İSTANBUL
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Pendik 6. Olağan İlçe Kongresi’ndeki konuşmasında, 16 Nisan halk oylamasında Pendik’in yüzde 57 oranında “evet” oyu verdiğine değinerek, “Fakat yeter mi? Öyleyse mart ve kasım… Orada inşallah yetecek olanı hep birlikte alacağınıza inanıyorum. Çünkü Pendik’te ben bu potansiyelin olduğuna inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Cemil Meriç’in ülkeyi yaşanmaz bulanlara tespitine değinerek, şunları söyledi:
“Eğer Türkiye’de yaşamayı kendine yük sayanlar varsa şunu bilsinler ki aradıkları yer bu dünyada değildir. Türkiye’de yaşayamayan, hele hele İstanbul’da yaşamaktan usanan biri ülkemize değil, hayata küsmüş demektir. Büyük şair Nedim İstanbul için ne diyor? Bu şehr-i İstanbul ki bi misli behadır/Bir sengine yek pare Acem mülkü fedadır Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında/Hurşid-i cihan-tab ile tartılsa sezadır.’ Sen ne diyorsun? Aslında bunlar için bir ofis açıp, bilet paralarını da verip göndermek lazım. Çünkü bunlar, bu ülkeye yük, yük. Bir taşına cümle Acem mülkünün feda edildiği, dünyayı aydınlatan ve ısıtan güneşle bir tutulan İstanbul’u beğenmeyenin kalbi kurumuş demektir. Tabii biz ülkemizden şikayet edenlerin asıl derdinin merhum Cemil Meriç’in dediği gibi taşı, toprağı değil, insanı olduğunu çok iyi biliyoruz. Dert başka… Türk milletinin bir mensubu olmak, bizim için şereflerin en büyüğüdür. Rabbime şahsen bana bu milletin bir evladı, bu ülkenin bir ferdi olmayı nasip ettiği için ne kadar hamdetsem azdır. Bunun için biz ülkemize dört elle sarılıyoruz. Milletimizin bize verdiği sorumlulukları yerine getirmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Demokrasiden ekonomiye, yatırımlardan güvenliğe, belediye hizmetlerinden büyük projelere kadar her konuyu bizzat takip etmeye çalışıyoruz.”
Görevi devraldıklarında Türkiye’nin IMF’ye olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu ve 2013 yılında IMF’ye borcu kalmadığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizi bundan kurtarın deyip duranlar, şimdi onlara sesleniyorum. Neredesiniz. Bak artık Türkiye, IMF’e borcu olan bir ülke değil, tam aksine IMF bizden bu arada Başbakanlığım döneminde 5 milyar avro borç istedi. Arkadaşlara dedim ki verelim. IMF de baktı ki Türkler ciddi, bu parayı verecekler, vazgeçtiler. Biz buyuz. Artık IMF’ye borcu olan bir Türkiye yok. Bizden önceki iktidarlar döneminde bunların kapısında dolaşan bir iktidar veya yönetimler vardı. Şimdi bunlar gitti. Geldik, Merkez Bankamızın döviz rezervi, 27,5 milyar dolar. Hamdolsun şu anda döviz rezervimiz 120 milyar dolar. Bak nereden nereye geldik? Fakat bizim bu işi çok iyi bilenler var. Onlarla oturup konuştuğumuz zaman afra, tafra atıp tutuyorlar. Yok ekonomi şöyle, yok ekonomi böyle. Ne diyorsun? Bazıları bakıyorsun diyor ki yok kurda şöyle olduk, yok şunda böyle olduk, yok bunda böyle olduk. Batsın sizin kurunuz. Ne kuru? Biz dimdik yolumuza devam ediyoruz. İnançlıyız, güçlüyüz ve yatırımların ülkesiyiz ve böyle de devam edeceğiz. Şu anda altyapısıyla her şeyiyle yoluna devam eden bir Türkiye var. Şu 15 yıl içerisinde Cumhuriyet tarihinde 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmış biz gelmişiz bunu şurada 15 yıl içerisinde 26 bin kilometreye çıkarmışız. Daha ne konuşuyoruz? 25 tane havaalanı, havalimanı varken şimdi 57 tane havaalanı, havalimanı var. Bunlar ne bunlar? Batan bir ülke bunları yapabilir mi? Biten bir ülke bunları yapabilir mi? Bunları nasıl konuşursunuz?”
