Bulunamadı...
Tüm Sonuçları Görüntüle
Cuma, Mayıs 16, 2025
Kanal 5
  • ANA SAYFA
  • GAZİANTEP
  • ANKARA
  • DOĞU-GÜNEYDOĞU
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
  • SİYASET
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • KÜLTÜR
  • SPOR
  • PROGRAMLAR
  • KURUMSAL
    • İLETİŞİM
    • İNSAN KAYNAKLARI
    • KÜNYE
    • KATALOG
Kanal 5
Bulunamadı...
Tüm Sonuçları Görüntüle
Cuma, Mayıs 16, 2025
Kanal 5
  • ANA SAYFA
  • GAZİANTEP
  • ANKARA
  • DOĞU-GÜNEYDOĞU
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
  • SİYASET
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • KÜLTÜR
  • SPOR
  • PROGRAMLAR
  • KURUMSAL

Baykal’dan bir garip tepki

• Kanal 5
13 yıl önce
• Genel
A A

Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan 28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu’na gelen Baykal, hazırladığı metni okuduktan sonra komisyonu terk etti.

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan 28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu’na geldi.

Komisyon Başkanı Nimet Baş ile dahi tokalaşmayan Baykal, hazırladığı metni okudu. Metnin son bölümünde yer alan “Komisyonunuz bir siyasi heyet olarak, gazete yazarlarını, televizyoncuları, gazete patronlarını, eğlence dünyasının şöhretlerini ve diğer siyasetçileri çağırmadan önce kendi yetkisini sorgulamak durumundadır.” ifadelerini okuyan Baykal, komisyon salonunu terk etti.

Deniz Baykal, salona girdiğinde yoğun bir ilgiyle karşılandı. Komisyon Başkanı Nimet Baş, Baykal’a seslenerek ‘hoşgeldin demek istiyoruz’ deyip tokalaşmak için elini uzattı. Ancak Baykal, uzaktan ‘hoşbulduk’ diye karşılık verdi. Başkan Baş’ın ısrarına rağmen Baykal tokalaşmaktan kaçındı. Eli havada kalan Baş, yanındakilere sitem ederek “Herhalde görüntü vermek istemedi.” ifadesini kullandı.

Daha sonra Baykal konuşmasına geçti. Araştırma Komisyonlarının yapacakları araştırma ve incelemelerde kimleri muhatap alabileceklerinin Türkiye Büyük Millet Meclis’i İçtüzüğü’nün 105. maddesinde 10 kalemde sayıldığını hatırlatan Baykal, bunların “Bakanlıklar, genel ve katma bütçeli daireler, mahalli idareler, muhtarlıklar, üniversiteler, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel kanun ile veya özel kanunun verdiği yetkiye dayalı olarak kurulmuş banka ve kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler” olduğunu ifade etti.

Araştırma komisyonlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yürütme organından bilgi isteme, yerinde inceleme yapma, kamusal kurum ve kuruluşların ilgililerini çağırıp bilgi alma ihtiyacına göre yetkilendirildiğini belirten Baykal, bu konuda Meclis ve onun adına görev yapan araştırma komisyonlarının muhatabının kamu, yürütme ve genel idare olduğuna dikkat çekti.

“ARAŞTIRMA KOMİSYONU MİLLETVEKİLLERİNİ SORGULAYAMAZ”

Araştırma komisyonlarının kamu kurum ve kuruluşlarının ilgilisi durumunda bulunmayan vatandaşları, sivil toplum kuruluşlarını, basın mensuplarını, televizyoncuları, eğlence dünyasının şöhretlerini, özel banka ve şirket sahip, yönetici ve mensuplarını, siyasi parti mensup ve yöneticilerini, siyasetçileri ve genel olarak tüm vatandaşları komisyon toplantılarına çağırıp bilgi talep etme yetkisine sahip olmadığını savunan Baykal, Araştırma Komisyonu marifeti ile milletvekilleri, bazı vatandaşları ya da bazı milletvekilleri, başka bazı milletvekillerini sorgulayamayacağını kaydetti.

