İZMİR – HALİL ŞAHİN
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Yöneticisi ve Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Akbulut, işe gelip gitmek için makam aracı yerine bisikleti tercih ediyor. Makam aracını sadece resmi ziyaretler için kullanan Akbulut, günde 22 kilometre bisiklete biniyor.
İzmir’deki görevine 5 yıl önce atanan Akbulut, zorunlu kalmadığı sürece makam aracı kullanmıyor. Sabah erken saatlerde Karşıyaka ilçesindeki evinden bisikletiyle çıkan sıra dışı başhekim, önce 7 kilometre pedal çevirip vapur iskelesine geliyor. Akbulut, körfezi vapurla geçtikten sonra yoluna bisikletiyle devam ediyor. Yaklaşık 4 kilometre daha bisiklet kullanan Akbulut, işe gidip gelmek için günde 22 kilometre pedal çeviriyor.
Hastaneye ulaştığında bisikletini makam aracının da park edildiği otoparka bırakan Prof. Dr. Akbulut, odasına çıktığında bisiklet kıyafetlerini değiştirip önlüğünü giyerek çalışmaya başlıyor.
Prof. Dr. Gökhan Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bisikletle 10 yaşında dayısının bit pazarından aldığı küçük bisiklet sayesinde tanıştığını, böylece kendisi için başka bir dünyanın kapısının açıldığını anlattı.
Yaşı ilerledikçe bisikletinin boyutunun da büyüdüğünü dile getiren Prof. Dr. Akbulut, üniversite öğrenciliği, öğretim üyeliği ve başhekimlik gibi hayatının her döneminde bisikletin yer tuttuğunu ifade etti.
Afyonkarahisar’da öğretim üyesi olarak çalışmaya başladığında bir süre teyzesinin yanında kaldığını, teyzesinin zihninde “doktorun büyük arabası olur” diye bir düşünce oluştuğunu aktaran Akbulut, “Epey bir yadırgamış ve kızmıştı bana o zaman. Sonra alıştı.” diye konuştu.
Güvenlik görevlileri tanıyamamış
İzmir’in bisiklet binmeye çok uygun olduğunu, bisiklet kullandıktan sonra işe gevşemiş, hazır, mutlu, açık havada zaman geçirmiş olarak geldiğini dile getiren Akbulut, görevine yeni başladığı dönemde ilk kez bisikletle geldiğinde yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Normalde anons ediliyor personel arasında ‘başhekim geldi’ diye ama kask falan olunca güvenlik görevlileri tanıyamadı. Normalde onlarda makam aracını karşılama geleneği var. Ben bisikletle gelince şaşırdılar, neyi karşılayabiliriz falan diye. Sonra bisikletimi almaya çalıştılar, onlar çekti, ben çektim. Akşam tekrar çıkınca da arabayı hazırlarlar normalde, öyle bir gelenek var. Bir baktım bisiklet hazırlanmış, park edilmiş, beni bekliyor. Sonra onlardan rica ettim, o karşılama, uğurlama merasimlerini kaldıralım diye. Artık bunlar olmuyor.”