ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “44. Muhtarlar Toplantısı“nda, Adıyaman, Amasya, Aydın, Burdur, Çanakkale, Denizli, Düzce, Elazığ, Erzurum, Gümüşhane, Kahramanmaraş, Malatya, Mersin, Nevşehir ve Tokat’tan gelen muhtarlarla bir araya geldi.
: , 44. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşuyor
— AA Canlı (@AACanli)
Konuşmasına tüm muhtarları selamlayarak ve bu ay sonu itibariyle muhtarlarla buluşmaların üçüncü yılını geride bırakacaklarını anımsatarak başlayan Erdoğan, muhtarlara Türkiye ve dünya tarihinde örneği olmayan böylesine geniş tabanlı bir kucaklaşmaya eşlik ettikleri için teşekkür etti.
Türkiye’deki 50 bin muhtarın tamamıyla bir araya gelene kadar bu buluşmaların süreceğini belirten Erdoğan, “Birisi hariç tüm toplantılarımızı gerçekleştirdiğimiz bu salonda muhtarlarımızla nice tarihi hadiseleri birlikte yaşadık, değerlendirdik, üzüldük, sevindik. Yine tarihi bir hadiseyi tüm sıcaklığıyla yaşadığımız şu günlerde sizlerle hasbihal etmek, dertleşmek üzere bir aradayız.” dedi.
“Adım adım Afrin kontrol altına alınıyor”
Afrin’i teröristlerden temizlemek için başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’nın başarıyla devam ettiğini bildiren Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait birlikler ile Özgür Suriye Ordusu unsurlarının adım adım Afrin’i kontrol altına aldığını söyledi.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Son bir kaç yılda 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silahla donatılan terör örgütünün son mensubu da etkisiz hale getirilene kadar bu operasyon devam edecektir. Bin yıllık komşuluk ve kardeşlik hukukumuzun gereği olarak bölgeyi adı ister DEAŞ ister PKK veya onun uzantıları olsun, hiç fark etmez, tüm terör örgütlerinden arındırmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Sınır güvenliğimiz elbette önemlidir. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine kasteden sınır ötesi tehditler elbette önemlidir. Ama biz Suriye’deki Arap, Türkmen ve Kürt kardeşlerimizin güvenliğini, huzurunu, refahını ve geleceğini en az kendimizinki kadar önemli görüyoruz.”
“Milletimizin ne istediğine bakarak bu operasyonu başlattık”
“Gözümüzün içine bakıla bakıla bize yalan söylenmesine tahammül etmek zorunda değiliz” dediğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Nitekim kimin ne dediğine değil, milletimizin ne istediğine bakarak bu operasyonu başlattık. Tabi birileri hemen fitne kazanını kaynatmaya başladı. Bizim sınır güvenliğimizi sağlama ve yıllardır ülkemizde misafir ettiğimiz kardeşlerimizin geri döneceği emin bir yer haline getirmek gayretlerimizi çarpıtmaya çalışanlar dört bir koldan saldırmaya başladı. Kimi, terör örgütlerine yönelik olduğu açık ve net ortadayken, bu operasyonu Afrin’deki Kürt kardeşlerimize karşı gibi göstermeye, kimi bizi Suriye’ye işgalle suçlamaya çalışıyor. Biliyorsunuz, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 3 bini aşkın DEAŞ’lı ve yüzlerce PYD/YPG’liyi etkisiz hale getirdik. O zaman da bize benzer suçlamalarda bulundular. Ama şimdi teröristlerden arındırmakla kalmayıp, altyapısıyla, eğitimiyle, sağlığıyla tüm belediye hizmetleriyle ayağa kaldırdığımız Er Ray, Cerablus, El Bab arasındaki 2 bin kilometrekarelik alana yüz bine yakın kardeşimiz geri dönüp normal hayatını sürdürmeye başladı. Acaba şu anda Suriye’ye saldıranlar bunları görmüyor mu? Terör örgütlerine destek verenler bunları görmüyor mu?”
Afrin’de de aynısı olacağını kaydeden Erdoğan, “Önce teröristlerin kökünü kurutacak, sonra da orayı yaşanabilir hale getireceğiz. Kimler için? Misafir ettiğimiz 3,5 milyon Suriyeli için.” dedi.