Baykal, şöyle devam etti: “Bütün bunlar dikkate alınınca, bir yazı ile Komisyonunuzun 30 Ekim 2012 tarihli toplantısına saat 17.00’de katılma ve bilgi verme çağrısının, bana, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 105. maddesinde sayılan, hangi kamu kurum ve kuruluşunun ilgilisi kimliği ile yöneltilmiş olabileceğini anlayabilmiş değilim. Bu komisyonda görev yapan değerli arkadaşlarımın, askeri darbeler ve demokraside yaşanan tıkanıklıklar konusunda bir rapor hazırlarken benimle de istişare etmek, bilgi alışverişinde bulunmak ihtiyacını hissetmiş olmalarını doğal karşılarım. Ben de farklı siyasi görüşleri olan arkadaşlarımla ülkemizin bu temel sorunlarını müzakere etmekten mutluluk duyarım. Bu çerçevede, 12 Eylül askeri darbesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ve siyasi partileri kapatarak nasıl hala telafi edilemeyen bir siyasi tahribata ve etnik çatışmalara kadar yansımaları olan bir temel siyasi istikrarsızlığa yol açmıştır? Bu dönemde, hukuku kullanarak ya da hukuk dışı uygulamalarla topluma yaşatılan travmaların insanlarımıza ve topluma ödettiği bedeller, siyasal hayatımızı nasıl derinden sarsmıştır ve sarsmaya devam etmektedir? Elbette bu konularda hepimizin yapacağı katkılar vardır.”

“12 EYLÜL SONRASI SİYASİ ÇÜRÜME AHLAKİ YOZLAŞMA ORTAMINA GİRİLDİ”

12 Eylül sonrası dönemde, ilkesiz koalisyonlarla ortaya çıkan, soruşturma şantajları ve siyasi pazarlıklara dayalı aklamalarla ve kirli milletvekili transferleri ile şekillenen bir siyasi çürüme ve ahlaki yozlaşma ortamına girildiğini anlatan Baykal, “Bu ortamın her aşamasında, muhtıra öncesinde de, muhtıra sonrasında da, çözümün, Parlamento’nun seçim yoluyla yenilenmesinde olduğunu ısrarla söyleyen, yalnız kalmış tek bir ses vardır. Muhtıra öncesinde de muhtıra sonrasında da çürümüş ya da dayatılmış koalisyon tertiplerine bulaştırılmayı, bilinçli olarak reddedip, çözümün ısrarla seçim yoluyla yenilenmiş bir Meclis’te olduğunu söyleyerek tek başına seçim talep etmiş olan bu anlayışın, Türkiye’de darbe tartışmalarına elbette ciddi katkı yapabileceği açıktır. Bu bunalım döneminde, hem askeri muhtıraya yol açan yozlaşma ve çürüme sürecinin içinde hiçbir sorumluluğu bulunmayan, üstelik, yaşanan bu siyasi yozlaşma ve siyasi çürümeye karşı mücadele vermiş, hem de koalisyona katılma önerilerini reddederek muhtıraya itibar etmeyi, ondan yararlanmayı aklından bile geçirmemiş insanların bu dönemle ilgili söyleyecek çok sözü vardır. Fakat böyle bir görüşmenin gerçekleştirileceği ortam herhalde Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’ne aykırı bir çağrı ile oluşturulacak bir komisyon toplantısı ve onun ifade alma ve sorgulama yöntemi değildir.” diye konuştu.

