Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayimizdeki yerlilik ve millilik oranımız artık yüzde 70’leri aşmış bulunuyor. Hedefimiz bu oranı, 2023 yılında yüzde 75-80’lere taşımaktır.” dedi.
Milli Savunma Bakanlığı ile Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ (ASFAT) arasında imzalanan protokol kapsamında, ASFAT ana yükleniciliğinde, TÜBİTAK SAGE‘nin teknik desteğiyle yapılan 1000 adetlik Hassas Güdüm Kiti-82’nin (HGK-82) 100 adetlik ilk kafilesinin teslim töreni, Milli Savunma Bakanı Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile kuvvet komutanlarının da katılımıyla 3. Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü’nde yapıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende konuşan Akar, hassas güdüm kitleri üretiminin Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarında sivillere, çevreye, tarihi ve dini yapıları korumaya verdiği önemin en önemli göstergelerinden biri olduğunu belirtti.
TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilecek ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının gücünü perçinleyecek Milli Ramjet Motorlu Hava-Hava Füzesi Gökhan’ın ve devam eden diğer yerli ve milli projelerin sonuçlanarak envantere girmesini heyecanla beklediklerini dile getiren Akar, “Tüm bu projeler, ülkemizin savunma alanında dışa bağımlılığının azaltılması ve TSK’nın etkin, caydırıcı, saygın niteliklerinin artırılmasına yönelik hayati önemi haiz projelerdir. Bu nedenle durup dinlenmeden, yılmadan, yorulmadan, gece gündüz azim ve kararlılıkla çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayiimizdeki yerlilik ve millilik oranımız artık yüzde 70’leri aşmış bulunuyor. Hedefimiz bu oranı, 2023 yılında yüzde 75-80’lere taşımaktır. Bunun için gerekenleri yapmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Geçmişte piyade tüfeğinin dahi yurt dışından tedarik edildiğini hatırlatan Akar, artık milli piyade tüfeğinin, savaş gemilerinin, firkateynlerin, İHA/SİHA’ların, Fırtına obüslerinin, ÇNRA’ların, Atak helikopterlerinin, akıllı hassas mühimmatın tasarlanıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelindiğini vurguladı.
İnsan kaynağına, potansiyeline ve bunu güce dönüştürecek savunma sanayi firmalarına yönelik güvenlerini dile getiren Akar, şunları söyledi:
“Savunma sanayimiz, devletimizin ve hükümetimizin kararlı duruşu, mühendislerimizin, bilim insanlarımızın, sanayicilerimizin ve işçilerimizin gayretleriyle dünyada adından söz ettirmeye devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda kamu, vakıf şirketleri, özel sektör ve üniversiteler, büyük bir sinerji ve koordinasyon içerisinde çalışarak çok daha ileri seviyelere ulaşacağımıza inanıyoruz. Artık cin şişeden çıktı. Hiçbir ülkeden geri kalmayacağız. İnancımız, sabrımız, azim ve kararlılığımızla çok daha büyük başarılar elde edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”
“Herkesi çalışmaları desteklemeye, anlamaya davet ediyoruz”
Meclise gelen MKE’nin anonim şirket olmasını düzenleyen kanun teklifine yönelik değerlendirmelerde bulunan Akar, “Gözbebeğimiz olan MKE kurumumuzu çağın gereklerine uygun, rekabet gücü yüksek, etkin ve esnek hale getirmeye çalışıyoruz. Amacımız, gayretimiz bu. Zira hızlı değişim, dönüşüme ayak uydurmamız gerekiyor.” diye konuştu.
MKE’yi modern ve dinamik bir yapıya kavuşturmaya, üretim kapasitesini artırmaya ve savunma sanayisine daha büyük katkılar sağlayan bir kurum yapmaya yönelik amaçlarını ifade eden Akar, şunları dile getirdi:
“İyi niyetli şekilde kaynaklarımızı daha verimli kılmak istiyor, bunun için gayret sarf ediyoruz. Her zaman vurguladığımız gibi yurt içi ve sınır ötesinde kahramanca ve fedakarca görev yapan Mehmetçiğin yerli ve milli araç, gereç ve mühimmatla donatılmasını milli bir görev olarak görüyoruz. Herkesi de bu konuda yapılan çalışmaları desteklemeye, anlamaya davet ediyoruz.”
“Yunanistan moratoryuma uymuyor”
Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada tüm sorunların uluslararası hukuka uygun olarak, barışçıl yöntemlerle ve iyi komşuluk ilişkileri içinde çözülmesinden yana olduğunu vurgulayan Akar, “Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inanıyor ve bunun için çaba sarf ediyoruz.” diye konuştu.
Bu kapsamda Yunanistan ile istişari görüşmelerin ve NATO Ayrıştırma Usulleri Toplantıları’nın yapıldığını, “Güven Artırıcı Önlemler” çerçevesinde dördüncü toplantının birinci bölümünün de video telekonferans yöntemiyle gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, şunları kaydetti:
“Bizler daima pozitif gündeme odaklanmak istiyoruz fakat maalesef kimi zaman Yunan muhataplarımızın provokatif eylem ve söylemleriyle karşılaşıyoruz. Örneğin 1988 yılında karşılıklı olarak yaptığımız Atina Mutabakatı var. Bu kapsamda 15 Haziran-15 Eylül tarihlerinde ve milli günlerimizde, tatbikat gibi faaliyet yapılmamasına dair moratoryum olmasına rağmen maalesef buna uyulmadığını görüyoruz.
