Türkiye ile Türk dünyası arasındaki ilişkilerde Kazakistan özel bir öneme sahiptir. Gerek bu alanda sürdürülebilirliğin sağlanması gerekse kurumsallaşmanın hızlanması adına Kazakistan’ın karar ve önerileri kayda değer olmuştur. Şüphesiz bu noktada ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in büyük rolü bulunuyor. Bu sebeple Kazakistan’daki gelişmeler ve yaşanan dönüşüm süreci Türkiye açısından da önem taşıyor.
19 Mart 2019 tarihinde ülkenin “Tonguç” Başkanı Nursultan Nazarbayev’in kendi isteğiyle görevini bırakması ve akabinde yapılan seçimler, yeni ve farklı bir modeli gündeme taşıdı. Bu yeni döneme de 9 Haziran 2019 tarihindeki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan ve 12 Haziran’da düzenlenen yemin töreniyle görevi devralan Kasım-Cömert Tokayev damgasını vuruyor.
Türkiye’nin daha yakından tanıması gereken Tokayev’in, Kazakistan’ın ikinci cumhurbaşkanı seçilmesinin ikinci yıldönümünde kişiliğini, karar ve politikalarını irdelemek bu kapsamda katkı sağlayacaktır.
Profesyonel diplomat ve deneyimli devlet adamı
Tokayev’in ayırıcı hususiyetlerinden birinin entelektüel birikimi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Aldığı eğitim, yetiştiği ortam ve ülkenin kritik dönemlerinde bulunduğu kritik görevler kişiliğinin şekillenmesinde etkili faktörler. Babası Kemal Tokayev’in de tanınmış bir gazeteci ve yazar olduğunu hatırlamakta fayda var. Kemal Tokayev ayrıca Kazak edebiyatında polisiye türünün kurucusu olarak kabul ediliyor. Annesi Turar Şabarbayeva ise Alma-Ata Yabancı Diller Pedagoji Enstitüsü’nde öğretmendi. Büyüdüğü çok dilli/kültürlü ortam onun farklı kesimlerle ilk buluşma alanıydı denilebilir. Özellikle annesinin yabancı dil okutmanı olması da onun küçük yaşta dil yeteneğinin gelişmesine zemin hazırladı. Cumhurbaşkanı Tokayev Kazakça, Rusça, İngilizce, Çince ve Fransızca dillerini biliyor.
Tokayev vaktiyle diplomatların yetiştiği Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (MGİMO) mezunu. 1975-1991 yılları arasında Sovyetler döneminde Singapur’da ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde görev yaptı. Birliğin dağılma sürecine girdiğinde Tokayev başkâtip olarak görev yapmaktaydı.
Kazakistan’ın bağımsızlığının ardından ülkeye dönen Tokayev, 1992 yılında Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak göreve başladı ve Kazakistan diplomasisinin gelişmesi sürecinde büyük emek harcadı. Bu çerçevede ülkenin ayırt edici yönlerinden birini teşkil eden çok yönlü dış politikasının oluşmasında tartışılmaz bir yere sahip. Uzun yıllar Kazakistan’ın dışişleri bakanı olarak çalışan Tokayev, bir dönem de başbakanlık görevini üstlendi. Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen önce senato başkanlığı görevinde bulunan Tokayev, 2011 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanan ilk Kazak diplomat oldu. Öyle görülüyor ki Tokayev’in kariyer çizgisi hem ülke içinde hem de uluslararası politikadaki itibarını pekiştiren bir birikimi yansıtıyor.
Yönetim anlayışı
Cumhurbaşkanı Tokayev’i tanımlayan özellikleri arasında sade ve dürüst yaşamı olduğunu belirtmek gerekir. Nitekim daha geçici cumhurbaşkanlığına önerildiği günlerde bu özellikleri halkın önemli bir kısmında irdelenen hususlar arasındaydı. Seçim sürecinde ve sonrasında bu eğiliminin altının çizilmeye çalışıldığı görüldü.
Öte yandan, her ne kadar hak ettiği seviyede olmasa da göreve başlamasıyla birlikte sosyal medya hesaplarını aktif kullanma gayreti, açık iletişim hedefinin bir parçası olarak kabul edilebilir.
Tokayev’in yönetim anlayışının temel kodları geçmişin güçlü yönlerini sürdürmek ve reformlarla, yeniliklerle yeni süreçler oluşturabilme niteliğindedir. Bir röportajında sarf ettiği, “Nursultan Nazarbayev devletimizin kurucusudur. Bu nedenle onun politikalarının devamlılığını sağlayacağımı en başından söyledim. Her şeyden önce bu istikamet Kazakistan için gereklidir. Şoklara gerek yok, afetlere gerek yok” ifadeleri bunu doğrular nitelikte.
