Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Babalar Günü dolayısıyla AK Parti Gençlik Kolları tarafından düzenlenen “Gençlerle En Baba Buluşma” adlı çevrim içi etkinlikte 81 ilden 700 gençle bir araya geldi.
Böyle bir günde ülkenin dört bir yanındaki gençlerle canlı bağlantıyla birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, Brüksel’deki NATO Toplantısı, Azerbaycan ziyareti ve Antalya’daki iki önemli uluslararası organizasyonun ardından gençlerle buluşmanın tüm yorgunluğunu aldığını söyledi.
Gençlerle her bir araya gelişlerinde gençlik heyecanının ve hatıralarının gözünde canlandığını dile getiren Erdoğan, kendi nesillerinin, gençliğinde ülkeyi ve dünyayı değiştirme idealiyle yaşadığını, bu uğurda nice büyük mücadelelere giriştiğini belirtti.
Erdoğan, pek çok alanda sadece kendisinin değil kendinden önceki nesillerin gençlik hedeflerini ve hayallerini hayata geçirme şerefine nail olduklarını kaydetti.
Gençlere, kendileri, aileleri, şehirleri, ülkeleri ve bütün insanlık için hayaller kurmaları, onun peşinden azimle gitmeleri tavsiyesinde bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyük değişimler, büyük devrimler, çağlar açıp, çağlar kapatacak büyük fetihler, hep bir hayalle başlar. Eğer hayalinizi gerçeğe dönüştürmekte kararlıysanız kendinizi hayatın her alanında en iyi şekilde yetiştirmeniz gerekiyor. Aynı kulvarda yürüdüğünüz akranlarınıza birikiminizle fark atacak bir seviyeye gelmeden hayallerinize de yaklaşamazsınız. Bunları söylerken elbette bizi hayata ve davamıza sarılmak için motive eden unsurlarla sizlerin motivasyon kaynakları arasındaki farkı da görüyoruz, biliyoruz. Dünya ile ülkemizin de sadece birkaç nesilde böylesine büyük bir değişimi yaşamış olması sizlerin sorumluluğunu artırıyor.”
2053 vizyonu
Erdoğan, ülkeye son 19 yılda kazandırdıkları güçlü yatırım ve hizmet altyapısı sayesinde gençlerin zorlu geleceğe hazır hale geldiğini vurguladı.
Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını üçe, beşe, ona katlayarak ülkeyi 2023 hedeflerinin eşiğine getirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, “Sizlerden ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye’nin sembolü olarak görmüş olduğumuz 2053 vizyonuyla buluşturmanızı özellikle bekliyoruz. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.” diye konuştu.
Daha sonra gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Ağrı’dan bir gencin, “Ülkemizde yaygın olarak yaş ilerledikçe erkek çocuklar babalarına benzer şeklinde bir inanış var. Buna katılıyor musunuz, hayatınızda buna örnek verebilir misiniz?” sorusu üzerine, her insanın ayrı bir dünya olduğunu söyledi.
Dolayısıyla her çocuğun ayrı bir karakterinin olduğuna işaret eden Erdoğan, “Genlerden dolayı fiziki görüntü, fıtrattan dolayı da davranış olarak çocukların babaları veya annelerine benzemeleri gayet tabiidir. Erkek çocuklarının yaş ilerledikçe babaya benzedikleri kanaatinin ise olgunlaşmanın getirdiği bir sonuç olduğuna inanıyorum. Çoğu aile gibi bizde de çocuklarımızı bana veya eşime benzetenler hep olmuştur. Bir insanın anne veya babasına benzetilmesini de gurur ve yani özellikle de bir yaklaşım olarak görüyorum.” ifadesini kullandı.