“RESMİYETTEN UZAK DOSTÇA KONUŞABİLİRİZ”

İlgi duyan herkesle, askeri darbe ve demokratikleşme sorunlarının tümünü, resmiyetten uzak dostça bir ortamda müzakere edebilmeyi gerçekten istediğini belirten Baykal, bugün yaşanmakta olan demokrasi ve hukuk-yargı sorunlarının da kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Geçmiş dönemlerdeki darbelere ya da darbe girişimlerine gösterilen hassasiyetin bugünkü demokrasi ve hukuk-yargı ihlallerine sergilenen duyarsızlıkla çelişmemesi gerektiğinin altını çizen Baykal, şunları söyledi: “Darbe konusu, geçmiş dönemlerdeki komünizm ve irtica saplantıları gibi bir topyekûn suçlama, sindirme ve soruşturma mekanizmasına dönüştürülmemelidir. Basın ve düşünce özgürlüğü ile ilgili sorunlar ne yazık ki artık, tutuklu gazeteci sayıları ile ölçülebilir olmaktan çıkmıştır. Uygulanan sindirme ve yıldırma yöntemleri sonuç vermiş, basın ve televizyonlar diz çökmüş, özgürce görevini yapamaz hale gelmiştir. Siyasi hesaplaşma niteliğindeki davalar, yargılamanın her aşamasında ortaya çıkan hukuk zaaflarıyla artık inkâr edilemez hale gelmiştir. Belli davalar için özel yetkili mahkeme uygulamasının sürdürülmesi, çifte standartlı bir yargılama sistemi oluşturmuştur. Siyasi kasta dayalı uzun tutukluluk halleri ve tutuklu milletvekilleri uygulaması, savcı ve hâkimlerin aldıkları kararların iktidarın siyasi tercihlerine göre değerlendirilerek, terfilerinin, atamalarının ve soruşturmalarının yapılması, Deniz Feneri davasının acıklı görünümü Türkiye de yargının artık tarafsız da bağımsız da olmadığını ortaya koymaktadır.”

“ASKERİ DARBELERDEN VE SİYASİ BASKILARDAN ARINDIRILMIŞ DEMOKRASİ HEPİMİZİN ÖZLEMİ”

Askeri darbelerden ve siyasi baskılardan arındırılmış bir demokrasi ve hukuk-yargı düzeninin herkesin ortak özlemi olmaya hala devam ettiğini dile getiren Baykal, “Buna ulaşmak için birbirimizi daha çok dinlemeye ve anlamaya ihtiyacımız var. Bu amaçla yapılacak her türlü çalışmada sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyacağımı bir kez daha ifade etmeliyim. Bununla birlikte, Araştırma Komisyonlarının, özellikle de Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu uygulamasının, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’ne uygun olmayan bir istikamette sürdürülmekte olduğunu görüyorum. Buna gerekçe olarak da, toplumda demokrasi bilincinin artırılması, darbelere karşı bir duyarlılık geliştirilmesi, yanlışlıkların hesabının sorulması gibi iyi niyetli bekleyişler ifade ediliyor. Fakat unutulmamalıdır ki insanların kamu otoritesi ile ilişkilerinin hukukilik, öngörülebilirlik ve kesinlik taşıması, hukuk devleti ve demokrasi için yaşamsal önemdedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev yapan bir komisyonun, içtüzük sınırlarını aşan keyfi çağrılar yaparak, sadece kamu kurumlarının temsilcileri için söz konusu olabilecek bilgi isteme yetkisini, sorgulama olarak kullanması ve bunun teşhir edilmesi suretiyle tek tek insanları, bireyleri fiilen suçlama ve yargılama kapsamına alması, hukuk devleti anlayışı ile de insan haklarına ve demokrasiye saygı anlayışı ile de bağdaştırılamaz. Komisyonunuzun hazırlayacağı rapor, TBMM Genel Kurulu’nda müzakere edilecektir. Yargıda halen sürmekte olan davalar ve Anayasa’nın 138. maddesi karşısında bu müzakere nasıl yapılabilecektir? Eğer Anayasa’nın 138. maddesine uygun bir rapor söz konusu olacaksa o ifadeler niçin alınmıştır, o sorgulamalar niçin yapılmıştır? Eğer bu yöntemle, yargı organlarında yürütülmekte olan bazı davalara kamuoyu desteği sağlamak ve dava kapsamını belli kesimlere doğru genişletme çabalarına destek vermek amaçlanıyorsa bunun açık bir anayasa ihlali olduğu da bilinmeli, eğer biliniyorsa bu durum daha ciddiye alınmalıdır.” şeklinde konuştu.

