Cezayir‘deki erken parlamento seçimlerinde oylamaya katılımın çok düşük olduğu açık bir şekilde görüldü ve bu da çok sayıda adayın seçmenin güvenini kazanmada başarısız olduğunu ortaya koydu.
Milletvekili seçimlerinde 902 bin 865’i yurt dışında olmak üzere 24 milyon 425 bin 174 seçmen oy kullanma hakkına sahipti.
Cezayir resmi televizyonunun, seçimleri yöneten Bağımsız Ulusal Seçim İdaresinden (ANIE) aktardığı haberde, ülke geneli ve yurt dışındaki 24 milyondan fazla kayıtlı seçmenden yüzde 30,2’sinin sandığa giderek oy kullandığı duyurulmuştu.
ANIE’nin verileri, ülkede çoğunluğun sandığa gitmeyerek “çekimser kalmayı” tercih ettiğini gösteriyor.
Bunun yüzde 37,09 katılımla gerçekleşen 2017’deki seçimlerin ardından ülke tarihindeki “rekor” sayılabilecek en düşük katılımlı genel seçim olduğu belirtiliyor.
Katılım oranı önemli değil mi?
Resmi sonuçlar, Cezayirli seçmenlerin çoğunluğunun sandığı bir kez daha boykot etmeyi tercih ettiğini doğruladı.
2017 seçimlerinde oy kullanan seçmenlerin oranının yüzde 37 ile sınırlı kalması, seçimleri boykot edenlerin “sessiz çoğunluk” olarak nitelendirilmesi sonucunu doğurdu.
Siyasi partilerden çok sayıda aday çıkarılması, bağımsız listeler bulunması ve aday sayısının yaklaşık 23 bine ulaşması da katılım oranının yükseltilmesi için yeterli olmadı.
Gösterilerin sonuç getireceğini düşünen bazı aktivistler, herhangi bir seçimin mevcut siyasi sistemin devamı olduğuna inanıyor.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, başkent Cezayir’de oy kullandıktan sonra yaptığı açıklamada, “katılım oranının, sandıktan çıkan ve yasama gücünü alanların meşruiyeti kadar önemli olmadığını” belirtmişti.
Cezayir Cumhurbaşkanı, katılım oranını artırma çabasında olmadığını ilk kez dile getirmiyor. Tebbun, daha önce de yerel basına “Oy kullanmak isteyen kullanır, boykot etmek isteyen de başkalarını boykota zorlamamak şartıyla bunu yapabilir.” açıklamasında bulunmuştu.
Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Tebbun’un bakış açısının, seçimlerin başarısı için yüksek katılım oranını bir kriter olarak gören Abdulaziz Buteflika rejimindeki yetkililerden farklı olduğunu ifade ediyor.
Oy kullanmama nedenleri
Siyasi aktivist Hassan Necib, seçmenlerin oy kullanma isteksizliğinin, bazı adayların ve parti liderlerinin “güven” ve “politik performans” faktörü ile bağlantılı olduğunu söyledi.
İster bağımsız, ister herhangi bir parti üyesi olsun adaylar ile vatandaş arasında güven yokluğunun devam ettiğinin çok net bir şekilde ortaya çıktığını kaydeden Necib, eski rejimin adamları olduğuna inanılan bazı adayların açıklamalarının seçmeni olumsuz etkilediğini ve değişimin henüz çok uzak olduğu izlenimi verdiğini vurguladı.
Necib, “Cumhurbaşkanı Tebbun’un gerçek kurumsal değişimi gerçekleştirme konusundaki niyetinden hiç şüphem yok. Seçmenlerin sandığa gitmesini sağlamak, eski partilerin eski uygulamaları ve eski rejime bağlı eski yüzlerin ortadan kaldırılması ile bağlantılı olabilir.” dedi.
Siyasi aktivist Necib, “Cumhurbaşkanı Tebbun’un programı doğrultusunda yeni bir siyasi harita inşa etmek, eski rejime bağlı kişilerin siyaset sahnesinden kalıcı olarak kaybolması ile bağlantılıdır.” diye konuştu.
Katılımın düşük olmasının diğer nedenleri
Siyasi aktivist Şekib Kuveydiri de seçimlerde oy kullanma oranının düşük olmasının farklı sebepleri olduğunu belirtti.
Kuveydiri, “Oy kullanmada isteksizlik; kayıtsızlık ve umutsuzluktur ancak boykot bir tavırdır. Sandığa gitmemek, değişim umudunun kaybolması ile birlikte ülkemizde 30 yıldır derinleşen psikolojik bir durum ve sosyal bir olgudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Son seçimlerde kaydedilen isteksizliğin, mevcut durumun bir sonucu değil 1989’da siyasi çoğulculuğun kabul edilmesinden bu yana ülkedeki tüm parlamento seçimlerini karakterize eden bir davranış olduğunu kaydeden Kuveydiri, Aralık 1991 seçimlerinde sandığa gitmeyenlerin oranının yüzde 40’ı geçtiğini, boş oy kullananların da yüzde 8’i bulduğunu hatırlattı.
Cezayir’de 2017’de gerçekleştirilen parlamento seçimlerine katılım oranı yüzde 37,7, 2012’de yüzde 44,38, 2007’de yüzde 36,95 olarak kayıtlara geçmişti.
Muhalefet ise İçişleri Bakanlığının gözetiminde yapılan bu seçimlerin katılım oranlarına şüpheyle yaklaşmış ve abartılı bulmuştu.
Cezayir’de 12 Haziran’da yapılan genel seçimleri 105 sandalye ile Ulusal Kurtuluş Cephesi kazanmıştı.