İran’ın başkenti Tahran’da 13 Eylül’de “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyelerince gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini’nin 16 Eylül’de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı. Dünyanın gözü buradayken dün dikkat çeken bir gelişme yaşandı.
İran Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, ülkede iki aydan uzun süren Mahsa Emini gösterileriyle ilgili eleştirilerin odağındaki “ahlak polisi” biriminin kapatıldığını duyurdu.
Yargı Erki’nin ülkede meydana gelen son gösterileri tüm yönleriyle değerlendirdiğini dile getiren Muntazeri, Ahlak Polisi biriminin kapatılmasına ilişkin bir soru üzerine, “Ahlak polisinin Yargı Erki ile hiçbir ilişkisi yoktur. Ahlak polisi, geçmişte nerede kurulduysa orada kapatılmıştır.” dedi. Emniyet Teşkilatından ise henüz konuyla ilgili açıklama yapılmadı.
Ülkenin geneline yayılan ve rejim karşıtlığına dönüşen gösterileri “hibrit savaş” şeklinde niteleyen Muntazeri, 8 yıl süren İran- Irak Savaşı’ndan daha kapsamlı bir savaşla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Muntazeri, “İran-Irak Savaşı ile kıyaslanamayacak boyuttaki hibrit savaşın, siyaset, sahte ve yalan haber yayma, siber, kültürel ve diplomatik savaş, diğer ülkelerle ilişkileri bozma, dini ve etnik azınlıkların arasını açma ve ekonomik yaptırımları artırma gibi birçok yönü var.” ifadelerini kullandı. Ülkede “isyan” hareketine sebebiyet verenlerin üzerine kararlılıkla gidileceğini kaydeden Muntazeri, İran aleyhine girişimlerden ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve bazı Arap ülkelerini sorumlu tuttu.
Peki, koskoca bir devleti neredeyse yıkılmanın eşiğine getiren olaylar zincirini başlatan ahlak polisleri kimler? Bu birim neden ve ne zaman kuruldu? İran’da 1983’te kamusal alanda saçlarını tamamen kapatmayan bir kadının 74 kırbaç darbesi ile cezalandırılması kararlaştırıldı. Yakın zamanda buna bir de 60 günlük hapis cezası eklendi. İran Emniyet Teşkilatına bağlı olarak kurulan ahlak polisi de ilk olarak 2006 yılında görevine başladı. Bu polisler başlangıçta sokakta kılık kıyafet kurallarına göre “uygunsuz” giyinen, başlarını yeterince örtmeyen ya da uzun ve bol kıyafetler giyinmeyen kadınları uyaracaktı.
Ancak birim, daha sonra söz konusu kadınları gözaltına almaya da başladı. Bunu yaparken zaman zaman sert yöntemler uygulandı, akılalmaz görüntüler ve gözaltına alınan kadınların gözyaşları dünya kamuoyunda da kendine geniş yer buldu. Ancak ahlak polislerinin uygulamalarına hiçbir kısıtlama getirilmedi. Damla damla akan su, Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesiyle taştı. İran, kadınları tabiri caizse hizaya getirmek için kurduğu ahlak polisi biriminin faturasını, bugün çok daha ağır bir şekilde ödüyor.