İSTANBUL – AYŞE BÜŞRA ERKEÇ
Uzun yıllardır çocuklar için program ve şarkı albümü yapan sunucu Burak Sezen, “Çocukları, ‘adam’ gibi görmek lazım. Çocuklara ders verir gibi yaklaşmıyorum, zaten her yerde onlara ders veriliyor. Onlarla konuşurken dikte etmiyorum, onları yetişkin gibi görüyor ve durumu anlatıyorum. Onlar da ‘Bu adam bana değer veriyor, adam yerine koyuyor’ diye düşünüyor ve anlıyorlar.” dedi.
Radyo ve televizyon programlarının yanı sıra çocuk oyunları sahneleyen Sezen, TRT Çocuk kanalında “ilk ve tek çocuk haber bülteni” sloganıyla ekranlara gelen “Haberin Olsun” programında çocukların dünyasına girmeye devam ediyor.
Sezen, bugüne kadar “Türkiye’yiz Biz” ve “Cüceler” adında iki çocuk albümüne imza atarken, yeni çocuk albümünün ise hazırlıklarını yapıyor.
Mutlu çocuklar yetiştirmenin önemine vurgu yapan Sezen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mutlu ve tebessüm eden çocukların varlığına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Sezen, çocukların üzerine kaldıramayacağı yüklerin yüklenmemesi gerektiğine işaret ederek, çocukları sınavlar yüzünden çok sıkmamak gerektiğini dile getirdi.
Çocukların “Burak Abi”si Burak Sezen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Gösteri Sanatları Merkezi’nde (GSM) tiyatro eğitimi aldığını belirterek, yaklaşık 20 yıldır tiyatroyla ilgilendiğini ifade etti.
“Çocukla çocuk olmak gerek”
Televizyon programlarından önce Üsküdar Milli Gençlik Vakfı’nda (MGV) “Çocuk Kulubü” kurduğunu anlatan Sezen, şöyle devam etti:
“MGV’de ‘Dünya Makarnalar Günü’ diye bir proje yapmıştım ve çocuklarla toplanıp makarna yemiştik. Ben çocukları çok seviyorum. Evde yeğenlerim ve çocuklarım sırtıma biner, onlarla atçılık oynarız. Çünkü ben çocuk ruhlu bir insanım. Çocuklar da beni çok seviyor, neden? Çünkü çocuklar bakıyor ve, ‘Bu adam üç kağıtçılık yapmıyor, hakikaten bizi seviyor’ diyorlar. Çocukları ‘adam’ gibi görmek lazım. Çocuklara ders verir gibi yaklaşmıyorum, zaten her yerde onlara ders veriliyor. Onlarla konuşurken dikte etmiyorum, onları yetişkin gibi görüyorum ve durumu anlatıyorum. Onlar da, ‘Bu adam bana değer veriyor, beni adam yerine koyuyor’ diye düşünüyor ve anlıyorlar.”
Sezen, çocukla çocuk olmak gerektiğine dikkati çekerek, “Oğlum akşam beni bekliyor güreşmek için. Küçücük bebek daha ama onunla da sağlıklı bir iletişim kurduğum için mutluyum. İnsanlar çocukla çocuk olmayı bilmiyor. Çocuklara edebiyat yapmayacaksın ve yalan söylemeyeceksin. Ben çocuğuma, şayet param yoksa, ‘Param yok babacığım’ diyorum. Çocuk, bazen babaların cebinde de para olmadığını bilmelidir diye düşünüyorum.” diye konuştu.
“Goncagül, aktif ve samimi olmayı öğretti”
Tiyatrocu Hüseyin Goncagül ve Sezgin Maden ile pek çok şehirde tiyatro ve sahne gösterileri yaptıklarını hatırlatan Sezen, okulların her zaman yaramaz çocuğu olduğu için sahnelerde de yaramaz çocuk rolünü canlandırdığını dile getirdi.
