ADANA
Tarihçi ve akademisyen yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Adana merkez Yüreğir Belediyesi, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Adana İl Temsilciliği, Birlik Vakfı Adana Şubesi ve Adana Milli Eğitim Müdürlüğü organizasyonunda Yüreğir Kültür Merkezinde düzenlenen “Tarihte Ortadoğu ve Türkiye” konulu söyleşide, konuşmasına başladığı sırada seste yankılanma oluşması üzerine dinleyicilerin bulundukları yerde konuşmamalarını istedi.
Binaların ses sistemi olmadan yapıldığını ifade eden Ortaylı, “Mesela İstanbul’daki opera binasının ses sistemi çok kötüydü. Belli ki yapan mimar anlamıyor işten. Anlamadığı tescil edilmesine rağmen yeni yapımı yine ona verdiler. Belli ki o aile baba, oğullar o işi öğrenmiyor. Binanın eko sistemini geliştirmek büyük bir şeydir. Ben utanıyorum bundan. Niye? Oraya operaya çok gideceğimden değil. Bu toplum Mimar Sinan’ı yetiştirmiş. İçeri girsen ayağını sürtsen duyarsın. Adam yapamıyor. Bana orada hangi tiyatroyu seyrettirsen eko sistemi berbat. Mikrofonlar kullanılıyor. Onu bırakın bitiyor bina bir daha aynı yere yaptırıyorlar. Hiç anlamadığım bir şey. Oraya zaten opera da olmaz. Kendini bilen bir şehirde o kadar dar alana şehrin opera ve kültür sarayı yapılır mı? Görgüsüzlük. Bunun için zannetmeyin ki hükümeti şey yapıyorum. Ahalide iş yok. Kendini sanatsever zannedenler orada bina yapılsın diye gösteri yapıyorlar. Doğru dürüst bir yer gösterdin mi de oralı olmuyorlar bile çünkü maksatları kendilerini göstermek. Orada o bina olmaz. Anlamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kudüs’ün Osmanlı İmparatorluğu himayesine girmesinin büyük bir stratejik anlamı olmadığını ifade eden Ortaylı, ancak bu şehre Türklerin büyük hizmetleri olduğunu, bugün Süleyman Caddesi denilen caddenin Hz. Süleyman değil Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptıklarından dolayı caddeye isminin verildiğini belirtti.
İsrail’in 1980 yılından beri Kudüs’ü ‘ebedi başkent’ ilan ettiğini, bu ülkeyi tanıyan eski SSCB ve Türkiye gibi ülkelerin bile buna karşı çıkarken güçlü Yahudi lobisine karşılık ABD’nin çekimser kaldığını ifade eden Ortaylı, ABD demokrasisinin bir pazarlık demokrasisi olduğuna dikkati çekti.
ABD’nin geçen sürede Kudüs’e büyükelçiliğini taşımadığını anlatan Ortaylı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“(ABD Başkanı Donald Trump) Şimdi bu herif geldi yerli yersiz açtı. Adam deli. Çok açık. Adam cahil mi? ABD ölçüleri içinde hiç cahil değil. Gayet iyi bir okul okudu. Biz de öyle olacağız. Böyle her şeyi bilen kültürlü insanların ABD’de yeri yoktur. Herkes ihtisas adamıdır. O adam da orada iyi bir okulda işletme okudu. Babası da zaten kapitalist. Bu herif yüksek sınıftan geliyor ama hödük. Yani oranın şımarık bir adamı. Şimdi bu arkadaşın ben devam edeceğine inanmıyorum. Hatta devresini tamamlayamazsa o da mümkündür. Daha çok ağzından çıkan lafı bilen bir herifi getirirler. Çünkü ABD’nin bu kadar bütün dünyayı karşısına alması mümkün değil.”
