Bulunamadı...
Tüm Sonuçları Görüntüle
Pazar, Ağustos 17, 2025
Kanal 5
  • ANA SAYFA
  • GAZİANTEP
  • ANKARA
  • DOĞU-GÜNEYDOĞU
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
  • SİYASET
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • KÜLTÜR
  • SPOR
  • PROGRAMLAR
  • KURUMSAL
    • İLETİŞİM
    • İNSAN KAYNAKLARI
    • KÜNYE
    • KATALOG
Kanal 5
Bulunamadı...
Tüm Sonuçları Görüntüle
Pazar, Ağustos 17, 2025
Kanal 5
  • ANA SAYFA
  • GAZİANTEP
  • ANKARA
  • DOĞU-GÜNEYDOĞU
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
  • SİYASET
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • KÜLTÜR
  • SPOR
  • PROGRAMLAR
  • KURUMSAL

Balıkçı’dan PKK Hakkında Dikkat Çekici Açıklama

• Kanal 5
12 yıl önce
• Genel
A A

Devlet ile PKK arasındaki görüşmelerde 1996’dan itibaren rol alan ‘Balıkçı’ lakaplı İlhami Işık, PKK’nın 2013’ün sonunda tamamen silah bırakacağını öne sürdü. Işık, “artık barışa çok yakınız” dedi.

HÜLYA ÖZKAN / HABER10

Kürt meselesinde bugüne kadar dile getirdiği birçok öngörüsü gerçekleşen İlhami Işık’la çözüm sürecini, bu süreçte bir kısım liberallerin tutumlarını, PYD ve Suriye’deki gelişmeleri, örgütün tutumunu ve bundan sonraki adımları konuştuk…

“Dindarlar demokratik davranamazlar’, ‘süreç bir kandırmacaydı’, ‘PKK asla şiddetten vazgeçmez’, ‘bu zamanı ordulaşmak için kullanıyor’ şeklinde ifadeler kullanmak için can atıyorlar.”

“Sürekli olarak niyetler üzerinden değerlendirmeler yapılıyor. Bu son derece tehlikelidir ve el birliği ile birileri bu tehlikeyi canlı tutmaya çalışıyor. Bunun içinde muhafazakâr camianın da önemli aktörleri var.”

“PYD güç zehirlenmesi yaşıyor ve tavrı Kürtlerin oradaki kazanımlarını tehlikeye sokuyor. Ve bu tavırlar Özgür Suriye Ordusu’nun gücünü de zayıflatıyor.”

“İhvan’ın çocuklarının öldürerek onlar şiddete yönlendirmek istediler ve tüm dünyaya şunu söyletmek istediler; ‘gördünüz mü Müslümanlar hiçbir zaman şiddetsiz yaşayamazlar.’ Bu amaçları çöktü ve esas yenilgi budur.”

“Dünün referanslarını sürekli kullanıyorlar ve mağdurların dün onlarla var olan ilişkilerini hoyratça harcıyorlar. Bu anlamda vicdanlarımızı onlara kapatmamız lazım. Bizi artık sömüremeyecekler. Ben bu zihniyettekilere liberal değil “Cihangir Kuşatması” diyorum.

İŞTE O SÖYLEŞİ:

11

-Bir takım çevreler ısrarla çözüm sürecine karşı çıkıyorlar hatta sürecin tıkandığını öne sürüyorlar. Siz durumu böyle mi görüyorsunuz, bu karşı koyuş neden?

Evet, son dönemlerde bu biraz daha yaygınlaştı. Sürecin iyi gitmediğine dâhil eylül veya ekim ayıyla beraber çözüm sürecinin tıkanacağı hatta tıkanmakla kalmayacağı tekrar çatışmaların süreceğine yönelik bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.

Zaten epey bir zamandır her şey algılar üzerinden yürütülmeye çalışılıyor. Bunun birçok nedeni var aslında. Ama esas nedeni çözüm sürecinin başarıya ulaşması birçok güç merkezini etkisiz hale getirecek. Şimdiye kadar saygınlıklarını çatışma üzerinden şekillendirmiş olan birçok kurum ve bireyin de o anlamda saygınlıklarının zedeleneceği ya da biteceği endişesi var.

Ayrıca ülke içerisinde çözüm sürecinin var olan pozisyonları tümüyle değişmesi onlar açısından olumsuz olacaktır. Bölgesel ve uluslararası güç merkezleri ile olan ilişkileri ve o güç merkezlerinin de bu sorumluluğu bir barışla taçlandırması onları siyasi, ekonomik ve daha birçok yönden zora sokacaktır. Artık kendilerine yaşama alanı bulamayacaklardır.