Ayrıca Yunan komşumuzun beyhude silahlanma gayret ve çabalarının, en büyük zararının Yunan halkına olacağı görülmeli, bilinmelidir. Yunan halkının kaynakları boşa harcanmamalıdır. Barış ve istikrar için en doğru, en kolay çözümün birbirimizin hakkına, hukukuna riayet edilmesi ve böylece iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesiyle mümkün olacağı da artık anlaşılmalıdır. Her zaman belirttiğimiz gibi, biz bu coğrafyanın zenginliklerinin bölge ülkeleri arasında uluslararası hukuk çerçevesinde ve adil bir şekilde paylaşılmasından, barış içerisinde müreffeh bir geleceğin birlikte inşa edilmesinden yanayız. Açıkça ifade ediyoruz ki bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur. Ancak Kıbrıs dahil, mavi vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz.”
Sözlerinin sonunda Hassas Güdüm Kiti’nın üretilmesinde, geliştirilmesinde emeği geçen TÜBİTAK SAGE ve ASFAT çalışanlarına teşekkür eden Akar, “TSK personeli, BM, NATO, AGİT, AB bünyesinde ve ikili anlaşmalar çerçevesinde Suriye’de, Irak’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Katar’da, Kosova’da, Bosna-Hersek’te, Somali’de, Afganistan’da ve daha birçok coğrafyada omuzlarındaki şanlı bayrağı atalarından aldığı ilhamla ve gururla taşımaktadır.” şeklinde konuştu.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Küçükakyüz
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz de simetrik ve asimetrik tehditlerin bulunduğu bölge coğrafyasındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.
Günün gelişmelerine göre ihtiyaç duyulacak sistemlerin tasarlanmasının Hava Kuvvetlerinin olmazsa olmaz görevlerinden biri olduğunu ifade eden Küçükakyüz, “Uluslararası hukuk ve insani yaklaşımlar açısından etkinin hassas olarak oluşturulması son derece önemlidir. Hassas angajman yeteneği için sahip olmamız gereken en kritik sistemler milli olarak geliştirilmiş uzun menzilli akıllı mühimmatlar ile milli seyrüsefer ve konumlama sistemleridir.” diye konuştu.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı olarak hassas etki oluşturmadaki amaçlarını zamana, coğrafyaya ve meteorolojik koşullara duyarlı, her türlü hedefi noktasal tesir altına alabilecek, çevresel hasarı sıfıra indirgeyebilecek yeteneklere sahip bulunmak olarak açıklayan Orgeneral Küçükakyüz, şunları kaydetti:
“İcra edilen teröristle mücadele, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Bahar Kalkanı, Pençe-Kartal harekatlarında envanterimizde bulunan milli akıllı mühimmatların sayısının ve çeşitliliğinin artması vesilesiyle her hava şartında yüksek hassasiyetle hedefler yüzde 100’e yakın başarı oranında etki altına alınabilmektedir. Her türlü ihtiyaca cevap verebilecek çeşitlilikte hassas lazer ve kanatlı güdüm kitleri uzak mesafe stand off mühimmatlar, lazer ve INS/GPS güdümlü sistemler ve SİHA’larımızda kullanılan MAM-L mühimmatları sayesinde sabit ve hareketli hedeflere yüksek başarı ve hassasiyetle nüfuz etme imkanı yakalanmıştır. Yakın zamanda envantere girecek olan çok farklı ve geliştirilmiş akıllı mühimmatlar ile Göktuğ ailesi milli hava füzeleri için geri sayım heyecanını sinir uçlarımıza kadar hissetmekteyiz.”
Savunma sanayisindeki milli gelişmelerden duyulan gururu dile getiren Küçükakyüz, “Milli olarak ürettiğimiz akıllı mühimmatlarımızı kendi milli muharip uçağımızdan tevcih edip kendi coğrafi konumlama uydumuzdan sinyal kaynağını üretesiye kadar bizlere rahat olmayacaktır.” dedi.
Hassas Güdüm Kiti-82
ASFAT’ın ana yükleniciliğinde Türk Silahlı Kuvvetleri envanteri için üretilen Hassas Güdüm Kiti-82 ile, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) tarafından imal edilen 500 librelik MK-82 genel maksat bombalarına akıllı ve hassas vuruş kabiliyeti kazandırılarak her türlü hava koşulunda kullanılabilen bir mühimmat haline getirildi.
HGK-82 Projesi sayesinde MK-82 genel maksat bombaları, yaklaşık 15 deniz mili menzil kadar 1-2 metre hassasiyetle tanımlanan hedefi vurulabilme kabiliyetine erişti.
Projenin paydaşı TÜBİTAK SAGE tarafından yerli ve milli olarak geliştirilen, kalifikasyonu tamamlanan Küresel Konumlandırma Sistemi-KAŞİF, ilk defa bu proje kapsamında TSK’nın kullanımına sunuldu. Böylece HGK-82’de yerli ve millilik oranı yüzde 80’lere ulaştı.