Başbakan Yardımcısı Arınç, Marmaray’ın çok başarılı bir proje olduğunu belirterek, “Gerçekten Cumhuriyeti taçlandıran abidelerden birisi olarak da sayabiliriz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk Tarih Kurumunun Çırağan Sarayı’nda düzenlediği, “Türk Tarih Kurumu Şeref Üyeliği Töreni” ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin dün açılan ve “yüzyılın projesi” olarak nitelendirilen Marmaray’a ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Arınç, bütün Türkiye ve dünyanın, açılışı Cumhuriyet’in 90’ıncı yıl dönümüne denk gelen Marmaray’ın hizmete girmesini biraz hayret, kıskançlık ve büyük bir başarıyla kabul edip izlediğini söyledi.
Arınç, bunun Türkiye adına Cumhuriyet’in büyük kazanımlarından biri olarak kabul edilebilcek bir gelişme olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“Sadece temeli atıldığından bugüne kadar olan süre değil, aslında Marmaray projesi 100 yılı aşkın Abdülmecit’in de Abdülhamit’in de üzerinde çalıştığı, Boğaz’ın iki kenarını Boğaz’ın altından birbirine bağlayan bir tünelin inşasıdır. Dolayısıyla arkadaşımızın ifadesini belki 100 yıllık bir proje olarak değerlendirmek doğrudur ama bunu gerçekleştiren hükümetimizdir. Elbette İstanbul Büyükşehirin, Ulaştırma Bakanlığımızın, hükümetimizin katkılarıyla bu muhteşem eser ortaya çıkarılmıştır.”
“İki kıtayı dört dakikada birleştiren proje”
Dün açılışı için yurt dışından gelen cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar ile binlerce İstanbullu’nun katılımıyla iki kıtayı dört dakikada birbirine yaklaştıran Marmaray’ın konuğu olduklarını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
“Biz de bu seyahatin içerisindeydik. Bir taraftan Üsküdar’dan bindik, bir taraftan da Yenikapı’dan çıkmış olduk. Çok başarılı bir proje. Burada emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum. Gerçekten Cumhuriyeti taçlandıran abidelerden biri olarak da sayabiliriz. Artık Boğaz’ın üstünden köprülerle altından Marmarayla otoyollarla Türkiye büyük işler başarıyor. Sadece ulaşımda değil, Türkiye’nin bugünkü ekonomik gücüyle neler yapabileceğini de ortaya koyuyor. Benim şu ana kadar gördüğüm şudur. Büyük bir tebrik ve taktirle karşılanmıştır. Eleştirilecek hiçbir yönü yoktur. Aslında dün yabancı konukların Türkiye üzerine yaptığı konuşmalara odaklanmalı ve Türkiye’nin dışarıdan nasıl göründüğünü gerçekten iftiharla izlemeliyiz. Türkiyemize hayırlı olsun. Pekin’den Londra’ya kadar bizi birleştirecek bu projenin adeta bütün insanlığı da hayırlı olmasını diliyoruz.”
Çıraklar ustalarla Kudüs’te buluşacak
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Türk Tarih Kurumu Şeref Üyeliği Töreni”ndeki konuşmasında da şeref üyelerinin bilim kurulunun kararı, kurum başkanının teklifi ve yönetim kurulunun onayıyla seçildiğini belirterek, üyelerin Atatürk ve eserleri, Türk dili kültür ve tarihine yönelik bilim, kültür ve sanat alanındaki çalışmaları araştırmaları ve hizmetleriyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yabancı uyruklu kişiler arasından seçildiğini söyledi.
Arınç, bugüne kadar yurt içinden 23, yurt dışından ise 39 tarihçinin Türk Tarih Kurumu şeref üyesi olmasına karar verildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Türk Tarih Kurumu son yıllarda büyük bir değişim ve azimle yoluna devam etmektedir. Yayınladığı kitaplar, gerçekleştirdiği sempozyumlar, seminerler, belgesel çalışmaları ve dil kurslarıyla hem ülkemizde hem de yakın bölgemizde önemli bir boşluğu doldurmaktadır. İyi bir tarih bilincine sahip nesillerin yetiştirilebilmesi ve bugün yaşanan olayların geleceğe sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi amacıyla yüksek lisans ve doktora öğrencilerine özel önem verilmeye başlanmış hem burs verilerek hem de geçen yıl haziran ayında Ankara’da 150 çırak tabir edeceğim genç arkadaşlarım sizler gibi 34 usta ile buluşturulmuştur. Bu etkinliğin ikincisinin de Kudüs’te düzenlenmesi planlanmaktadır.”
“Tarihten ders çıkarmanın vakti gelmiştir”
“Amacımız bu coğrafyada yıllarca kader birliği yaptığımız insanlarla oryantalist bakış açısıyla değil, ortak medeniyet çerçevesinde doğru tarih yazmak, kültürel zenginliklerimizi ve hümanist bakış açımızı paylaşmaktır” diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun yegane yolu da siz değerli şeref üyelerimizin yazdığı kitaplardan geçmektedir. Tüm dünya için tarihten ders çıkarmanın vakti gelmiştir. Çatışmaların, hoşgörüsüzlüğün arttığı, milletlerin birbirine mesafeli yaklaştığı, birlikte yaşama düşüncesine karşı nefret, dışlama, yabancı düşmanlığına karşı ırkçı söylem ve eylemlerde ciddi artışların olduğu, dostluk ve huzuru yeniden tesis etmek için doğru tarih anlatımına en çok ihtiyacın bulunduğu bir zamandayız. Bilişim ve iletişim teknolojisindeki ilerlemelerden dolayı sınırların kağıt üstünde kaldığı günümüz dünyasında karşılıklı bağımlılıkla birlikte kültürlerarası diyalog ve işbirliği alanları her geçen gün artmaktadır.”
Türkiye’nin çok kültürlülüğü önemseyen, farklı inanç gruplarını misafir değil ev sahibi olarak gören bir anlayış içerisinde olduğuna vurgu yapan Arınç, “Birlikte yaşamanın en güzel örneklerini vermiş bir medeniyetten geliyoruz. Sizlerin aracılığıyla dünyaya vermek istediğimiz mesaj, insan haklarına saygılı, demokrasiyi önceleyen hukukun üstünlüğünü esas alan bir yönetim anlayışıyla herkesi kucaklayıp, bölgemizde barışın tesisine katkı sağlamaktır” diye konuştu.
TTK Başkanı Hülagü: Her şeref üyemiz bir ‘çırağan’
Türk Tarih Kurumu Başkanı Mehmet Metin Hülagü ise törende yaptığı konuşmada, “İçinde bulunduğumuz saray, Türkiye’nin seçkin saraylarından bir tanesi olan Çırağan… Kelime anlamı itibarıyla da ‘ışık saçan’ demek. Dolayısıyla ben her bir şeref üyemizin bir ‘çırağan’ olduğunu düşünüyorum” dedi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Derya Örs de “Türk tarihinin bir ucundan tutarak onun aydınlanması ve bilinmesi için emek, zaman harcayan siz değerli öğretim üyelerine, akademisyenlere sonsuz şükranlarımızı arz ediyoruz” şeklinde konuştu.