İzmir’den bir gencin, ilk çocuğunu kucağına aldığında ne hissettiğini sorması üzerine Erdoğan, “Şimdi bazı hissiyatlar vardır ki onları sözle ifade etmek mümkün değildir. Bizim de tabii yaş 67 oldu ama yaşlı sayılmam yani. Çocuk sahibi olmak da tarifi mümkün olmayan hislerden bir tanesidir. İnşallah ileride sizler de çocuk sahibi olduğunuzda bunu anlayacaksınız. Rabb’im bu güzelliği her aileye her bireye yaşatsın.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koceli’den bir gencin, “(Baba olunca anladım) dediğiniz bir hatıranız var mı?” sorusuna ise “Anne veya baba olma vakası, insanın hayatının daha önceki hiçbir devresinde karşılaşmadığı bir sorumluluk. Ataların her sözü gibi bu ifade de nesillere sari tecrübelerin süzülüp gelen bir irfanın tezahürüdür. Bizim de kendi dünyamızda bunu hem babamıza hem evlatlarımıza karşı yaşamışlığımız elbette vardır.” yanıtını verdi.
“Annelerinizin kıymetini bilin”
Erdoğan, “Babanız Ahmet Erdoğan’ı kaybettikten sonra size yol gösteren, babalık yapan ikinci bir isim oldu mu?” sorusu üzerine, şunları paylaştı:
“Babam rahmetli olduktan sonra…. Sürpriz dediğim cevaba geliyorum. Benim abim yoktu. İki tane anne ayrı, baba bir abim vardı ama beraber yaşamadık. Böyle bir durum vardı. Benim anam da babam da Allah rahmet etsin annem oldu. Annem rahmetli olduğu zaman gerçekten dünyam adeta yıkılmıştı. Annemin varlığı, benim için hem babalıktı hem annelikti. Kendisine olan sevgim çok çok farklıydı. İmkanlarımız kendi kendimize yetiyordu. Ama annemin şefkati, yaşım nereye gelirse gelsin bir başkaydı. Onun için annenizin ayaklarının altını muhakkak öpün diye her zaman diyorum. Bu, Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerifi’nden kaynaklanıyor. Cennet annelerin ayakları altındadır. Ben de annemin ayağının altını öpmeye kalktığım zaman anneciğim de bana ayağının altını öptürmek istemezdi. Ben de kendisine ‘Ya anne bana cennetin kokusunu çok mu görüyorsun’ derdim. İşte o benim hem babamdı hem annemdi. Allah rahmet etsin. Annelerinizin kıymetini bilin. Bir insanın hayatta sahip olabileceği en büyük zenginlik, en büyük mutluluk kaynağı, en büyük güçtür. Küçük yaşta annesini veya babasını kaybetmiş insanların dünyalarındaki eksikliği tahayyül etmek çok zordur. Babamızı böyle erken yaşta kaybetmenin sıkıntısını çok çok yaşadık. Rabb’im anneli, babalı bir şekilde sizlere yaşamayı nasip etsin.”
“Baba olmak mı dede olmak mı daha güzel bir duygu?” sorusunun yöneltildiği Erdoğan, “Bunların her ikisi de birbirine göre farklı ve güzel. Babalıkta öyle tatlar alıyorsun ki kızda olay farklı, erkekte farklı. Her ikisinin tadı farklı. Sayılar arttıkça orada da farklar artıyor. Benim 8 torunum var. Bu 8 tanenin hepsinin de tadı bambaşka.” yanıtını verdi.
Torunlarının “dedeciğim” diye sarılmasının sevgisinin başka olduğunu ifade eden Erdoğan, “Sayı ne kadar artarsa, bu işin zevki o kadar da değişiyor, artıyor. Hanım hafta sonlarını zor getiriyor, illa torunları gidip görecek.” dedi.
Erdoğan, Allah’tan, anne ve babaların çocuklarıyla, torunlarıyla bir ömür sürdürmesini nasip etmesini diledi.
Kovid-19 ile mücadele
“Sizce, koronavirüsle savaş ne zaman bitecek” sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye’nin, salgının başladığı dönemden beri sağlık hizmetlerinden kamu güvenliğine kadar her konuda diğer ülkelerin önünde yer aldığını söyledi.