Reformcu yönüyle ilgili de şu sözlerini hatırlatmak mümkün: “Kazakistan reformist bir devlettir. İster ekonomik, ister siyasi alanda olsun, toplumumuzun dönüşümünün kesintiye uğramaması gerektiğine inanıyoruz. Kazakistan’ın dünyanın en gelişmiş 30 ülkesi arasına girmesi için yapısal reformların her koşulda devam etmesi gerekiyor.”
Tokayev ayrıca yetenekli gençlerin önünü açabilmek ve devlet bürokrasisine kazandırabilmek için birtakım projeleri hayata geçirme gayretinde. Bu doğrultuda geçen yıl Cumhurbaşkanlığı bünyesinde 300 gençlik bir kadro oluşturuldu. Bu yıl bu kadroya 300 genç daha alındı.
Halkının sesini duyan devlet
Tokayev’in toplumun diyalog, demokrasi ve adalet taleplerine cevap vermeye çalıştığı görülüyor. Bu çerçevede “halkını duyan devlet” veya “duyarlı devlet” kavramını devlet kurumlarında işler kılmak istemesi vatandaşların taleplerinin hızlı bir biçimde yanıtlanması ve çözüm üretilmesi hedefini taşıyor. Kamu çalışanlarının bu yeni anlayışa uyum sağlaması söz konusu hedefin bir parçası. Bu anlayışın etkili bir yansıması olarak Kazakistan’da yabancılara toprak satışını yasaklayan değişikliğin getirilmesi gösterilebilir.
Yine bu doğrultuda hükümet ile halk arasındaki diyalogu derinleştirmek için “Ulusal-Toplumsal Güven Konseyi”nin kurulması ulusal birlik ve toplumsal istikrar adına önemli bir adım. Konseyin başlıca görevleri arasında, ulusal strateji ve programlar ile yasa tasarılarını kamuoyu adına incelemek, önemli stratejik gelişmeler hakkında kamuoyu ve sivil toplum kuruluşlarının düşüncelerini dikkate almak, yapıcı diyaloğu sağlamak yer alıyor.
Yeni yasal düzenlemeler
Geçen iki yıl zarfında bizzat kendisinin başkanlık ettiği Ulusal-Toplumsal Güven Konseyinin de önerileri doğrultusunda hazırlanan önemli kanunlar parlamentoda kabul edildi.
Örneğin yeni “Barışçıl Toplantılar Kanunu” vatandaşların barışçıl toplantı yapmakla ilgili anayasal hakkını sağlamaya yönelik. Daha önce barışçıl toplantı düzenlemek için gerekli olan izinlerin yerine bir bildirim sistemi getirildi, protestolar ve diğer barışçıl toplantılar -teknik olarak- artık büyük şehirlerde yapılabilir hale geldi. Ülkenin demokrasi kültürü açısından bunlar önemli adımlar.
Bir diğeri, parlamentonun işleyişi ve milletvekillerinin çalışma şekline ilişkin yeni düzenlemeler. Bu kapsamda Mecliste muhalefet kurumunun kurulmasını öngören ve faaliyetlerini düzenleyen değişiklikler ve eklemeler yapıldı. Yine “Seçim Kanunu” ve “Siyasi Partiler Hakkında Kanun” hükümleri gereğince, ilk defa yüzde 30 kadın ve genç kontenjanı parti listelerine alındı. Bu düzenlemenin kadınları ve gençleri gerek parlamentoya gerekse yerel siyasal süreçlere dâhil etmenin bir yolu olarak kabul edilebilir. Yapılan bu değişikliklerle 10 Ocak 2021’de gerçekleşen parlamento ve yerel temsilci seçimlerinde belirli düzeyde yenilenme sağlandı.
Aynı şekilde 25 Mayıs 2021 tarihinde yapılan değişiklikle ilçe, kentler, köyler, yerleşim yerleri ve kırsal mahallelerin yöneticilerinin (muhtar ve kaymakamlar) doğrudan halk tarafından seçilme imkânı getirildi. Siyasi partiler için seçim barajı da yüzde 7’den yüzde 5’e indirildi.
Bu yasalara ek olarak, Kazakistan insan hakları alanındaki uluslararası taahhütlerini de genişletmeyi hedefliyor. Örneğin, Kazakistan BM Daimi Temsilcisi ölüm cezasını kaldırmayı amaçlayan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin İkinci İhtiyari Protokolü’ne katıldı. Önemli bir karar da 9 Haziran’da alındı ve ülkedeki insan hakları durumunu iyileştirmek adına hükümete “İnsan Hakları Eylem Planı” geliştirilmesi ve uygulanması görevi verildi.
