Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, başkent Moskova’daki görüşmelerinin ardından basın toplantısı düzenledi.
Belarus‘ta cumhurbaşkanlığı seçimini Aleksandr Lukaşenko’nun kazanmasına karşı iki gün art arda yapılan izinsiz protesto gösterilerinde birçok kişinin gözaltına alındığına dikkati çeken Maas, “Barış yoluyla kendi demokratik haklarını kullanarak sokağa çıkanların serbest bırakılması çağrısını yapıyoruz. Bu, protestolar esnasında görevini yerine getiren gazeteciler için de geçerli. Gazetecilerin de derhal serbest bırakılması gerekiyor.” dedi.
Maas, uluslararası toplumun buna karşı kararlı şekilde tavır sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Avrupa Birliği’nin (AB) Belarus’a mali konularda uyguladığı yaptırımları daha önce kaldırdığını anımsatan Maas, “Bunu, Belarus’ta son haftalarda ve son günlerde yaşanan olaylar ışığında AB’de ciddi şekilde istişare etmemiz gerekecek.” şeklinde konuştu.
“Ortaklar arasındaki yaptırımlar yanlış yol”
Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattının inşası konusuna da değinen Maas, ABD’nin projeye yönelik yaptırımlarla baskı uyguladığını söyledi.
“Ortaklar arasındaki yaptırımlar yanlış yoldur. Bu, sonuçta enerji kaynaklarını nereden temin edeceğimizle ilgili egemen kararımızdır. Hiçbir devlet tehditler yoluyla AB’nin enerji politikasını belirleyemez.” ifadelerini kullanan Maas, bu projenin yakın zamanda tamamlanacağını umduğunu dile getirdi.
“Mesele Slovakya ile ilgili değil”
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da Slovakya’nın iki Rus diplomatı casusluk şüphesiyle sınır dışı etmesini değerlendirerek, “Mesele Slovakya ile ilgili değil.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus’un Slovakya’nın aldığı kararı olumlu karşıladığını hatırlatan Lavrov, “Başka hiçbir yabancı temsilci bu durum hakkında bu şekilde yorum yapmadı. Bu yüzden, bu olaya kimin dahil olabileceğini düşünün.” yorumunda bulundu.
Doğu Avrupa ülkesi Slovakya’nın ülkede görevli iki Rus diplomatını casusluk şüphesiyle sınır dışı ettiği bildirilmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı da Slovakya’nın kararına mütekabiliyet esasına göre karşılık vereceğini duyurmuştu.