ABD’deki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nden strateji uzmanı Edward N. Luttwak, ABD’nin Suriye politikasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
“Strategy: The Logic of War and Peace” (Strateji: Savaş ve Barışın Mantığı) kitabının yazarı Luttwak, New York Times’a yazdığı makalede, Suriye’de derinleşen krizle ilgili olarak ABD’nin çıkarlarına zarar vermeyecek tek sonucun “durumun uzun süreli bir çıkmaza dönüşmesi” olduğunu vurguladı ve ABD’nin halihazırda izlediği stratejinin de buna yakın olduğuna dikkati çekti.
ABD hükümetine danışmanlık hizmetinde de bulunmuş olan Luttwak, “Taraflardan biri kazanırsa ABD kaybeder” başlıklı makalesinde, geçen çarşamba günü Şam’da düzenlendiği belirtilen kimyasal silah saldırısının, Suriye’de süren iç savaşı Beyaz Saray’ın dış politika radarına geri çektiğini belirtti.
Obama yönetiminin, Suriye’deki iç savaşa müdahale etme “ayartmasına” direnmesi gerektiğini ifade eden Luttwak, “Taraflardan biri kazanırsa bu, ABD için arzu edilmeyen bir durum yaratacaktır” ifadesini kullandı.
Luttwak, “Bu noktada, ABD çıkarlarına zarar vermeyecek tek neticenin, uzun süreli bir çıkmaz olduğu” tespitini yaparak, Esed rejiminin isyanı tamamen bastırarak ülke genelinde kontrolü ele geçirmesinin “bir felaket” olacağını, “Esed’in zaferinin, İran ve Hizbullah’ın gücünü ve prestijini çarpıcı biçimde tasdik ederek Sünni Arap devletleriyle İsrail için doğrudan tehdit oluşturacağını” belirtti.
Muhaliflerin zaferininse, ABD ile Avrupa ve Ortadoğu’daki pek çok müttefiği için son derece tehlikeli olacağını savunan Luttwak, bunun nedeni şöyle açıkladı:
“Bazıları El Kaide ile ilişkilendirilen radikal gruplar, Suriye’deki en etkin savaş gücü haline geldi. Eğer isyancı gruplar kazanmayı başarırsa, bu grupların ABD’ye düşman bir hükümet kurmaya çalışacakları neredeyse kesin. Suriye’de cihatçılar zafer kazanırsa İsrail de kuzey sınırında huzur beklemesin.”
– “İsyan başladığında durum daha az iç karartıcıydı”
Suriye’de isyanın başladığı dönemde, durumun “daha az iç karartıcı” olduğunu belirten Luttwak, 2 yıl önce ılımlıların Esed rejiminin yerini alacağını ümit etmenin daha gerçekçi olduğunu ve güçlü bir ordusu, Suriye ile uzun bir sınırı olan Türkiye’nin hemen devreye gireceği düşüncesinin savaşın fazla uzun sürmeyeceği beklentisini yarattığını kaydetti.
Luttwak, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’deki isyanın ortaya çıktığı ilk zamanlarda, tüm bunlara son verilmesi çağrısında bulunması üzerine Esed’in sözcüsünün Erdoğan ile alenen alay ettiğini, bu arada Esed’in silahlı kuvvetlerinin bir Türk jetini vurduğunu, Türk topraklarının defalarca top ateşine tutulduğunu ve Türkiye sınır geçişinde bomba yüklü araçların infilak ettiğini” savundu.
Tüm bunlara rağmen “Herkesin, belirgin bir misilleme yapılmamasına şaşırdığını” belirten Luttwak, “Bu durumun, Erdoğan’ı, kapısının eşiğindeki iç savaşın zayıf bir izleyicisi kıldığını” ileri sürdü.
“Suriye’deki savaşın, savaş ağaları ve her türden tehlikeli aşırıcılar tarafından sürdürüldüğünü” ifade eden Luttwak, “Esed rejiminin İran destekli yeniden inşası, Ortadoğu’nun tamamında İran’ın gücünü ve statüsünü artıracak, aşırıcıların hükmettiği isyancıların zaferiyse yeni bir El Kaide terörü dalgası getirecektir” dedi.
– ABD’nin şimdiye kadar uyguladığı politika
“Amerika’nın hedefinin, bir açmazı sürdürmek olması gerektiğini ve bunu mümkün kılabilmek için tek yolun, Esed güçleri öne çıkar gibi göründüğünde isyancıları silahlandırmak, isyancılar kazanır gibi olduğundaysa desteği kesmek olduğu” görüşünü dile getiren Luttwak, “Bu strateji, Obama yönetiminin şimdiye kadar uyguladığı politikaya yakındır” tespitin yaptı.
Luttwak, Esed’i ve rejime karşı savaşanları alt edecek geniş çaplı bir Amerikan istilasının ise Amerikan işgali altında bir Suriye’yi getireceğini belirterek, Ortadoğu’da yeni ve masraflı bir askeri macerayı destekleyecek fazla Amerikalı olmadığını ifade etti ve makalesini şu ifadelerle tamamladı:
“Her hangi bir yöne kesin bir adım, Amerika’yı tehlikeye sokar. Bu aşamada açmaz, elde kalan tek geçerli siyasi seçenektir.”