Recep Akdağ, yaptığı açıklamada, sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesini de içeren kanun teklifinin görüşmeleri sırasında TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyelerine büyükşehirlerde öğretim üyesi fazla olan tıp fakültelerindeki öğretim üyelerinin Anadolu’da belli bir süreyle çalışmasının sağlanmasına yönelik bir önerisi olduğunu hatırlattı.
Türk Tabipleri Birliğinin Türkiye genelinde açılan fakültelerdeki fiziki eksiklik giderilmedikçe öğretim üyesi bulmanın çözüm olmayacağına, taşıma suyla değirmeni döndürme mantığının yanlış olduğuna yönelik açıklamasını değerlendiren Akdağ, “Tabii ki tıp fakültelerinin imkanlarını artırmak gerekir. Zaten bu teklif de yeni kurulan tıp fakültelerinin imkanlarını artırmak için ortaya konmuş bir teklif.” diye konuştu.
AK Parti iktidarında tıp fakültelerinin ve öğrenci sayısının artırılmasına rağmen Türkiye’nin, hem Dünya Sağlık Örgütünün Avrupa bölgesinde hem de OECD ülkeleri içerisinde nüfusuna göre doktor sayısı bakımından sonlarda yer aldığına dikkati çeken Akdağ, şöyle devam etti:
“Elbette bu, meslektaşlarımın, doktor arkadaşlarımın üzerine çok büyük bir yük. Doktor sayısını artırmak şart ama yıllarca Türk Tabipleri Birliği buna karşı çıktı. Dolayısıyla böyle bir fikre de karşı çıkmalarına şaşırmıyorum. Biz öğrenciyken de bu destekler Anadolu’ya veriliyordu ve bunun çok büyük faydası vardı. Aslında gelişmiş ülkelerde de bunların örnekleri var. Bir öğretim üyesi bir fakültede başlayıp da hayatının sonuna kadar orada eğitime devam etmiyor, başka yerlerde de eğitim yaptırabiliyor.
Türk Tabipleri Birliği, bütün vatandaşların devlete ait hastanelerden eşit biçimde faydalanmasına imkan tanıyan kanuna da karşı çıkmıştı. Türk Tabipleri Birliği, ‘devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinde görev yapan öğretim üyelerinin muayenehaneleri olmasın, bu vatandaşlara verilen hizmeti aksatabilir’ düşüncemize de karşı çıkmıştı. Dolayısıyla TTB’nin bu açıklamasına şaşırmadım, muhalefet ne diyecek onu bekliyorum.”dedi.