Pakistan Başbakanı İmran Han, Afgan barış görüşmelerini anlaşmaya vardırma konusunda İslamabad’ın Taliban‘ın müzakerelere dönmesi amacıyla elinden geleni yaptığını ancak ABD’nin bu ülkeden askerlerini çekmek için tarih vermesinin ardından Taliban üzerindeki etkilerinin azaldığını söyledi.
Han, New York Times gazetesine video konferans aracılığı ile verdiği röportajda, ABD–Pakistan ilişkileri, Afgan barış süreci, bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Afgan barış görüşmelerini anlaşmaya vardırma konusunda Pakistan’ın Taliban’ın müzakerelere dönmesi amacıyla elinden geleni yaptığını vurgulayan Han, ABD’nin bu ülkeden askerlerini çekmek için tarih vermesinin ardından Taliban üzerindeki etkilerinin azaldığını ifade etti.
Han, söz konusu durumun sebebini ABD’nin çıkış tarihi vermesine bağlayarak, “Taliban, temelde zafer iddiasında bulundu. Savaşı kazandıklarını düşünüyorlar. Bu nedenle onları etkileme yeteneğimiz, kendilerini daha güçlü hissettikleri için azaldı.” dedi.
“İç savaş çıkarsa her şey boşa gider”
Pakistan’ın şu anda Taliban’a askeri bir zafere gitmemesi gerektiğini söylediğini anlatan Han, “Eğer onlar topyekun bir zafere giderse bu, uzun süren bir iç savaş anlamına gelecek. Afganistan’dan sonra iç savaştan etkilenecek diğer ülke Pakistan olacaktır.” diye konuştu.
Han, bu sebeple yeni bir mülteci akınından korktuklarını ifade ederek, Pakistan’daki 3 milyon Afgan mülteci ile başa çıkmakta zorlandıklarını belirtti.
Gelecek vizyonlarının ekonomilerini ayağa kaldırmak ve Afganistan üzerinden Orta Asya ile ticaretlerini geliştirmek olduğuna dikkati çeken Han, “Orta Asya ülkeleriyle çok iyi ticaret anlaşmaları imzaladık fakat biz oraya sadece Afganistan üzerinden gidebiliriz. İç savaş çıkarsa her şey boşa gider.” dedi.
“Başka mülteci akını istemiyoruz”
Han, yılbaşında Afganistan’a ziyaret gerçekleştirdiğini ve barış anlaşması için ellerinden geleni yapacaklarını söylediklerini dile getirerek, Afgan hükümetinde Pakistan’ın daha fazlasını yapabileceğine dair bir inanç olduğunu ve barış anlaşması yapılamadığı gerekçesiyle kendilerinin suçlanmasının hayal kırıklığı oluşturduğunu ifade etti.
Taliban’a karşı askeri harekat dışında her şeyi yapacaklarını belirten Han, “Taliban, askeri harekat ile Afganistan’ı ele geçirmeye çalışırsa sınırı kapatacağız. Önceden açık olan sınırımızı çitle çevirdik çünkü Pakistan çatışmaya girmek istemiyor ve başka mülteci akını istemiyoruz.” diye konuştu.
Han, Taliban’ın askeri olarak Afganistan’ı ele geçirmesi halinde onları tanıyıp tanımayacaklarına ilişkin soruya, “Afgan halkı hangi hükümeti seçerse seçsin Pakistan, sadece onlar tarafından seçilen bir hükümeti tanıyacaktır.” dedi.
“ABD’nin isteklerini yerine getirmek çok sayıda insan hayatına mal oldu”
Ülkesinin ABD ile ilişkilerine de değinen Han, 11 Eylül’ün ardından Pakistan’ın ABD’nin teröre karşı savaşına katıldığını ve bu süreçte ilişkilerin biraz dengesiz olduğunu kaydetti.