Milli değerler ve Latin alfabesi
Tokayev’in kendi döneminde öne çıkarmaya çalıştığı manevi değerler sistemi ve onun inşası esasında bugün Elbaşı (ebedi lider) unvanına sahip olan Nazarbayev’in başlattığı bir süreç. Cumhurbaşkanı Tokayev de özellikle Kazak dilinin gelişimine önem veriyor. Örneğin, “vatan toprakları”, “ana dilimiz” ve “halkın birliği” Tokayev tarafından Kazakistan egemenliğinin ebedi sac ayağı olarak tanımlanıyor. Bir başka önemli husus Latin alfabesine geçiş sürecini Tokayev Türk dünyası ile entegrasyon bağlamında değerlendiriyor.
Tokayev 31 Mart 2021 Türk Keneşi’nin Türkistan Zirvesi’nde yaptığı konuşmasında “Eğitim alanında işbirliği, gelecekteki başarılı ortaklıklar için kilit bir faktördür. Bu çerçevede, ortak bir kültür, eğitim ve bilim sahasının oluşturulması gerekiyor.” açıklamasında bulunmuştu. Bunun bir yansıması olarak Türkiye’de kullanılan Latin alfabesinin özelliklerini de dikkate alan yeni Latin alfabesi internet üzerinden kamuoyunun tartışmasına sunuldu. Yeni Kazak alfabesi 31 temel harf ve çift nokta imi, uzatma imi, çengel imi, kısaltma imi ve dalga imi gibi işaretler içeriyor.
“Bağımsızlık her şeyden değerli” başlıklı bir makalesinde Tokayev, Kazakistan’ın toprak bütünlüğüne şüpheyle bakan ve komşuluk ilişkilerine zarar vermek isteyenlere tepki gösterileceğine vurgu yaparak, “Milli tarihimizin temeli, kadim zamanlara dayanıyor. Milli çıkarlarımızı her türlü koruyacağımızın altını çizmek istiyorum.” açıklamasında bulunmuştu.
Kriz yönetimi
Cumhurbaşkanı Tokayev’in seçilmesinin ardından bir dizi krizle baş başa kaldığını söylesek yanlış olmayacaktır. Bu krizlerin Tokayev’in liderliği açısından da önemli birer test olduğu göz ardı edilemez. Geride kalan iki yıl zarfında ülkede bir takım doğal/teknolojik afetler, etnik çatışmalar yaşandı. Tokayev’in olayların en başında ve hızlı bir biçimde kriz bölgelerine intikal etmesinin Kazakistanlılar tarafından takdirle karşılandığı söylenebilir.
Tokayev döneminde yaşanan en büyük kriz küresel Kovid-19 salgını oldu. Belirli aralıklarda etkili artışlar yaşansa da şu an itibarıyla Kazakistan’da salgın 2021’de aşılamanın da başlamasıyla kontrol altına alınmış durumda. Dahası, Kazakistan kendi aşısını üreten dünyadaki sayılı ülkelerin biri haline geldi. Salgınla mücadele kapsamında Kazakistan’ın 12,6 milyonluk yetişkin nüfusunun 4,5 milyonuna mali yardım, gıda ve ev ürünleri sağlandı, 700 binden fazla işletmeye vergi istisnası uygulandı ve kredi ertelemesi verildi. Ayrıca, yaklaşık 500 bin dar gelirli kişinin kredi borçları silindi. Pandemi sonrası ekonomik toparlanma çerçevesinde Kazakistan, ekonomideki daralmayı yüzde 2,6 ile sınırlandırmayı başardı. Ülkede 2021’de en az yüzde 3,2’lik bir büyüme bekleniyor. Bunlara ek olarak, ekonomiyi güçlendirmeye ve yatırım çekmeye yönelik tedbirler de tüm hızıyla uygulanmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Tokayev’in iki yıllık görev süresini süreklilik içerisinde değişim temasıyla irdelemek mümkün. Tokayev bir yandan Nazarbayev’in başlattığı politikaları devam ettirirken, bir yandan da özellikle siyasal reformlara ağırlık veriyor. Kabul edilen yeni yasalar ve yapılan değişikliklerin sahaya yansıtılabilmesi durumunda ülkenin demokratikleşmesinde kademeli bir iyileşme yaşanacağını öngörülebilir. Geçen bu iki yılda henüz eksiklikler olsa da halk ile yönetim arasındaki diyaloğun güçlenmesine paralel olarak Cumhurbaşkanı Tokayev’e olan güveninin de artmakta olduğu ifade edilebilir.
[Uzmanlık alanı Avrasya bölgesi ve Türk dünyası olan Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Bozok Üniversitesi İİBF dekanıdır]