Sezen, Goncagül’ün üzerinde çok büyük emeği olduğunu aktararak, şunları söyledi:
“Uzun zaman Hüseyin Goncagül ile yolculuk yaptım. Goncagül, Muzaffer Ayanoğlu hocama, ‘Ben Burak’a icazet verdim’ demiş. İcazet vermek nedir, nasıl bir şeydir diye epeyce düşünmüştüm. Ayanoğlu’na sorduğum zaman bana, ‘Artık yalnız başına yola çıkabilirsin, Goncagül ile yolculuğun an itibariyle bitmiştir, tek başınasın’ dedi. O an ne yapacağımı bilemedim. Çünkü Goncagül hocam bana para verdiği zaman ben, iki sene para almadım. Çırağın para almadığını hep filmlerde görürüz, ben de almadım. İnat ettiğim için değildi, tiyatroyu, sahne duruşunu, hakkını vererek öğrenmek istediğim için hocamın bana uzattığı parayı kabul edememiştim.”
Goncagül’den öğrendiklerinin çok kıymetli olduğuna dikkati çeken Sezen, “Hüseyin Goncagül, bana sahnede durmayı, sahnedeyken çocuklarla nasıl iletişim kurulacağını, aktif ve samimi olmayı öğretti. Samimi olduğum için çocuklar beni çok seviyor ve unutmuyor. Bir programda bir hanım yanıma geldi ve ‘Burak abi, anaokulunda okurken sen benim okul programımı sunmuştun’ dedi. Geçen gün de bir anne, ‘Burak Bey, ben sizin Kanal 7’de programınıza katılmıştım, şimdi oğlum katıldı’ dedi. Bu olaylar bana zamanın ne kadar çabuk aktığını gösteriyor ve hayretler içerisinde kalıyorum. Tek güzel olan yanı ise hala çocuk programları yapmaya devam etmektir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu vatan bir canımız var, ‘Gel’ desinler koşa koşa gideriz”
Hayatın zorluklarına rağmen güler yüzlü olmanın önemini değinen Sezen, “Tebessüm etmek çok güzeldir. Tebessüm etmenin faziletine dair duyduğumuz, okuduğumuz pek çok güzel söz var, ‘Tebessüm sadakadır’ gibi. Hakikaten tebessüm, güzel ahlaklı olmak çok önemlidir, o zaman bunları yapmak lazım diye düşünüyorum.” dedi.
Sezen, Barış Manço’un “Adam Olacak Çocuk” programıyla büyüdüğüne işaret ederek, “TRT Çocuk’ta Türkiye’nin ilk ve tek çocuk haber bültenini, bir arkadaşımla birlikte sunuyoruz. Bu güzel projenin dışında da ülkemizin farklı bölgelerinde çocuk programlarını sunmaya devam ediyorum. ‘Türkiye’yiz Biz’, ‘Cüceler’ adında 2 tane çocuk albümüm var. Bu albümlerde sadece çocuk şarkıları var. O şarkıları sunduğum programlarda okuyarak, çocuklarla hem iletişim kuruyor hem de onları eğlendiriyorum. Çocuklar için yapılan şarkı albümleri yok denecek kadar az, ben de bu günlerde şarkılara yoğunlaştım diyebilirim. Çocuk şarkıları alanında iyi olmak için çalışıyorum.” ifadelerini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetlerince düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı’nı da değerlendiren Sezen, sözlerini şöyle tamamladı:
“Büyük devletiz, büyük milletiz, ordumuzla gurur duyuyoruz. Düşünün ki bir savaşta öncelik sivillerin ve çocukların zarar görmemesidir. Afrin’deki Mehmetçiğimize, yiğitlerimize, ‘Ayağınıza taş değmesin’ duasını ediyoruz. Dualarımız ve gönlümüz onlarladır. Yüreğimiz acıyor, kalbimiz ağlıyor ama bir ölür, bin doğarız. Bu vatan ve millet için bir canımız var, ‘Gel’ desinler, seve seve, koşa koşa gideriz. Bu milletten kopmamak lazım, milletten kopanlarla da milletin işi olmaz.”