ANKARA – İsmet Karakaş-Tanju Özkaya
Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki olaylarla ilgili yeni görüntüler ortaya çıktı.
Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki darbe eylemlerine ilişkin ilişkin Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyasına, sözde “yurtta sulh konseyi” üyesi sanık eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker’e korumalık yapan teğmenlerin teslim olmadan önce Kırker’i selamlama anı ile kışla dışına tank çıkarmak isteyen darbecilere karşı gelen vatansever askerlerin mücadelesinin görüntüleri eklendi.
İlk görüntüde darbe girişiminin başladığı akşam saatlerinden son bulduğu 16 Temmuz’un sabah saatlerine kadar eski tuğgeneral Kırker ile hareket ettikleri kaydedilen 4 eski teğmene ait.
Darbe girişiminin tamamen kontrol altına alındığı 16 Temmuz’un ilk saatlerinde kaydedildiği anlaşılan görüntülerde, komutanlık binasının giriş merdivenleri karşısında sıralanan 4 teğmen ile merdivenlerde bekleyen darbeci general Kırker görülüyor.
Kan dökülmeden darbecilerin derdest edilmesini sağlamaya çalışan bir subayın, gerektiğinde silahlı müdahaleyle darbecileri etkisiz hale getirmeye hazır bekleyen askerlere el hareketleriyle sakin olmaları telkininde bulunduğu anlaşılan görüntülerde, darbeci 4 teğmen önce silah ve teçhizatlarını yere bırakıyor.
Teğmenler daha sonra resmi törenlerde karşılama mangalarının yaptığı gibi sözde yurtta sulh konseyi üyesi Kırker’e selam duruyor.
Selamlamadan sonra tek sıra halinde yürüyerek güvenlik güçlerine teslim olan teğmenlerin üzerlerindeki eşyaları bırakmaları istenildiğinde ceplerinden çıkan çok sayıda mermi ve plastik kelepçe çıkıyor. Teğmenlerin isimliklerinin sökülmüş olması da dikkati çekiyor.
Görüntülerde, teğmenler tankçı sınıfında olmalarına rağmen askeri inzibatların taktığı “kolluk” olarak adlandırlan bantlardan taktıkları görülüyor.
Vatansever askerlerden tanka müdahale
Dava dosyasına eklenen ikinci görüntüde ise darbeciler tarafından cephanelik bölgesinde mühimmat yüklemesi yapılan bir tankın kışla dışına çıkmaya çalıştığı ancak vatansever askerlerin buna müdahale ettiği görülüyor.
Darbeci bir subayın zırhlı araç sürücüsüne “sür” emri verildiği, ancak vatansever askerler tankın önüne geçerek buna engel olduğu görüntülere yansıyor. Askerler arasındaki bir uzman çavuş, tankın hareket etmesi için ısrarla emir veren darbeci binbaşıya, “Bu tankın komutanı biziz komutanım, bize ait bu…” diyerek kararlığını gösteriyor.
Söz konusu olayda geçen konuşmalar şu şekilde:
– “Kim verdi bu (tankın ilerlememesi) emri ya?
– Erdal (Yetim) yarbay (verdi), albayım.
– Erdal yarbay bizi zor durumda ortada bırakmadı mı?
– Arkadaşlar yazık olacak şimdi ya. Ahmet Han, kim devraldı?
– Ali Osman, yürü abicim. (İsmi belli olmayan bir subay tank sürücüsüne tankı hareket ettirmesi emri veriyor)
– Yürüyeyim de ben nasıl yürüyeyim anlamadım ki?
– Ali Osman yürü, yürü abicim yürü.
– Bir dakika bekle. (Bu sırada bazı askerler engellemek için tankın önüne geçiyor)
– Lan tankı mı tutacaksın manyak, yürü.
– Dur, dur.
– Bu adamlara kim emir veriyor Allah aşkına, bu adamlar duruyor burada ya.
– Zimmetli komutanım.
– Bu tankın şeyi komutanı biziz komutanım, bize ait bu.
– Ya yürüsene lan yürü git. (Darbeci subay tank sürücüsüne emrini yineliyor)
– Hayır, durma kardeşim. (Darbeci teğmenlerden biri tank şoförüne söylüyor)
– Lan nereye, bu kadar adamın üzerine mi yürüyeceksin? Sen kendini yakacaksın. (Vatansever askerlerden biri tank şoförünü uyarıyor)
– Yavaş durma durma.
– Ne yapıyorsunuz, ne yapmak istiyorsunuz?
– Komutanım birliği bize bırakmıyorsunuz. Şimdi aynısını siz düşünün.
– Sorumlu olduğumuz adam diyor ki (tankları) çıkartmayacaksın.
– Yanarsın yanarsın bak. (Vatansever askerler darbecileri uyarıyor)
– Arkamda duracak mısın?
– Kimse durmaz, arkanda durmaz.
– Emri veren kim ben anlamıyorum ki.
– Emir yok.”
Öte yandan sanık Kırker, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki Zırhlı Birlikler Okulu davası ile Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki Genelkurmay çatı davasının sanıkları arasında yer alıyor.
Dava iddianamelerinde de sanık Kırker’in, tuğgeneral rütbesinde olmasına rağmen emir komutası tümgeneral seviyesindeki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığına gelerek cunta faaliyetinde bulunduğu belirtildi.