
Bodrum’un tabiatı, tarihi güzellikleri ve ikliminden çok etkilendiğini, burada ev alarak yaz kış yaşamaya karar verdiğini belirten Aksoy, Kovid-19 nedeniyle zamanını hep okuyup, araştırıp ve spor yaparak geçirdiğini söyledi.
Salgın nedeniyle bazı projeleri geri çevirmek durumunda kaldığını ifade eden Aksoy, gelecek süreçte üretmeye devam edeceğini belirtti.
Türkiye’de televizyon dünyasında uluslararası standartlarda kaliteli işler yapıldığına da dikkati çeken Aksoy, dizi sektörünün çok ilerlediğini ve geliştiğini kaydetti.
“Tek pişmanlığım, Yılmaz Güney’in filminde rol alamayışım”
Başarılı projelerin dünyanın birçok yerindeki televizyonlarda yer aldığına değinen oyuncu, kendi projelerini, yeni nesil oyuncuların çalışmalarını şu sözlerle anlattı:
“Ben ilk sinema filmimi 1986’da Şener Şen ile çekmiştim. Bu benim için çok büyük bir deneyimdi. Hem iyi yönetmenlerle, hem de Rutkay Aziz, Fikret Kuşkan, Zuhal Olcay, Haluk Bilginer gibi Türk sinemasına adını altın harflerle yazdıracak çok iyi aktörlerle çalıştım. İnsan bir zaman sonra artık çok seçici olmaya başlıyor. Ama yeni nesilde çok değer verdiğim ve ilgi duyduğum oyuncular var. Zaten hiç kendilerini tanımasam da ekranda görünce bir şekilde onlara ulaşıp duygularımı iletmeyi seviyorum. Kendisini çok iyi geliştiren hatta iki dil bilen oyuncularımız var.”
Türk dizilerinin uluslararası mecralarda yer bulması gurur verici olduğunu vurgulayan Aksoy, “Bu sektörde çok önemli anılar biriktirdim. Ama bir pişmanlığım var o da 1975’deki Yılmaz Güney’in ‘Arkadaş’ filminde rol alamayışım. Çünkü o zaman bale eğitimi alıyordum yurt dışındaydım ve hayatım çok yorucu geçiyordu. Benim bir reklam filmindeki yüzüm Yılmaz Güney’in çok ilgisini çekmişti. İlk sinema teklifini ondan almıştım. Şimdiki aklımla ‘Keşke Yılmaz Güney’in setinde bulunsaydım ve o rolü alsaydım.’ dediğim pişmanlığım var.”
Aksoy, salgın dönemini evinde araştırma, izleme ve bol bol okumayla geçirdiğini belirterek, sanat hayatını her alanda sürdürmeye devam edeceğini ifade etti.