Han, ABD’nin o süreçte Pakistan’a yardım sağladığını anımsatarak, bu sebeple Washington’ın Pakistan’dan istediklerini İslamabad’ın yerine getirmek zorunda olduğunu hissettiğini söyledi.
Pakistan’ın ABD’nin isteklerini yerine getirmek için yaptığı şeylerin çok sayıda insanın hayatına mal olduğunu belirten Han, “70 bin Pakistanlı öldü. Ülkenin dört bir yanında devam eden intihar bombaları ve patlamalar nedeniyle 150 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp verildi.” dedi.
“Pakistan, Afganistan’da kanlı bir iç savaş istemiyor”
Han, iki ülke arasındaki sorunun bu noktada başladığına dikkat, çekerek, ABD’nin Pakistan’dan fazlasını beklemeye devam ettiğini ve Pakistan hükümetlerinin de yapamayacakları şeyleri gerçekleştirmeye çalıştığını anlattı.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından İslamabad ile Washington’ın herhangi bir stratejik ilişkisinin olup olmayacağına ilişkin soruya Han, “Bunu bilmiyorum. Pakistan’ın ABD ile stratejik bir ilişkisi olması gerektiğini bu şekilde düşünmemiştim. Devletlerin gerçekten ortak çıkarlara dayalı ilişkileri var.” diye konuştu.
Han, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından Washington ile ne tür askeri ilişkilerinin olacağını bilmediğini belirterek, “Fakat şu anda ilişki, ABD’nin Afganistan’dan ayrılmadan önce bu ülkede siyasi bir uzlaşı bulunması ortak amacına dayanmalıdır. Çünkü Pakistan, Afganistan’da kanlı bir iç savaş istemiyor.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin de bir veya iki trilyon dolar harcadıktan sonra Afganistan’da iç savaş görmek istemediğinden emin olduğunu dile getiren Han, bu kapsamda hedeflerinin ortak olduğunu söyledi.
“Hindistan ile normalleşme girişimleri hiçbir yere varmadı”
Han, Hindistan ile Pakistan arasındaki ilişkilerle ilgili olarak göreve geldiğinde Yeni Delhi ile normal ve medeni bir ticaret ilişkisi konusunda girişimlerde bulunduğunu ancak bunun hiçbir yere varmadığını ifade etti.
Bu durumu Hindistan’da iktidardaki Narendra Modi hükümetinin Hindu milliyetçiliği ideolojisine bağlayan Han, farklı bir Hint yönetimiyle daha iyi ilişkilere sahip olacaklarını düşündüğünü belirtti.
Han, Keşmir’de bir değişiklik olmamasının Hindistan için bir “felaket” olacağını vurgulayarak, bunun çatışmanın devam etmesi ve iki ülke arasında normal ilişki kurulamaması anlamına geleceğini söyledi.
“ABD ile Çin rekabeti tuhaf”
ABD ile Çin’in rakip haline gelmesini çok tuhaf bulduğunu belirten Han, Pekin ve Washington’ın iyi geçinip birbirleriyle ticaret yapmasından dünyanın büyük fayda sağlayacağını kaydetti.
Han, Pakistan’ın ABD veya Çin konusunda neden taraf seçmek zorunda olduğunu sorgulayarak, “Bence herkesle iyi ilişkilerimiz olmalı.” dedi.
Pakistan’ın terörle mücadelesinde Çin’in İslamabad’ın yardımına gelen ilk ülke olduğunu anımsatan Han, Çin ile uzun bir ilişkilerinin bulunduğuna dikkati çekti.
Han, ABD’nin Çin’e karşı neden Hindistan’ın siper olacağını düşünmesi gerektiğini anlamadığını belirterek, “Hindistan, bu rolü üstlenirse bence bu, onlar için zararlı olacaktır. Çünkü Hindistan’ın Çin ile ticareti hem Hindistan hem de Çin için faydalı olacaktır.” şeklinde konuştu.
Han, bu durumu endişeyle izlediğini sözlerine ekledi.