Başkentin Ulus semtinde Cumhuriyet döneminin ilk bakanlık binası Maliye Vekaleti’nin 1926’da inşa edilmesinin ardından Atatürk’ün emriyle Türkiye’nin para ve altın rezervleri ile kıymetli eşyaların güvenle korunması amacıyla hazine kasa dairesi yapıldı.
Uzun yıllar devletin eline geçen maddi varlıkların bir kısmının ve önemli uluslararası ekonomik sözleşmelerin orijinalleri ile devlet iç borçlanma senetleri, tahvil, bono gibi kıymetli evrakların muhafaza edildiği hazine kasa dairesinin de içerisinde yer aldığı tarihi yapı, aralarında Başbakanlığın da bulunduğu çeşitli kamu kurumlarınca kullanıldı. Yapı, 2013’te Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesine (ASBÜ) tahsis edildi.
ASBÜ tarafından hazine kasa dairesi ile etrafındaki diğer odaların, Anadolu eksenli devlet ve imparatorlukların iktisat tarihine ışık tutacak bir müzeye dönüştürülmesi için başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı. Dönemin canlı tanığı ve simgesi kabul edilen yapının restorasyonunda mevcut durumunun korunmasına önem verildi.
Yakın zamanda ziyarete açılması planlanıyor
Hazine Müzesi, Anadolu medeniyetlerinin ve imparatorluklarının hazine teşkilatları ile finans hayatına dair teknolojik ve görsel ekipmanlar ile bilgilendirme panoları ve maketleri ile dikkati çekiyor. Sergilenen geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemine ait iktisadi belgelerin yanı sıra diğer ülkelerden gelen banknotlar ile dönemin iktisat tarihine ışık tutuluyor.
Daktilo, terazi, istifleme araçları ile birlikte teslim alınan kasa dairesinin etrafında oluşturulan bölümlerde, yüzyıllar içinde Anadolu’da hüküm sürmüş devlet ve imparatorlukların hazine sistemlerine de tarihi bir yolculuğa çıkılıyor.
Hazine Müzesi’ne dönüştürülen yapının yakın zamanda ziyarete açılması planlanıyor.
Hazine kasa dairesinin kapı kilidine kripto sistem
ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Hazine Müzesi’nde, AA muhabirine açıklamada bulundu.
Hazine kasa dairesinin müzeye dönüştürülerek bir dönemin iktisat tarihine ışık tutulduğunu belirten Arıcan, “Burası parasal ve kıymetli evraklar anlamında devletin en mahrem, en sır yeri. Çelik kasaların her birinin güvenliği özenle sağlanmış.” dedi.
Hazine kasa dairesinin girişinde sürekli bir muhafızın beklediği demir parmaklıklı kapı bulunduğunu anlatan Arıcan, bu kapının açılmasının ardından kasa dairesinin etrafında sürekli nöbetçilerin gezdiği bir koruma şeridine geçildiğini kaydetti. Bu şerit sayesinde yangın, sel ve benzeri durumların, hazineye ulaşmasının engellenmeye çalışıldığını ifade eden Arıcan, çok büyük ve ağır hazine kasa dairesinin kapısının açılması için 2 anahtarın bulunduğunu söyledi.
Birinci anahtarın yerine takılmasından sonra iki parçalı ikinci anahtarın çevrilebildiğini aktaran Arıcan, şöyle devam etti:
“Kasa dairesine girebilmek için üç aşamalı giriş sisteminin tamamlanması gerekiyor. Bugün sanal hesaplara girerken birkaç şifre gerekmesi gibi bu kasa dairesi de çok erken dönemde bir şifreleme sistemi ile kurulmuş, sadece kaba bir koruma duvarı değil. O günkü şartlarda bile bir mantık kurulmuş. Anahtarda kripto bir sistem var. İki anahtardan sonra kapının kilidi çevrilebiliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kasa dairesi olması dolayısıyla içinde kıymetli evraklar, farklı ülkelerden gelen paralar, ülke içindeki bonolar, tahviller var. Burası hem hazine dairesi hem de kıymetli evrak dairesi olarak kullanılmış. Bu açıdan burası, Türkiye Cumhuriyeti’nin belki de parasal ve finansal anlamda kalbi olmuş.”
Müzenin resmi açılışını yakın zamanda yapmayı planladıklarını dile getiren Arıcan, “Müze tutkusu, para ve finans tarihine merakı olan gençlerimizi bekliyoruz. Sanal müze turu ‘https://muze.asbu.edu.tr’ adresinden yapılabiliyor.” bilgisini verdi.
Öte yandan Hazine Müzesi’nin, hayata geçmesinde katkıları bulunan Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Ankara Valiliği ile birlikte açılışının yapılması planlanıyor.