KARA PROPAGANDA YAPIYORLAR

Olumlu ve olumsuzluklar beraber yürürler. Eğer biz mevziimizi, aklımızı daha çok olumluya doğru yönlendirirsek olumlu giden durumlar daha ağır basar. Sürekli negatif bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Kara propaganda bu yaptıkları. İktidardan gelecek bir olumsuz açıklama veya PKK çevrelerinden gelecek bir olumsuz açıklamayı dört gözle bekleyerek zaten olmayacaktı demek için özellikle çaba sarf ediliyor. ‘Dindarlar demokratik davranamazlar’, ‘süreç bir kandırmacaydı’ diyebilmek istiyorlar. Yine aynı şekilde ‘PKK asla şiddetten vazgeçmez’, ‘bu zamanı ordulaşmak için kullanıyor’ şeklinde ifadeler kullanmak için can atıyorlar.

Sürekli olarak niyetler üzerinden değerlendirmeler yapılıyor. Bu son derece tehlikelidir ve el birliği ile birileri bu tehlikeyi canlı tutmaya çalışıyor. Bunun içinde muhafazakâr camianın da önemli aktörleri var.

SUSUYORUZ AMA BİLİYORUZ

Peki kim bu muhafazakâr camianın da önemli aktörleri?

Bazen söyleyeceğiniz bir doğru eğer bir fitneye neden olacaksa susmanız daha asilce olur. Bu anlamda isim vermeyeceğim ama bilinmesini kesinlikle istiyorum. Özellikle Kürt meselesi bu ülkenin en zayıf karnıdır. Devletin asırlık politikalarının Kürtleri yok sayması ve şimdi onların varlığıyla beraber nasıl konumlandırılacakları tartışması hala toplumsal katmanlarca çok içselleştirilmemesini kötü kullanma niyeti var burada. AK Parti ile var olan farklı tartışma alanları, Kürt meselesi gibi insanın canını yakan büyük şiddet barındıran ve bu ülkenin geleceğini birinci derecede engelleyebilecek bir mesele üzerinden sürdürmek muhafazakâr akla yakışacak bir tavır değildir.

AK Parti’ye yönelik eleştirileriniz olabilir, rahatsızlıklarınız olabilir. Hata yapmayacak tek bir kurum, insan ya da davet yoktur. Hata ve eleştirileri dillendirerek toplumun doğasına saldırmak doğru bir davranış değildir. Bundan vazgeçilmelidir. Eleştirileri neyse, kendi doğruları her neyse onu başka alanda dillendirmeliler. Özellikle barış sürecinde biri bin yaparak, bir yanlışı bütün her şeyi yanlışmış gibi göstererek kâbuslar yaratacak senaryolarından vazgeçmeliler.

MEDYA PSİKOLOJİK SAVAŞ YÜRÜTÜYOR

-Eskiden ana akım medya bölgede yaşanan güzelliklerin üstünü örter, en ufak olayı büyüterek verirdi. Şiddet eylemleri tırmandığında ise manşetlerinde savaşın dili hakim olur, çözüme yönelik pratikler geliştirmezlerdi. Şimdi ise aynı medya PKK ve BDP’den gelen açıklamaları cımbız ile çekerek veriyor. Ve sadece gerilim üretecek sözler öne çıkartılıyor. Bu bir psikolojik savaş mı?

Yapılan açık ve net bir psikolojik savaştır. Çünkü çatışma ortamlarında aranan, ilgiyle izlenen doğrular değildir. Taraf ve taraflara olan uzaklık ve yakınlıktır. Bunu çok iyi biliyorlar. Öncesinden bir deneyimleri var. Hazinesi var, onlar bunun yıllarca yaptılar. Özellikle toplumun sinir uçlarının hoplatacak, güvensizlik yaratacak yazılara, haberlere imza atıyorlar. Sürekli negatifi görmektedir. Bunu son zamanlar özellikle yoğun bir şekilde yapıyorlar. Bu yoğunluk aslında şunun göstergesidir; biz barışa çok çok yakınız….

Bu davranışlarının temelinde işte kendileri için hiç de iyi olmayacak barışın sağlanması korkusu yatıyor.

PYD HATA YAPIYOR

-PYD’nin son süreçte dezenformasyona sarılarak, şiddete sarılmasının asıl nedeni nedir?