“Sen yerli de değilsin, milli de değilsin, gayri millisin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Birisi de çıkmış ben diyor, ‘Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyim’. Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olmak sana bir şey kazandırmıyor ki. Zaten şu anda Mustafa Kemal Atatürk sağ olsa, seni bu partinin başında bir dakika tutmaz. Gazi Mustafa Kemal yerliydi, Gazi Mustafa Kemal milliydi. Sen yerli de değilsin milli de değilsin, gayri millisin. Kalkıp bizim yerliliğimiz, milliliğimiz üzerinde spekülasyon yapıyor. Şu anda mahkemedesin, hesabını vereceksin. Bizi Pensilvanya’dakinin, ben onun siyasi ayağıymışım. Göreceksin şimdi kim siyasi ayağı. Hesabını vereceksin ve yanında taşıdığın o Pensilvanya’dakinin uşaklarının hesabını da vereceksin ve onlarla nasıl bir profil oluşturduğunuzun da hesabını vereceksiniz. Odalarınızda ne tür oyunlar kurduğunuzun hesaplarını da vereceksiniz. Öyle laf ola beri gele yok. Yıllarca bu ülkeyi sahte korkularla, içi boş tehditlerle, devşirilmiş kadrolarla oyaladılar vaktini ve enerjisini heba ettiler.”
“Kimin talimatıyla sen böyle bir adım attın?”
MİT’in Kosova’daki operasyonu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Milli İstihbarat Teşkilatımız, Kosova’da yaptığı operasyonla 6 tane bunların(FETÖ) Balkanlardaki en üst düzey yöneticilerini paketlediler getirdiler ama üzüntüm var. Nedir üzüntüm? Kosova’nın Başbakanı tuttu, istihbaratın başındaki kişiyle İçişleri Bakanı’nı görevden aldı. Ben tabii şimdi soruyorum, ‘Ey Kosova’nın Başbakanı. Kimin talimatıyla sen böyle bir adımı attın. Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’ne darbe yapmaya gayret edenleri korumaya başladın? Sen ki o Kosova’yı dünyada ikinci sırada, saat bile yok. Amerika bir, ikinci sırada biz tanıdık o Kosova’yı. Senin bundan haberin yok mu? Kosova’yı bir kardeş olarak bağrına basan Türkiye’ye darbe girişiminde bulunan bu adamları sen koynunda nasıl beslersin, bunun hesabını sen de vereceksin ve benim Kosovalı kardeşlerim senin gibi Başbakan”a da prim vermez. Benim Kosovalı kardeşlerim, tanıdığım bildiğim Kosovalılar sana bunun hesabını soracaktır, ben bunu da biliyorum. Öyle uzaktan kumandayla siyaset yapılmaz. Uzaktan kumandayla siyaset yapanlar, aynen yine uzaktan kumandayla o siyasette de evet, miadını doldururlar.”
Türkiye’nin aba altından sopa göstermelerle, tehdit kokan beyanatlarla, proje ürünü terör örgütleriyle kirli ittifaklarla dize getirilemeyecek bir ülke olduğunu 4-5 yılda defalarca ispatladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gibi bir ihanetin dahi üstesinden gelebilen, bu ülkeyi Allah’ın izniyle, durduracak bir güç tanımıyoruz. İnşallah, 2023 hedeflerimize tamamen ulaştığımızda gücümüzü katlamış olacağız.” dedi.
Zeytin Dalı Harekatı
Erdoğan, Afrin’de gençlerin tarih yazdığını belirterek, “Salona girerken ‘son durum nedir?’ diye sordum ve aldığım rapor şu; 3 bin 821 teröristi etkisiz hale getirmişler. İçeride biraz kafalarını göstermeye başladılar. Güvenlik korucularımızdan bazı kardeşlerimizi şehit ettiler. Hemen sağ olsun, Mehmedimiz kovalamaya başladı ve 5 tanesini etkisiz hale getirdi. 4 tanesini de mağarada şu anda sıkıştırdılar. Mağara çok derin ve çatışma şu an devam ediyor. Bir rivayette sayının 5 olduğu söyleniyor.” dedi.
Erdoğan, şimdi Pensilvanya’ya kaçanın da acayip şekilde telaşta olduğunu vurgulayarak, ” ‘Akıbetim ne olacak?’ diye merak ediyor. Kosova’dakilerin akıbeti ne olduysa senin de akıbetin o olacak. Sen yine beddua seanslarına çık, beddua seanslarından uzun adama salla, yolla. Benim Allah’ım var, senin neyin var bilemem. Biz bu milletin dualarıyla ayaktayız. Öyle zannediyorum ki sen Hansların, Corçların dualarıyla ayakta kalmaya çalışıyorsun, farkımız bu. Bu mücadele öyle sıradan bir mücadele değil. Sen bu ümmeti böldün, bu milleti parçaladın. Dolayısıyla bu ümmeti bu milleti parçalayanlara bu milletin ahı, bu ümmetin ahı er veya geç Allah’ın izniyle tutacaktır.” şeklinde konuştu.
Muhabir: Andaç Hongur,Sefa Mutlu,Etem Geylan,Semra Orkan,Lale Bildirici