“SİYASET-YARGI İLİŞKİSİ OLAĞANÜSTÜ ÖNEMLİDİR”

“İster darbe ve askeri müdahale dönemlerinde olsun ister seçimle işbaşına gelen sivil iktidar dönemlerinde olsun siyaset-yargı ilişkisi olağanüstü önemlidir.” diyen Baykal, sözlerini şöyle tamamladı: “Siyasi güç sahipleri, seçimle işbaşına gelen iktidar dönemlerinde zaman zaman, darbe dönemlerinde daima, yargıyı, geçmiş dönemlerle hesaplaşmak onlardan intikam almak ya da kendi geleceklerini güvence altına almak için şekillendirmişlerdir. Ne yazık ki bu çerçevede, Yassıada Mahkemeleri de Silivri yargılamaları da adalet tarihimizin mahcubiyet sayfalarını oluşturmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, siyasetimizi, hiçbir gücün adaleti kendi özel hesaplarına göre kullanmasına izin vermeyecek bir noktaya ulaştırıncaya kadar, mücadeleye devam etmek durumundayız. Ne yazık ki dün de öyleydi, bugün de öyledir. Dün, hiçbir yargı kararı olmadan sürgüne gönderilmiş bir siyasetçi olarak yapılan hukuksuzlukları Zincirbozan’dan Kenan Evren’e yazılı olarak bildirmiştim. Bugün de, Darbeleri ve Askeri Müdahaleleri Araştırma Komisyonu’na yetkisiz ve hukuksuz siyasi sorgulama girişiminin yanlışlığını ifade ediyorum. Yargıyı, siyasetin, geçmişle hesaplaşma, kendi geleceğini güvence altına alma tasallutundan kurtarmak lazımdır. Yargının siyasallaşması kadar, siyasetin yargılaşması da temel bir yanlıştır. Bütün bunları, düne ve bugüne ait tüm demokrasi, hukuk ve insan hakları sorunlarını, elbette Komisyonunuzun yetki dışı çağrısı ile ifade-sorgulama ilişkisine girmeden, sizlerle konuşmaktan mutluluk duyarım. Fakat bu fiili uygulamanın bir parçası haline gelmeyi kabul etmem mümkün değildir. Komisyonunuz bir siyasi heyet olarak, gazete yazarlarını, televizyoncuları, gazete patronlarını, eğlence dünyasının şöhretlerini ve diğer siyasetçileri çağırmadan önce kendi yetkisini sorgulamak durumundadır.”

Komisyon Başkanı Baş ise son derece kapsamlı bir yazıyı Baykal’a göndereceklerini ifade etti. Baş, kendisi komisyonu terk etmemiş olsaydı bütün bunları kendi yüzüne karşı ifade edebileceklerini vurguladı.

Öte yandan Baykal’ın komisyonu terk etmesi CHP Basın Birimi tarafından duyuruldu ve okuduğu metin gönderildi.

  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
  • X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
Bulunamadı...
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Tüm Haberler
  • Gaziantep
  • Ankara
  • Doğu-Güneydoğu
  • Türkiye
  • Dünya
  • Siyaset
  • Sağlık
  • Ekonomi
  • Yaşam
  • Kültür
  • Spor
  • Programlar
  • Kurumsal
    • İletişim
    • İnsan Kaynakları
    • Katalog
    • Künye

© 1994 - 2022 Kanal5 Tüm Hakkı Saklıdır

»
«