“ABD dış politikası iyi dosya tutar ve kalleştir”
“Bizim son yaptığımız Kudüs çıkışı BM’de çok iyidir başarılıdır” diyen Ortaylı, şöyle devam etti:
“Bunun hesabını öder miyiz? Çünkü bu ABD dış politikası iyi dosya tutar ve kalleştir. Size bunu ödetmeye çalışır her fırsatta. Eğer her daim kuvvetli olursanız ödemezsiniz. Mesela De Gol de (Charles de Gaulle) çok büyük kazıklar attı ABD’ye, onlar ona atamadılar. Çünkü Fransa’ydı. Kendine göre kalitesi var ama Nasır’ı berbat ettiler Süveyş’te attığı kazık yüzünden. Önce muzaffer oldu ki 1967’de büyük ölçüde bir komplodur o savaşa giriş ve mahvettiler Mısır’ı, tüm Arapları. Demek ki intikamı aldı ABD. Bu ikisi ekstremdir. Bunların arasında nerede durabileceğiz, onu zaman gösterecek. Bizim politikamızın sağlamlığı, milletin dayanma gücü, iktisadi gücümüz, ticari gücümüz, ordumuz, bunları devam ettirebilme kapasitesine bağlı. Yoksa her an kazık atar bunlar. Bu, çok açık bir şey. “
Ortaylı, ABD’de adalet ilkesi olduğunun söylenemeyeceğini ancak adliye sisteminin birçok ülkeye göre iyi işlediğini belirtti. Hapishane sistemini ise işlemediğini ifade eden Ortaylı, “Kazara hapishaneye düşsen masum girer cani çıkarsın. Herkesin kendine göre bir zaafı var.” dedi.
Avrupalıların, ABD’yi Türkler kadar sevmediğini ifade eden Ortaylı, “ABD budalası olanlar Türklerdir. Hiç kimse Avrupa’da ABD budalası değildir. Stalin bizden Kars’ı istedi. O sıra Türkiye mecburen bunlara kapandık, ABD bizi savunmaya kalktı, bu politika böyle yapıştı kaldı. Bizde insanlar değişiklik yapmayı, yan yol aramayı pek denemezler. Onun için burada böyle aşırı bir Amerikanizm vardır. Bu Avrupa’da olmaz. ABD’den nemalanan memleketlerde bile belirli ölçüde anti Amerikanizm vardır ve bu ön planda kültür meselesidir. Yani ABD kültürünü fevkalade kötü bulurlar. Böyle körü körü Türkiye gibi Amerikancı bir ülke yok. Şimdi on binlerce çocuk okuyor ABD’de. Anlatıyoruz liseyi bitiren çocuğu ABD’ye yollamayın taze fidandır, hele bizimkiler tam taze fidandır. 18 yaşındaki Türk çocuğu kimse kusura bakmasın yetiştirme tarzımız dolayısıyla bir ahmaktır. Göndermeyin. Bu ülkeler tuhaf yerlerdir, buna bizimkiler intibak edemez. Liseyi bitirip maile göç edenler var. Koca koca mevki sahibi insanlar ‘Green kart aldık’ diye övünüyorlar ne ayıp bir şey. Sen amele misin? Avrupa’da bunu göremezsin. Avrupa’da çok uzun zaman muvaffak olamayan insanlar göç etti ABD’ye.” diye konuştu.
İran olayları
Ortaylı, İran’da son zamanlarda yaşanan olaylara değinerek, İran’ın eski bir devlet olduğunu, Araplar gibi devleti bilmeyen, unutanlar gibi olmadığını belirtti.
İran’ın devlet fikri olduğunu, bürokrasisinin her şeyin içinde olduğunu ifade eden Ortaylı, şunları kaydetti:
“İran’da en düşkün zamanlarda bile bir vatan, millet sevdası, İranlılık vardır. Birbirleriyle kavga ederken bu aptal, ahmak Trump’ın adamları Türkler ile Farsları birbirlerine kışkırtmaya çalışıyor. Boşuna uğraşır. Çünkü oradaki Türkler, ‘burayı biz kurduk, biz Türk’üz, burası bizim’ diyor. ‘İran’a müdahale edecekler oradaki Türkler bunları destekleyecekler.’ Buna ancak gerizekalılar inanır. Orayı tanıyan insan inanmaz. Arada da Ruhani gibi bir adam var. Bizde öyle tip bulunmaz. ‘Tabii ayaklanırsınız, tabii talepte bulunursunuz vatandaşın hakkıdır ama dışarıyla iş yapamazsınız’ dedi. Üstüne de Trump konuşunca tuz biber oldu, millet çekildi, bak durdu olay. Orası öyle Arap baharında yaptığınız gibi karıştırıp karıştırıp kenara çekilemezsiniz, kolay iş değildir. Bu gibi numaraların ben burada da sökeceğini zannetmem. Ortadoğu’nun bu kesimi aslında bayağı kendine özgü bir yerdir. Bu kuşak çok değişiktir.”
Muhabir: Bekir Ömer Fansa