PYD ile ilgili olarak şimdiye kadar hiç olmayan bir olumluluğu yaşıyoruz. Ben bir Kürdüm ve Türkiye’de en sevinçli olduğum dönemleri yaşıyorum. Çünkü devlet PYD ile görüştü. Devletin ya da PYD’nin düşüncesine katılırsınız ya da katılmazsınız ama bu görüşme birilerinin ölmemesine vesile olacak bir görüşmedir. Benim değer verdiğim budur. Bu yüzden anlamlı buluyorum.

PYD’nin bir güç sarhoşluğu yaşadığı açıkça görülüyor. Bu güç sarhoşluğunu doğru konumlamadığı da görülüyor. Nitekim Rojava’daki göçün çok önemli sebeplerinden bir tanesi de budur. Bir yandan Esed güçlerinin saldırması diğer yandan El Nusra’nın saldırıları önemli faktörlerdir ama siz sürekli güçlü bir imaj yaratma anlamında olmamış şeyleri yayarsanız hazır olmayan bir toplum kaçar.

Var olan konjonktürel boşluk sizi bir öncü konumuna getirmiş olabilir ama onun üzerine oturmak ancak doğru yerde olmanızla alakalıdır. Maalesef PYD Suriye’de Rojava’da üzerine düşeni yapmadı. Oradaki Kürt yapılarla dostluğunu sıcak tutmadı tam tersine onlarla çatıştı.

21. yüzyılın en zalim diktatörü Beşar Esad’a karşı muhalif pozisyonda olan güçler arasındaki ayrımı da iyi okuyamadı. Yani muhaliflerin hepsi El Nusra değil. Nitekim El Nusra ile Özgür Suriye Ordusu arasında da çatışmalar var. Suriye muhalefetinin hepsini El Kaide ya da El Nusra olarak görmek yapılabilecek en büyük kötülüktür.

PYD’nin tavrı Kürtlerin oradaki kazanımlarını tehlikeye sokuyor. Ve bu tavırlar Özgür Suriye Ordusu’nun gücünü de zayıflatıyor.

SİSTEM VE PLANLARI ÇÖKTÜ

–Çok konuşulmuyor ama aslında önemli. Türkiye Kürt meselesini çözerse Ortadoğu’da hatta dünyada dengeler hangi yönde değişir?

Biz şu an ‘21.yüzyılın Orta Çağı’nı yaşıyoruz ne yazık ki. Büyük umutlar beslemiştik teknolojinin bilimin gelişmesiyle. Artık bir olaya olumlu veya olumsuz tepkimizi anında gösterebilecektik. Biz, özellikle Orta Doğu halkları bunun kaderimizin değişmesi yönünde büyük bir araçsal neden olarak gördük. Oysa bilmiyorduk ki bilim ve teknoloji ile tüm dünyanın gözleri önünde katledileceğiz ve insanlar purolarını içerek bunu seyredecekler. Bu bizim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. 2. Dünya Savaşı’nda bile böyle bir Orta Çağ yaşanmadı.

Çünkü faşizme karşı bir ayaklanma vardı ama bugün yok. Dilimiz, inancımız farklı olduğu için onların gözünde sürüngenden farkımız yok. En acısı da nedir biliyor musunuz… Bir yerde doğduğunuzdan ötürü öldürülüyorsunuz. Şu anda ölen insanların tek suçu Suriye’de doğmuş olmak. Kim tarafından neden öldürüldüklerinin de farkında değiller. Niçin öldürüldüklerinin de. Çocuklar birilerine düşmanlık yapabilir mi? Mısır’da ölen çocukların tek suçu Mısır’da doğmuş olmak.

Bu savaş bittiği zaman ‘Biz kurtulduk! Yaşasan Özgürlük!’ diyemeyeceğiz. Çünkü ne şehirlerimiz kalacak, ne çocuklarımız… Hiçbir şeyimiz kalmadığı için yine bizi kendilerine muhtaç hale getirecekler. Bizi yaşatırken köleleştirecekler.

Bizim ülkemizde de bunu uygulamak istiyorlar ama şunun farkında değiller. Mısır’da yenildiler. Bu yenilginin politik ifadesi Türkiye’dedir. Türkiye Gezi’de bunun ana manevrasını boşa çıkardı. Yani sinir sisteminin nasıl olabileceği Gezi’de test edildi.

Biz bu son 10 yılda 100 yıllık bir tecrübeyi edindik. Bunun farkında değiller. İhvan’da da bunu fark edemediler. İhvan’ın çocuklarının öldürerek onlar şiddete yönlendirmek istediler ve tüm dünyaya şunu söyletmek istediler; ‘gördünüz mü Müslümanlar hiçbir zaman şiddetsiz yaşayamazlar.’

