Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya tarafından imzalanan 10 Kasım tarihli üçlü anlaşmanın hükümlerinin tam olarak yerine getirilmesi halinde, yaklaşık 30 yıldır var olan güvenlik endişeleri nedeniyle hayata geçirilemeyen bölgesel işbirliği potansiyelinin, yeni ulaştırma hatlarının tesisi ve akabinde oluşacak bölgesel ekonomik hareketlilik sayesinde aktif hale gelmesi mümkün. Zira 10 Kasım tarihli anlaşmanın 9. maddesine göre, bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları restore edilecek. Yine söz konusu madde, Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini, vatandaşların, araçların ve malların her iki yönde de engelsiz hareketini Ermenistan’ın garanti ettiği hükmünü amir bulunuyor. Bu hüküm Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in birçok kez “Zengezur koridoru” şeklinde ifade ettiği, kimi akademik mahfillerde ve ulaştırma camiasında “Nahçıvan koridoru” olarak adlandırılan ulaştırma hattının Ermenistan tarafınca kabul edildiği anlamını taşıyor. Hayata geçirilmesi halinde bu koridor Azerbaycan, Ermenistan ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin yanı sıra bölge ülkeleri Türkiye, Rusya, İran ve Orta Asya Türk cumhuriyetleri için yeni ekonomik ve ticari imkanlar üretecek.
Her şeyden önce koridor, doğrudan kara ulaşımı bulunmayan Azerbaycan ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında bir bağlantı sağlayarak Türkiye dışında dünyaya çıkış imkanları sınırlı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu çevrelenmişlikten kurtulmasını beraberinde getirecektir. Halihazırda Nahçıvan’ın Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile kara ve hava bağlantıları ya güneyde İran ya da batıda Türkiye üzerinden sağlanıyor. Yeni statüko Nahçıvan ve Azerbaycan için yeni ekonomik kalkınma fırsatları yaratacak, seyahat süresini kısaltacak ve nakliye maliyetlerini düşürecektir. Ayrıca Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin geçmişteki güvenlik endişelerini de ortadan kaldıracaktır.
Esasen koridorun ortaya çıkaracağı artı değer bunun çok ötesinde bir potansiyel taşıyor. Avrupa-Asya ticaret ilişkileri açısından değerlendirildiğinde Nahçıvan koridoru, Güney Kafkasya’dan geçen hem kuzey-güney hem de doğu-batı ulaşım koridorlarının bir parçası olmaya aday. Nahçıvan koridoru Türk Konseyi üye ülkeleri üzerinden geçen ve Avrupa ile Asya arasındaki en kısa koridor olan Orta koridora yeni bir arter ekleyecek ve bölgesel bir ulaşım hattı olarak bölge ülkelerine ekonomik imkanlar yaratacaktır. Özellikle ülkelerin Kovid-19 pandemisi nedeniyle oluşan ekonomik kayıplarını giderme yolları aradıkları bir dönemde, yeni ekonomik ve ticari hareketliliği beraberinde getirecek Nahçıvan koridorunun bölge ülkeleri için umut verici bir gelişme olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Nahçıvan koridorunun taşıyacağı bir diğer stratejik değer, Türkiye ile kardeş Türk devletleri arasında doğrudan bağlantı sağlayan yeni bir hat oluşturmasından kaynaklanıyor. Türkiye bu koridoru kullanarak Gürcistan ve İran’ın kara yollarını kullanmadan doğrudan Azerbaycan’a ve oradan da Orta Asya Türk cumhuriyetlerine ulaşma imkânı bulacak. Üstelik Azerbaycan’ı Gürcistan üzerinden Türkiye’ye bağlayan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ile karşılaştırıldığında, yeni koridorun yaklaşık 340 kilometre daha kısa olması öngörülüyor. Bu koridor ulaşım mesafesini kısaltacağı ve nakliye maliyetlerini düşüreceği için, orta koridor üzerindeki ikili ve çok taraflı ticareti, kargo ve yolcu taşımacılığını teşvik edecektir. Türkiye-Çin Karayolu Ulaştırma Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği bir süreçte, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan eksen üzerinde taşıma maliyetlerini düşürecek ve operasyonlara hız kazandıracak bir hattın faaliyete geçmesi umut vericidir.
Koridorun taşıdığı söz konusu potansiyel Türk Konseyi devlet başkanlarınca da her fırsatta dile getiriliyor. Son olarak 31 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirilen gayrı resmi Türk Konseyi zirvesinde konuşan Türk Konseyi Onursal Başkanı ve Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev orta koridor hakkında şu ifadeleri kullandı: “Bakü ile Erivan arasındaki barış anlaşmaları Büyük İpek Yolu’nu canlandıracak ve Hazar denizinin rolünü artıracaktır. Bu durum, ülkelerimizin Çin’in Tek Kuşak-Tek Yol girişiminin faydalarını etkin bir şekilde kullanmaları için yeni fırsatlar açacaktır. Trans-Hazar Uluslararası Ulaştırma Koridoru veya Turan Koridoru, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan en güvenli ve en kısa ticaret yolu haline gelmektedir”.
