İlk kez 2010’da metastatik meme kanseri teşhisi konulan, ardından hastalığı diğer organlara da yayılan Canan Perdahlı, yaşama küsmeden ve umutsuzluğa kapılmadan verdiği mücadeleyi, kurduğu Metastatik Meme Kanseri Derneğinde hasta ve yakınlarına aktarıyor.
Bugüne kadar metastatik meme kanserinin yayılması nedeniyle akciğer, kemik, rahim, yumurtalık kanserlerine 9 kez yakalanan 44 yaşındaki Canan Perdahlı, hastalıkla mücadele sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Lisans eğitiminin ardından gittiği Yeni Zelanda’da otel yöneticiliği yaparken 2010’da metastatik meme kanseri tanısı aldığını belirten Perdahlı, daha sonra tedavisi için Türkiye’ye döndüğünü söyledi.
Perdahlı, Türkiye’de meme kanseriyle mücadele ederken hastalığının farklı organlarına da yayıldığını ifade ederek, “Son olarak 2019’da kanser metastaz yaparak yumurtalıklarıma yayılmıştı. Kanser en son o zaman nüksetmişti. Daha sonra yaklaşık 3 ay önce kafatası metastazı yaşadım.” dedi.
Kanserin kafatasına yayılması nedeniyle gördüğü ışın tedavisinden yanıt alınamadığını anlatan Perdahlı, “Işın tedavisinden yanıt alınamadığı için kafatasımdaki kanser ameliyatla beyne ulaşmadan durduruldu. Operasyon başarılı geçti. Motivasyonum çok iyi olduğu için iyileşme sürecim de daha rahat ilerledi.” diye konuştu.
“Önemli olan ‘bu hayatı nasıl anlamlı kılabiliriz’ diye düşünmek”
Perdahlı, kanserle 9 kez mücadele etmenin yorucu olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
“Bu yoruculuk, hayatı nasıl kabullendiğinize bağlı. Her şeye ‘iyi olacak, harika olacak, çok güzel olacak’ diyebilirsiniz. Bu bir yöntem ama ben bunu kullanmıyorum. Bu hayatın bir sonu var, bir başı var. Ben bir yolculuktayım ve ‘bu yolculuğu nasıl güzel yaşarım’ diye düşünüyorum. Tedaviye ya da hastalığa odaklanmak yerine yaşama, yapılacaklara odaklanmak akabinde de tedavinize eşlik edecek motivasyonlarla yola çıkmak gerekiyor. Sevenlerim, dostlarım ve ailemin desteği tabii ki yadsınamaz ama kendi iç motivasyonum bu yönde. Önemli olan yolda olmak ve ‘bu hayatı nasıl anlamlı kılabiliriz’ diye düşünmek.”
Hayatta herkesin birçok zorluk yaşadığını dile getiren Perdahlı, yaşadığı sıkıntıları hiçbir zaman dünyanın en büyük derdi olarak görmediğini söyledi.
“Tanı aldığım ilk gün, kendi kendime bugüne kadar neyi yaşadığımı değil ne yapmadığımı sordum”
Perdahlı, kanser tanısı aldığında hayatını sorguladığını belirterek, şunları söyledi:
“Metastatik meme kanseri tanısı aldığım ilk gün, kendi kendime bugüne kadar neyi yaşadığımı değil ne yapmadığımı sordum. En büyük pişmanlığım yapmadıklarımdı ve kendime bir liste hazırladım. 35 ülke gezdim ama bunlar turistik ziyaretten ziyade hayattaki yolculuğumu anlamaya, kavramaya çalıştığım gezilerdi.”
“Hastalara gerek medikal gerek sosyal destek vermeye çalışıyoruz”
Perdahlı, ilk kez kanser tanısı almasının ve kemoterapiye başlamasının ardından sıkıntı yaşayan hastaların hayatına dokunmaya karar verdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Kendi kendime ‘en az bir kadın hastanın hayatına dokunacağım’ dedim. Sonra doktorumla birlikte çalışmaya ve hastalara erişmeye başladım. Daha sonra hasta hakları savunuculuğu, aktivizm ile ilgili yurt dışında eğitimler aldım. Arkasından da Metastatik Meme Kanseri Derneğini (METAMAZON) kurdum. Dernek bünyesinde gönüllüler yetiştiriyoruz. Hastalara gerek medikal gerek sosyal destek vermeye çalışıyoruz. Bu sıra hasta yakınlarıyla da ilgilenmeye başladık. Hasta yakınlarının işi çok daha zor bence. ‘Hastalara nasıl yardımcı olunur, nasıl rehberlik edilir’ gibi konularda yardımcı oluyoruz.”
Çocuk sahibi olmadığını ama derneğinin “çocuğu” gibi olduğunu söyleyen Perdahlı, “Derneğim, benim çocuğum gibi o yüzden onun benden sonra da devam etmesini, birilerinin bu taşın altına elini sokmasını istiyorum. O yüzden inşallah daha kurumsal, daha ayakları yere basan bir sivil toplum kuruluşu olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.