“Afrin’de tüm insanlığın düşmanı bir zihniyetle mücadele ediyoruz”
“Kendilerine karşı çıkan herkesi DEAŞ’lı gibi gösterip, yaşadıkları yerlerin koordinatlarını verdikleri güçlere öldürtenlerin Suriye için, bölgemiz için hayırlı bir niyetli olması mümkün mü?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Elinde on binlerce çocuğun, kadının, yaşlının, masumun kanı olan bu örgütü destekleyip Türkiye’yi ‘işgalci’ diye itham edenlerin bırakın Kürtçülüğünü, bırakın sosyalistliğini, insanlığından şüphe ederim. Aslında biz Afrin’de aynı zamanda tüm insanlığın düşmanı bir zihniyetle de mücadele ediyoruz. Bunu görecekler, bunun ispatı olacak. Ateş altındaki sivillerin tahliyesini engelleyen, kadınları, çocukları, yaşlıları canlı kalkan olarak kullanan bu zihniyet, çukur eylemlerinde ve Fırat Kalkanı Harekatımızda da karşımıza çıkmıştı. Biz, 13-15 yaşındaki çocukların, dünyadan haberi olmayan yaşlı kadınların ellerine silah tutuşturarak fotoğraflar yayınlayan, kendisi lokmaya muhtaç garipleri haraca bağlayan bir örgütü tepelemeye çalışıyoruz. Dünyada insan hakları adına, özgürlükler adına, çocukları ve kadınları müdafaa adına çalışan ne kadar sivil toplum kuruluşu ne kadar devlet varsa hepsini de bu mücadelesinde Türkiye’yi desteklemeye davet ediyoruz.”
“Zeytin bizim inancımızda çok kutludur”
Zeytin Dalı Harekatı’nın anlamına değinen Erdoğan, “Zeytin bizim inancımızda çok kutludur. Bu aynı zamanda özgürlüklerin müjdecisidir, özgürlüğün bir ifadesidir. Biz de bu zeytin dalı olarak bunu kullanırken dedik ki toparlayalım, kucaklayalım ve böyle bir özgürlük adımını atalım.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörizmle mücadeleyi ve insan haklarını savunanlarla, bu kavramları istismar ederek kendi projelerini hayata geçirmeye çalışanların ayrımının bu süreçte çok daha iyi yapılacağını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Türkiye izlediği politika ile sadece kendi sınırlarını korumakla ve bin yıllık kardeşlerine gövdesini siper etmekle kalmıyor, aynı zamanda topyekun insanlığın onurunu da kurtarıyor. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerlerini yakıp yıkan, oluk oluk kan akıtan bu oyuna bizden başka ‘dur’ diyenin çıkmıyor olmasını üzüntü ile karşılıyoruz. Biz Zeytin Dalı Operasyonu ile bölgemiz üzerinde farklı emelleri olan güçlerin, derenin taşıyla derenin kuşunu vurma oyununu bir kez daha bozmuş olduk. Münbiç’ten başlayarak sınırlarımız boyunca bu oyunu boza boza devam edecek, bölgemizi bu musibetten tamamen temizleyeceğiz.”
Obama dönemindeki “Zeytinlik Harekatı”
Obama dönemindeki harekatın adının da “Zeytinlik” olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sayın Obama döneminde bizim bir de Zeytinlik Harekatı vardı. Zeytinlik harekatında da ne yazık ki Obama orada bizi aldattı. O harekat Münbiç’i teröristlerden temizleme harekatıydı. Sözünde durmadı. Defaatle kendisiyle görüşmemize rağmen, biz üzerimize düşeni yaptık ama onlar yapmadılar. ‘Biz buradaki teröristleri Fırat’ın doğusuna süreceğiz, Münbiç’i gerçek sahiplerine bırakacağız’ dediler. Çünkü Münbiç yüzde 95 ile Araplarındır. Orada Kürt yoktur ama sözlerinde durmadılar çünkü hesap başkaydı. Hesap, orada yeniden bir terör devleti oluşturmanın hesabıydı. Adını Kürt Devleti koyuyorlardı. Burada Kürt yok ki yüzde 95 Arap var. Sen bu Arapları buradan kovuyorsun, oraya terör örgütünün mensuplarını yığıyorsun. Aynısını Kobani’de yaptılar. Onları, oradan kovdunuz, geldiniz oraya da yine aynı şekilde terör örgütünün mensuplarını yığdınız, teröristleri yığdınız. Bunları söyleyince rahatsız oluyor beyler. Biz doğruyu her yerde söyleyeceğiz.”