Bu amaçları çöktü ve esas yenilgi budur.

BAZI LİBERALLERİN ZİHNİYET SORUNU VAR

-Peki liberaller… Hepsini kastetmiyorum ama düne kadar hükümetten daha ileri tezleri öne süren bazı liberaller bugün süreci provoke edecek kadar ileri giden yazılara açıklamalara imza atıyorlar. Bir değişim mi söz konusu yoksa asıl beklentileri yıllardır farklı mıydı? Daha doğrusu sorundan onlarda mı yıllarca nemalandılar?

Onlar aslında hiç bir zaman liberal olamadılar. Bizim zayıflığımız onları o liberal statüsüne soktu. Bir şeye karşı olmanın adını liberal olarak koyduk. O fotoğraf bizim zayıflığımızın fotoğrafıydı. Şununla övünüyorlar; belli zamanlarda bir şeylere karşı çıkmanın referansı… Bozuk saat bile günde iki sefer doğruyu gösteriyor. Bizim ülkemizde kendini liberal zannedenlerde bir aşağılık kompleksi de var. Ben şu dönemde şu zamanda şöyle bir tavır sergiledim diye bunu ömür boyu bir diyet borcuna dönüştüren zihniyet kompleksli bir zihniyettir.

İktidardan ötürü bir rahatsızlığınız olabilir. Rahatsızlıkla düşmanlık çok farklı şeylerdir. Liberalizmin özünde düşmanlık yoktur. Ben bu zihniyettekilere liberal demiyorum ‘Cihangir Kuşatması’ diyorum.

Şu anda en zehirli oklara sahipler. Dünün referanslarını sürekli kullanıyorlar ve mağdurların dün onlarla var olan ilişkilerini hoyratça harcıyorlar. Bu anlamda vicdanlarımızı onlara kapatmamız lazım. Bizi artık sömüremeyecekler.

KONGREDEN ÇIKAN KARARIN ANLAMI

–Gerçekten İmralı PKK’nın üzerinde halen en etkin güç mü?

Evet, tabi ki… En son kongrede de bu tescil edildi. En basit tabiriyle imha bile edilirsek imha tekrar savaşın kararını sadece Öcalan verebilir. Bu aslında kongreden çıkan kararın tanımıdır. Herkes olumsuzu ararken biz olumluları belgelerle gösterdiğimizde kimse bunu görmek istemiyor.

Olumlu bir gelişmede hiçbir zaman belgeleri konuşturmazlar. A şahsının B şahsının konuşmalarını gösterirler. Bu bizim eksikliğimiz. Biz barışın konumlandırılmasını, barışta etkin güçlerin ne kadar etkin olduğunu, İmralı’nın PKK üzerinde nasıl bir anlam ifade ettiğini yeteri kadar tartışamadık. PKK bir Kandil olarak tanımladık sadece. Öyle bir örgüt yok. Örgütün birden fazla etkilendiği yapılar vardır eğer siz o yapıları hesaba katmazsanız büyük yanılgılar yaşarsınız.

Kürtlerin kaybedilecek olan dünyalarını hesaba katmadığınız zaman ya da ülke içerisinde, bölgede herhangi bir farklı duruşun neye mal olacağını hesaba katmadığınızda doğal olarak söylenen en olumu düşünce birinci derecede kabul edilir. Evet, belki önemlidir ama birinci dereceden öneme sahip olarak değerlendiremezsiniz.

PKK İÇİNDE FARKLI DÜŞÜNCELER HAKİM

-PKK’da bölünmelerin yaşandığı da gündeme geliyor. PKK tam olarak nasıl bir oluşum? En etkin yapı hangisi ve süreç ile orada da bir değişim başladı mı?

Çatışma süreciyle şekillenmiş bir örgütün şahin kanadının olmaması mümkün müdür? Bu örgüt siyasetle kendini ne kadar ilişkilendirirse o kadar da şahin olmayan bir tarafı da çıkar. Bu sadece PKK’ya özgü bir şey değildir.

İllegal örgütlerin yaşama güdüsü böyledir. Tehlikelere karşı bir çekirdek şahin kadroyu sürekli canlı tutar. Tehlikelere karşı sürekli uyanık olma ve her tehlikeyi birinci öncelik olarak imha etme amacını taşırlar.