Aynı durumun aşı çalışmalarında da geçerli olduğunu dile getiren Erdoğan, “Aşı tedarikinin bir hayli güç olduğu bir dönemde, vakitlice yaptığımız bağlantılar sayesinde hızlı bir aşılama takvimi yürütüyoruz. Birtakım aksaklıklarımız var ama bu gecikmeleri de aşıyoruz. Şu anda gayet iyi durumdayız. İnşallah bu musibetin üstesinden yakında geleceğiz.” diye konuştu.
Erdoğan, yerli aşı çalışmalarının sürdüğünü, bu konuda da hedefin eylül-ekim gibi üretime geçmek olduğunu belirterek, aşılamada yaşı 30’a çektiklerini, bunun önemli bir merhale olduğunu kaydetti.
Meslek gruplarının da aşılandığını, güvenlikte ve öğretmenlerde bu tür sıkıntıların aşıldığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi artık dedik ki yaş konusunu halledelim. Bunlarda da aşılama hızlandıkça, bu bize güvenli süreci getirecek ve böylece de inşallah artık kovid var mı yok mu olayını aşacağız. Şu anda kovidde ciddi manada oran düştü ama bu oranı bizim çok daha düşürmemiz lazım. Vaka sayısı günde 5 bin civarında. Biz, bunu bile fazla görüyoruz. Vefat 50 civarında, bunu da arzu etmiyoruz. Ama önce vaka sayısını bizim artık çift haneliye düşürmemiz gerekiyor. Bunun çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Temennimiz odur ki hem vaka sayısında çift haneliye inelim hem de vefatta artık tek haneliye inmiş olalım. Bunda da en büyük müjde olarak biz aşıyı görüyoruz. Aşı konusunda da ithal noktasında iyiyiz ve bunu da hızla devam ettireceğiz.”
“Bilimi inkar etmek mümkün değil”
“Aşı karşıtı olanlara nasıl bir çağrıda bulunursunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, şu anda aşılamada 40 milyon rakamına yaklaşıldığına dikkati çekti.
Bunun iyi bir yükseliş olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları paylaştı:
“30 yaş sınırı ile alakalı olduğu için bundan sonra bu daha da artacak. Biz bir taraftan çalışıyoruz, siz de bir taraftan çalışacaksınız ve hep birlikte bu oranı artırmamız lazım. Annelerimiz, anneannelerimiz, baba, babaanne… Onları da bizim ikna etmemiz lazım. Bunlar bugünün sorunu değil, geçmişin sorunu. Geçmişten bu yana maalesef bu tür kampanyalar hep oldu ve bu kampanyalarda ne yazık ki bazı sıkıntılar da olmadı değil, yaşandı. Temennim odur ki bu aşı süreci içerisinde elde edilecek başarı, bu tür olumsuz kampanyaları da ortadan kaldırsın. Milletimizin her bir ferdi aşıya erişim konusunda dünyada milyarlarca insanın peşinde koşup da ulaşamadığı bir imkana sahip olduğunu bilmelidir. Aşının geliştirilmesi ve insana uygulanabilir hale getirilmesi bilim insanlarının sorumluluğudur. Bize düşen, bilime saygı duyarak her biri kendi alanlarının en iyi uzmanlarının geliştirdiği aşıyı kullanmaktır. Kendimizi dünya nüfusunun tamamını kapsayan bir sürecin dışında tutamayız.”
Bununla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Bilim Kurulu’nun da verdiği bilgiler ışığında açıklamalar yaptığını anımsatan Erdoğan, “Bilimi inkar etmek mümkün değil. Bütün mesele bu bilimi, ilimi aynı zamanda irfanla bütünleştirmektir. Onunla zaten bütünleştirdiğimiz anda birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırmış olacağız. Şu anda zaman zaman bilim insanlarımız da bu tür açıklamaları yapıyorlar. Ben inanıyorum ki yerli milli üretimimizi yaptığımız anda, halkımızın bu noktadaki güveni daha da artacaktır.” dedi.