Benzer şekilde, zirve konuşmasında Karabağ savaşının bittiğini, sorunun tarihte kaldığını vurgulayan Türk Konseyi Dönem Başkanı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de yeni koridor bağlamında şunları söyledi: “Yeni fırsatlar oluştu. Bunların arasında en önemli olan ulaştırma fırsatlarıdır. Bugün Zengezur koridoru üzerinde aktif şekilde çalışıyoruz. Bir zamanlar Zengezur’un Azerbaycan’dan koparılarak Ermenistan’la birleştirilmesi Türk dünyasını coğrafi olarak parçalamıştı. Haritaya bakarsak, sanki vücudumuza hançer saplanmış, Türk dünyası parçalanmıştır. Tarihi Azerbaycan toprağı olan Zengezur şimdi Türk dünyasının birleştiricisi rolünü oynayacak. Çünkü Zengezur’dan geçen ulaşım, iletişim ve altyapı projeleri tüm Türk dünyasını birleştirecek ve Ermenistan dahil diğer ülkeler için ek fırsatlar yaratacaktır. Azerbaycan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti üzerinden Türkiye’ye bağlanıyor, Orta Asya Avrupa ile bağlanıyor. Yani yeni bir ulaştırma koridoru oluşuyor. Azerbaycan bu işe çoktan başladı. Ortak ülkelerin de bu fırsatları kullanacağına eminim”.
Avrupa-Asya arasındaki ulaşım ve transit potansiyelinin artırılmasının, bu bağlamda ulaşım koridorlarının geliştirilmesinin ve gerekli lojistik altyapının oluşturulmasının taşıdığı stratejik değer diğer tüm devlet başkanlarınca da zirve kapsamında vurgulandı.
Oluşturulacak Nahçıvan koridorundan doğrudan yararlanacak diğer iki ülke 10 Kasım anlaşmasının imzacısı olan Ermenistan ve Rusya’dır. Koridor Rusya için bölge ülkelerine alternatif bağlantı imkanları sağlayacak. Rusya’nın demiryolu ağının güney kısmı Azerbaycan demiryollarına bağlı ve bu bağlantıyı kullanan Rus trenleri Nahçıvan koridoruna kolayca ulaşıp ardından Ermenistan, Türkiye ve İran’a uzanan hatlara yönelebilecek. Son yıllarda Rusya’nın Türkiye’yle arasındaki ticaret cirosunun önemli ölçüde arttığı ve Gürcistan’la mevcut ikili ilişkileri yüzünden Gürcistan kara yollarını kullanmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Nahçıvan koridorunun Rusya için ekonomik avantajlar üretebileceği görülüyor. Ayrıca söz konusu koridor Rusya için Orta Doğu pazarlarına ulaşmakta kullanılacak alternatif bir yol anlamı da taşıyor.
Ermenistan anlaşma hükümlerini uygulayarak bölgesel işbirliği imkanlarının oluşmasına destek olursa Nahçıvan koridorundan önemli ölçüde faydalanabilir. Her şeyden önce, Ermenistan bu koridoru kullanarak ekonomik izolasyonunu sona erdirebilir, bölgesel ulaşım projelerine katılabilir ve daha da önemlisi, parçası olduğu Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) pazarına toprak bağlantısı sağlayabilir. Bilindiği üzere Rusya ile Ermenistan arasında kara bağlantısının olmaması iki müttefikin ticari ilişkilerini olumsuz etkilemekte. Nahçıvan koridoru Rusya da dahil olmak üzere, Ermenistan’ın AEB ile ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi için kritik önemi haiz bir proje haline gelebilir. Benzer şekilde, Ermenistan bu koridoru kullanarak İran’la da demiryolu bağlantısı elde edebilir. Vaktiyle Ermenistan ile İran arasında Megri bölgesi üzerinden yapılması planlanan demiryolu inşaatı, yüksek maliyetler nedeniyle ertelenmişti. Şimdi yeni koridor Ermenistan’a yüklerin İran’a taşınmasıyla ilgili sorunları gidermesi yolunda büyük bir şans vermekte.
Sonuç olarak, Nahçıvan koridorunun yüklerin hem doğu-batı, hem de kuzey-güney yönüne taşınması için yeni bir alternatif oluşturması nedeniyle Avrupa, Orta Asya ülkeleri ve Çin’in ekonomik çıkarlarına uygun seçenekler üretebileceği görülüyor. Koridorun ortaya çıkaracağı potansiyel avantajlar, Nahçıvan koridorunun zaman içinde Avrupa ile Asya’yı en kısa hat üzerinden birbirine bağlayan orta koridorun ana unsurlarından biri halini alabileceğini gösteriyor. Bölgedeki güvenlik endişelerinin giderilmesi, tüm ekonomik ablukaların kaldırılması ve yeni koridorun kurulması, bölgesel kalkınma ve işbirliği için elverişli koşullar yaratacaktır. Yeni koridor, oluşturacağı yeni rekabet ortamı nedeniyle, diğer geleneksel rotaların taşımacılık maliyetleri ve idari düzenlemelerinde kayda değer iyileştirmeleri beraberinde getirecek ve söz konusu hatların da verimliliğine olumlu yansımaları olacaktır. Bu durum, bölge ülkelerinin ikili ekonomik ve ticari ilişkilerini artırırken Avrupa ile Asya arasındaki ticari hareketlilikte oynadıkları transit rolün kuvvetlenmesine vesile olacaktır.
[Gismat Gozalov Türk Konseyi Genel Sekreter Yardımcısıdır]