Doğdukları kentler ve tarihler farklı olsa da benzer kaderi yaşayan şehit kızları, babalarına duydukları özlemi onlardan kalan az sayıda eşya, görev kıyafetleri ve birkaç fotoğrafla gidermeye çalışıyor.
Her Babalar Günü‘nde burukluk yaşayan şehit çocukları, babalarından yadigar kalan polislik mesleğini sürdürerek acılarını bir nebze de olsun hafifletmeye çalışıyor.
Mersin Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü , AA muhabirine, Tarsus ilçesindeki Fevzi Çakmak Karakolunun amiri olan babası başkomiser Muhittin Kılıç’ın, 1989 yılında göreve giderken geçirdiği trafik kazasında şehit düştüğünü söyledi.
Babasını, gece uyurken üstünü örttüğü anlarıyla hatırladığını belirten 2 çocuk annesi Sertoğlu, “Ben babamı kaybettiğimde 13 yaşındaydım. 5 kardeştik, 2 kardeşim engelliydi. Annem çok zorluk çekti. Ben çocukların en küçüğüydüm, zorlandım. Devletimiz, emniyetteki ağabeylerimiz sahip çıktılar ama tek başına olmak başka bir şey. Ben 13 yaşındaydım ama kocaman bir insandım. Her şeyi tek başına yapmak zorunda kaldım.” dedi.
Sertoğlu, babası sayesinde sevdiği polislik mesleğine girmeye henüz çocuk yaşlarda karar verdiğini ifade ederek, “Ben babama, onun yaptığı işe aşıktım çünkü polisliği onunla sevdim. Karakola gittiğimizde onun babacanlığını, acizlere yardım edişini görürdüm. Bana çok masumene ve şerefli gelirdi. Babamı gördükçe mesleğe aşık oldum. Babayı sevince mesleği de sevdim. Çok onurlu, şerefli ve güzel bir meslek.” diye konuştu.
Babasını, mesleğini sürdürerek onurlandırmaya çalıştığını dile getiren Sertoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Babamı kaybettikten sonra onun bayrağını devralmam gerekiyordu ve aldım. Çok şükür hala da devam ediyorum. Babalar Günü’nde hep bir tarafımız bomboş. Yaş ilerledikçe, kendi çocuklarınıza sahip oldukça buruk geçiyor ama onu görmeyi, ona sarılmayı, onu öpmeyi, başımı omzuna koymayı isterdim. Biz şehit çocukları olarak hep bir tarafımız boş, yalnız, soğuk. Çok özlüyoruz. Babalar Günü’nde biraz daha fazla özlüyoruz. Babalar Günü’nde resimlerini açıyorum önce. Bana o kadar güzel anılar bırakmış ki. Ben 13 yıl boyunca çok mutlu bir çocuk olmuşum. Yaşadıklarımız aklıma geliyor, gülüyorum, dua ediyorum. Eğer bir babasız çocuk varsa, özellikle şehit çocuğuysa onları ziyaret edip hediyeler, pastalar alıyorum. Onları sevindirmek için elimden geleni yapıyorum. Biraz da olsa o boşluğu kapatmaya çalışıyorum.”
Sertoğlu, çocukların, aileleriyle mutlu ve huzurlu şekilde yaşamaları için görev yaptıklarını kaydederek, “Vatandaşlarımız çocuklarını merak etmesinler. Onları koruyup kollayacağımıza emin olsunlar istiyoruz. Biz onları, kendi evlatlarımız gibi görüyoruz. Elimizden geldiğince kötülüklerden korumaya çalışıyoruz. Bizler babasız kaldık ama diğer çocuklarımızın babasız kalmaması için elimizden geldiğince özveriyle mesleğimizi icra ediyoruz.” dedi.
“Hiçbir Babalar Günü’nü kutlayamadık”
İl Emniyet Müdürlüğünün acil çağrı merkezinde görev yapan polis memuru Zuhal Budak da babası Abdullah Budak’ın 1980 yılında Uşak’taki bir çatışmada şehit olduğunu belirterek, babasını henüz 2,5 yaşındayken kaybettiğini söyledi.
Bir çocuk annesi Budak, annesinin de desteğiyle polis olmaya karar verdiğini, kardeşinin de baba mesleğini sürdürdüğünü dile getirdi.
Babalar Günü’nü daha buruk geçirdiklerini ifade eden Budak, “Hiçbir Babalar Günü’nü kutlayamadık, bir eksiklik var. Hiçbir zaman babayla olamadık. Babalar Günü bizim için buruk geçiyor. Hem anneler hem de geride kalan çocuklar için çok zor. Babalar Günü’nde en azından mesai arkadaşlarımızın gününü kutluyoruz. Bu da bir teselli. Onlar da bizim meslektaşımız, yarı babamız sayılır. Bu günleri böyle geçiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Babalarımızın bıraktığı yerden biz devam edeceğiz”
Evli ve 2 çocuk annesi polis memuru Çiğdem Altuntaş da Tunceli’de polis olarak görev yapan babası Remzi Yemez’in 1993’te PKK’lı teröristlerce kaçırılarak şehit edildiğini söyledi.
Şehadet haberiyle henüz çocuk yaşlarda tanıştığını aktaran Altuntaş, “Babam, başkomiseriyle kaçırılmıştı. Sonrasında haberi geldi. Bunun tarifi yok, anlatılmaz. 13 yaşındasınız, şehit olduğunu öğreniyorsunuz. Olayın öncesinde polis olmak istiyordum, babamın şehit olması da daha fazla etkiledi.” dedi.
Altuntaş, Babalar Günü’nün kendisini hüzünlendirdiğini dile getirerek, şunları söyledi:
“Keşke babamla bir fotoğraf karem olsaydı, hiç yok. O yüzden Babalar Günü bir şey ifade etmiyor. Benim babam terör şehidi. Bizler bitmeyeceğiz, daha çok büyüyeceğiz. Devletimize, ülkemize hizmet edeceğiz. Babalarımızın bıraktığı yerden biz devam edeceğiz. Çocuklarım olana kadar her gün üzüldüm, her dakika aklımdaydı. Çocuklarım doğduktan sonra unutmadım ancak o acıyla yaşamayı öğrendim. Babalar Günü’nde çocuklarım babalarının gününü kutluyor. Onları o şekilde görünce acım biraz daha hafifliyor. Babam yaşasaydı benimle gurur duyardı. Oradan görüyorsa da duyuyordur bunları. Bizler var oldukça hiçbir çocuk babasından ayrı kalmasın diye tüm Emniyet Teşkilatı olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Hiçbir çocuğun bizim çektiğimiz acıları yaşamaması için çalışıyoruz. Biz oldukça da tüm çocuklar mutlu olacaktır diye düşünüyorum.”