“Ben, ilk anda aşımı oldum”
Şu andaki gelişmelerin olumlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ben Cumhurbaşkanı olarak ilk anda aşımı oldum. Birinci, ikinci dozu oldum daha sonra bir de antikor için oldum. Alınan neticeler de olumlu istikamette gelişti.” ifadesini kullandı.
Halktan, aşının ikinci dozunu olanların da çok ciddi rakamlara ulaştığını dile getiren Erdoğan, Türkiye’nin elinde aşının bulunduğunu, hedefin aşıyı 18 yaşına kadar indirmek olduğunu aktardı.
Kovid-19’u “bela bir hastalık” olarak nitelendiren Erdoğan, hastalara şifa, vefat edenlere de Allah’tan rahmet diledi.
“Yoğun iş temponuzda çocuklarınızla, torunlarınızla haberleşiyor musunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, cep telefonunu aktif olarak kullandığını, aile fertleriyle mesaj yoluyla da haberleştiğini belirtti.
Erdoğan, telefonunda çeşitli mesaj gruplarının bulunduğunu ancak Whatsapp ile arasının olmadığını dile getirerek, bunları kullanmaya zamanının olmadığını kaydetti.
“Bizim neslimiz için hala en güzel iletişim yolu yüz yüze görüşme.” diyen Erdoğan, en azından sesli konuşma yöntemini seçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün vatandaşları yabancı uygulamalar yerine yerli mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya davet etti.
“Baba olmanızın Türkiye’nin geleceğine dair hayallerinizdeki etkisi nedir? sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak 84 milyon vatandaşın tamamına karşı sorumluluklarının bulunduğunu, sadece vatandaşın değil aynı zamanda 81 vilayetin de sorumluluğunu taşıdığını belirtti.
Vilayetlerin yollarının, havaalanlarının, hastanelerinin ve okullarının ne durumda olduğunun sorumluluğunu üstlendiklerine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yola çıkarken biz bir söz verdik dört temel direk üzerinde Türkiye’yi inşa edeceğiz diye. Nedir? Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, dış politika vesaire. Bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye. Göreve geldiğimizde Türkiye’nin genelinde 76 üniversitemiz vardı ama şimdi 250 üniversitemiz var. Dikkat edin üniversitemizin olmadığı il yok ama geldiğimizde durum böyle değildi. Bizim zamanımızda üniversite imtihanına giriyorsunuz, on öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyordu ama biz iktidara geldikten sonra onda on. Bazıları ‘niye bu kadar üniversite’ diye soruyor. İşte bunun için. Bütün bunları yaparken bir diğer taraftan da akademisyenlerimizi artırdık. Önce yardımcı doçent diye gidiyordu, biz onu kaldırdık. Yardımcı doçent yok, doçentlik var. Şimdi doktora, doçent ve profesör. Üniversitelerimiz, öğretim üyesi noktasında da sıkıntıyı aşmış vaziyette. Biz ‘bu altyapı bile yeterli değil’ diyoruz. Bunları da aşacağız. Şu anda Türkiye genelinde okullarımızın sayısına baktığımızda anaokulundan üniversiteye kadar bir gücümüz var.”