2004’te ikiye bölündü. Dağ kadroları ve geriye kalanlar. Mesela PKK yöneticileri dağ kadrosunda yetişmiş olanlardan değillerdir. Elbette farklı düşünenler vardır. Ama onu bir çatışmaya bir kırılmaya götürecek bir an yaşanmıyor şu anda. Bunu en son yapılan kongreden anlıyoruz. Birbirinden çok farklı düşünen PKK kadroları var fakat bir kırılma emaresi görülmüyor.

ÖCALAN’IN KARŞISINDA ANKARA GRUBU VAR

–Nedir bu Ankara grubu? Yıllardır şehir efsanesi gibi kamuoyunda konuşuluyor. PKK ile Ankara Grubu arasındaki ilişki nasıl bir temele dayanıyor? Ankara Grubunu bize anlatır mısınız?

Ankara’da ilk kurucular çekirdek kadro yani zırh kadrodur. Esas PKK bunlardan oluşuyor çünkü bunlar kurucudurlar. Diğerleri sonradan eklenmişlerdir. Öz olarak PKK’nın düşüncesini, lojistiğini, uluslar arası ilişkilerini de Ankara’daki kurucu olan kadrolar yaptı. Bunlar kimler derseniz… Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Rıza Altun vs. bunlar ilk Ankara’da var olanlardır.

Bunlar her şey PKK içindir diyip PKK’nın merkez komite üyelerinin dörtte üçünü infaz etmişlerdir. Dolayısıyla PKK’nın lider kadroları oldukları için de ilişki ağları hep onlar üzerinden yürümüştür. Öcalan’ı zora sokabilecek, Öcalan’a hayır diyebilecek veya Öcalan’ı boşa çıkarabilecek kadrodur.

PKK 2013’ÜN SONUNDA SİLAH BIRAKACAK!

–Sizin süreç hakkında öngörüleriniz bugüne kadar doğru çıktı. Yeni bir tespitiniz var mı? Örneğin örgüt sürpriz bir kongre ile silahları kuma gömebilir mi?

Tabi ki. Şu an aslında o da oluşturulmaya çalışılıyor. Silahtan vazgeçilecek başka seçeneği yok. Sadece bunun zamanlamasında sorunlar yaşanıyor. Bunun gerçekleşme olasılığını tartışmıyoruz. Silahlı mücadeleden vazgeçilecek ve silahlar gömülecek. Bu kongre zaten PKK şiddete başvurduğu için üç yıldır erteleniyor. Şiddet olmadığı için gerçekleştirilebildi. Meclis açılmadan Sayın Başbakan’ın açıklayacağı demokratikleşme paketi bu süreci daha da hızlandıracak. 2013’ün sonu demek PKK’nın de silahları bırakması demektir. Akıl ve gerçekliğimiz bunu ifade ediyor. Şuan sadece Rojava’da herkes silahlı olduğu için böyle bir durum var. O da kabul edilebilir bir durum değil. Çünkü orada çok zalim bir diktatör var ve kime saldıracağı belli olmadığından ötürü böyle bir durum var. Süreç bizim hayal ettiğimiz şekilde devam ediyor.

YAZILANLAR BİLİM KURGUDAN FARKSIZ!

Ben süreçle ilgili olarak ayrıca şunu özellikle belirtmek istiyorum; çok kirli propagandalar yapılıyor. Niyetler üzerinden okumalar yapılıyor. Akla hayale gelmeyen şeyler yazılıp çiziliyor. Gültekin Avcı’nın geçen bir analizini okudum. Ve hayatımda okuduğum en kötü analizdi diyebilirim. Bilim kurgu gibi bir şey. Hiçbir gerçekliği olmayan şeyler… Yalan yanlış raporlara dayatılarak yapılmış bir analiz. Bu ülke sadece Kürtlerin değil sadece Türklerin de değil. Bu ülke herkesin. Acı yaşanacaksa herkes yaşar. Yaşanacak bir şey varsa Gültekin Avcı herkesten çok daha iyi yaşar çünkü onun imkânların herkesinkinden çok daha iyi. En çok o sevinmelidir barış için.

  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
  • X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
Bulunamadı...
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Tüm Haberler
  • Gaziantep
  • Ankara
  • Doğu-Güneydoğu
  • Türkiye
  • Dünya
  • Siyaset
  • Sağlık
  • Ekonomi
  • Yaşam
  • Kültür
  • Spor
  • Programlar
  • Kurumsal
    • İletişim
    • İnsan Kaynakları
    • Katalog
    • Künye

© 1994 - 2022 Kanal5 Tüm Hakkı Saklıdır

»
«