Her mücadelenin bir bedeli olduğunu vurgulayan Erdoğan, “2015 yılı Temmuz ayından beri terörle mücadelede sınırlarımız içinde binin üzerinde şehit verdik. Fırat Kalkanı Harekatı’nda da 22 şehit verdik. Zeytin Dalı operasyonunda şehitlerimiz, gazilerimiz var ama özellikle ÖSO ve bizim şehitlerimizle beraber 7-8 şehidimiz varsa, 4 gün içerisinde karşı taraftan da 268 kişi etkisiz hale getirildi. Kararlı bir şekilde bu devam edecek. Ya çekip gidecekler ya çekip gidecekler. Bunun başka çaresi yok.” diye konuştu.
“Bizim derdimiz oranın toprakları değil, orada adaletin tesisidir”
“Bizim derdimiz oranın toprakları değil, orada adaletin tesisidir. Bizim derdimiz, 3,5 milyon Suriyeli benim ülkemde yaşıyor, bu insanların kendi topraklarına dönüşünü sağlamaktır. Nasıl Bab, Cerablus, bu bölgeye yüz bine yakın insan dönüp yerleştiyse inşallah Afrin, İdlib ve Münbiç’e de yine dönüp oraya asıl oranın sahiplerinin yerleşmesini sağlamaktır.” diyen Erdoğan, güvenlik güçlerinin hiçbirinin burnu kanamadan bu operasyonları tamamlamayı dilediklerini, ama çatışmanın olduğu, silahların konuştuğu, terörün hiçbir sınır, ahlak ve ilke tanımadan saldırdığı bir yerde kayıpların kaçınılmaz hale geldiğini bildirdi.
Erdoğan, Türkiye’nin son 15 yılının diğer birçok atılımların, hizmetlerin yanında milli birlik ve bütünlüğün de güçlenmesine vesile olduğunun altını çizerek, 15 Temmuz’un bu anlayışın adeta zirvesi olduğunu bildirdi.
PKK’ya karşı nasıl birlik ve beraberlik içinde olunduysa, FETÖ’ye karşı da tek yürek olarak hareket etmek başarıldığı için bu sürecin herhangi bir yıkıma uğramadan atlatılabildiğini belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün artık ülkemiz adına hangi mücadeleye girersek girelim biliyoruz ki arkamızda yüreğiyle, bileğiyle, cesaretiyle, kararlılığıyla koskoca bir millet var. Askerimiz cephede savaşıyor ama Adıyaman’daki vatandaşlarımızdan Amasya Suluova’daki muhtarlarımıza, ülkemizdeki Suriyelilerden, yaşadıkları çadırlardan seslerini duydukları tanklarımızın önüne gelip kurban kesen Yörüklerimize kadar tüm milletimiz onlarla birlikte olmak için işte burada olduğu gibi can atıyor. Dünyada bizden başka, ucunda şehadetin olduğu bir mücadeleye böylesine gönüllü olarak, böylesine aşkla, böylesine sevdayla koşan, koşmak isteyen bir başka millet tanımadım, tanımıyorum. Yüreklerimiz aynen burada olduğu gibi toplu vurduğu müddetçe milletimizi sindirecek hiçbir güç yoktur. Çünkü biz vatanın ne demek olduğunu biliyoruz. Vatan sahibi olmanın, vatana sahip çıkmanın, vatanı gelecek nesillere bırakmanın öyle kolay olmadığını gayet iyi biliyoruz.”
Muhabir: Aynur Ekiz-Zehra Aydın-Ayşe Şensoy-Merve Yıldızalp