“Gelecek nesiller bizim yaşadıklarımızı yaşamasınlar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık hizmetlerinde muhalefetin aklına bile gelmeyen şehir hastanelerini kurduklarını anımsattı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Şehir hastanelerine ne gerek var?” sözlerini hatırlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sorduğu soruya bak. Şu salgın döneminde Allah göstermesin şehir hastanelerimiz olmamış olsaydı ne olacaktı halimiz. Şu an Türkiye genelinde hastanemizin olmadığı il yok, bırak onu ilçeler yok. Şu anda dünyada küresel ölçekte baktığımız zaman şehir hastanelerimizi görenler şaşırıyor. Antalya’da eğitim ve araştırma hastanemiz var ama bir de şehir hastanesi yapıyoruz. Şehir hastanesi de bittiği zaman sizin de bakış açınız değişecek. Binali Bey, Ulaştırma Bakanı olduğu zaman Gazipaşa Havalimanı’nı yapmamız, bütün bunlar Antalya turizmini patlattı. Şu anda Antalya turizmde bu konuma gelmişse bunun tek sebebi bu altyapı yatırımlarını yapmamız. Bunlarla beraber Menderes Bey döneminde raylı sistemlerin yapılması, sıradan kendi kendine olmuş şeyler değil. Şuna odaklandık. Bir insan nasıl ailesi özellikle de çocukları için en iyisini isterse biz de Cumhurbaşkanı olarak özellikle en iyisini hedefliyor, bu doğrultuda çalışıyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız bu ülke için daha çok çalışmamız gerektiğini hatırlatıyor. Gelecek nesiller bizim yaşadıklarımızı yaşamasınlar.”
“İlk ve en önemli tavsiyem birbirinizi sevin, birbirinize saygı duyun, birbirinizi sahiplenin”
Erdoğan, bilek güreşi branşında milli sporcu olan Abdüssamet isimli bir gencin kendisini tanıtması üzerine, “Pazuların nasıl bir görelim bakalım.” dedi.
Gencin kendisiyle bilek güreşi yapmak istediğini söylemesi üzerine Erdoğan’ın, “Abdüssamet ben öyle kuvvetli değilim geç o işi. Mustafa Varank’ın o tür kabiliyetleri var. Ankara’ya geldiğinde sizi onunla karşı karşıya getiririz.” demesi gülüşmelere neden oldu.
Sporcu gencin, “Baba adayı bizlere, bir baba ve dede olarak tavsiyeleriniz nedir?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Önce kendini ihmal etme. Sen de çocuk sahibi olacaksın, çocuklarını ihmal etme. Şimdi yeni moda başladı. 30 yaştan önce ne erkekler evleniyor, ne kızlar evleniyor. Geleceğin baba ve anne adaylarına ilk ve en önemli tavsiyem bir defa birbirinizi sevin, birbirinize saygı duyun, birbirinizi sahiplenin, daima yan yana, omuz omuza olun. Ailesine sahip çıkmayan hayatına da sahip çıkamaz. Böyle bir insanın da ülkesine ve dünyaya hayırlı işler yapabilmesi mümkün değildir. Buna dikkat edeceğiz. İnanıyorum ki sizin evlilikte yaş sürecini çok fazla ilerletmeden, gecikmeden evlenmek, bunu hem gençlerimiz hem kızlarımız için söylüyorum. Bir de nikah törenlerinde hep söylerim en az üç çocuk. Çünkü bizim buna ihtiyacımız var.”
Programa katılanlar arasında, okul laboratuvarında geliştirdiği projeyle Amerika’da düzenlenen Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı’nda dünya birinciliği elde eden, Türkiye’de fizik ve kimya alanlarında birincilikleri bulunan Feridun Balaban da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balaban’a her türlü desteğe hazır olduklarını dile getirerek, bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a veya özel kalemine ulaşabileceğini ifade etti.
Erdoğan’a sürpriz şarkı
Program sonunda gençlere teşekkür eden Erdoğan, gençlerin babalarının “Babalar Günü”nü tebrik etti, ebediyete irtihal etmiş babalara Allah’tan rahmet diledi.
Programda, AK Parti Malatya İl Gençlik Kolları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sürpriz yaparak, müzik dinletisi sundu.
Bursa Karacabey’den bir genç de Erdoğan için bestelediği, sözleri kendisine ait “Koca yürekli adam” şarkısını seslendirdi.
Erdoğan, gençten, şarkının sözlerini daha da geliştirmesini isteyerek, seçim kampanyalarında şarkının kullanılabileceğini söyledi.