ABD destekli Condor Operasyonu kapsamında Arjantin ordusu, 24 Mart 1976’da ülkenin en önemli siyasi figürü olan ve adına siyasi akımlar oluşturulan Juan Domingo Peron’un 3. eşi, dönemin Devlet Başkanı Maria Estela Martinez de Peron hükümetine darbe yaparak yönetime el koydu.
Adına, “Ulusal Yeniden Yapılanma Süreci” denilen, 1976’dan 1983’e kadar süren sivil-askeri diktatörlük dönemi boyunca ülkeyi, Martinez de Peron’a darbe yapan Jorge Rafael Videla, Roberto Eduardo Viola, Leopoldo Fortunato Galtieri ve Reynaldo Benito Bignone’den oluşan askeri cunta yönetti.
30 Ekim 1983’te düzenlenen genel seçimleri Raul Alfonsin’in yüzde 51 oy alarak kazanıp aynı yıl 10 Aralık’ta devlet başkanlığı görevini üstlenmesiyle Arjantin’de 1930’larda başlayan darbeler devri kapandı ve 1983, ülkede demokrasinin yeniden inşa edildiği yıl olarak kayda geçti.
Ülkede 1987-1990 yıllarında ordu içindeki bazı gruplar, 4 kez askeri darbe girişiminde bulundu. Başarısız olmalarına rağmen Alfonsin ve sonrasında göreve gelen Carlos Menem başkanlığındaki hükümetlere baskı uygulayarak ülkede “cezasızlık yasalarının” çıkarılmasını sağladı. Bu yasalar gereğince, darbe döneminde insanlığa karşı işlenen suçların soruşturulmasının önüne geçildi ve öncesinde yapılan soruşturmalardan verilen cezalar kaldırıldı.
Ülkede demokrasinin tekrar inşa edilmesinden 20 yıl sonra 2003 yılında “cezasızlık yasaları” iptal edilerek darbe döneminde suç işleyenlerin soruşturulmasının önü açıldı.
Arjantin’de 7 yıl süren diktatörlük döneminde zorla ortadan kaybolma, işkence, cinayet ve bebek hırsızlığı gibi ciddi insan hakları ihlalleri yaşandı.
Muhaliflerin, kaçırıldığı, işkenceye uğradığı ve öldürüldüğü 700’den fazla gizli tutuklama merkezinin kurulduğu dönemde, bazı kaynaklar 9 bin kişinin öldürüldüğü-ortadan kaybolduğunu ifade ederken, insan hakları örgütleri ise bu rakamın 30 binin üzerinde olduğunu belirtiyor.
Ölüm uçuşları
Ölüm uçuşları, Arjantin’de diktatörlük döneminde tutuklanan kişileri ortadan kaldırmak ve cesedini yok etmek için kullanılan yöntemlerden biri olarak biliniyor.
O dönem gizli tutuklama kamplarında kalan muhaliflerin, hapishaneye nakledileceği söylenerek uçağa bindirilmesi ve vücutta anestezi etkisi yapan bir ilaç verilmesinin ardından uçaktan denize atılması sebebiyle “ölüm uçuşları” olarak adlandırılıyor.
Ölüm uçuşları, dikta döneminde işlenen insanlığa karşı suçların soruşturulduğu davalarda o dönem askerlik görevini yapan tanıkların anlattıkları ve Arjantin ile Uruguay sahillerinde bulunan kimliği belirsiz cesetlerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti.
Resmi bir veri olmamakla birlikte, ölüm uçuşlarında yaklaşık 4 bin kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Doğum sonrası çalınan bebekler
Arjantin’de askeri darbenin ardından tarihe geçen uygulamalardan biri de tutuklama merkezlerinde doğan bebeklerin annelerinden alınmasıydı.
Askerlere yasa dışı evlatlık verilen, satılan veya çeşitli merkezlerde tutulan bu bebeklerin, gerçek ailelerini aramak üzere 1977 yılında “Mayıs Meydanı Büyükanneleri” isimli sivil toplum örgütü kuruldu.
Bu örgüt, askeri cunta döneminde çalındığı tahmin edilen yaklaşık 500 bebekten, 130’unu ailesine veya kan bağı bulunan ve hayatta olan en yakın aile bireyine kavuşturdu.
15 yılda 1025 kişi ceza aldı
Darbe yönetiminde işlenen insanlığa karşı suçların soruşturulduğu 626 soruşturmanın 278’i kovuşturma aşamasında 254’ü sonuçlandı, 73’ü yargı aşamasında ve 21’i inceleme aşamasında bulunuyor.
Arjantin Savcılığının verilerine göre, soruşturmaların başladığı 2006 yılından bu yana 3 bin 490 kişi araştırıldı, bunlardan 1025 kişi darbe döneminde insanlığa karşı işlenen suçlar nedeniyle ceza aldı, 165 kişi beraat etti, 29 kişinin kaçak durumda ve soruşturma sürecinde 715 kişi de hakkında bir hüküm çıkmadan öldü.
Condor Operasyonu
Condor Operasyonu, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) desteğiyle Güney Amerika’da “Güney Hunisi” olarak tanımlanan Arjantin, Uruguay, Brezilya, Şili, Paraguay ve Bolivya’yı kapsayan bölgede sağ diktatörlükler tarafından 1970’li yıllarda uygulamaya konuldu.
Arjantin, Bolivya, Şili, Paraguay ve Uruguay’ın istihbarat şeflerinin katıldığı bir toplantıyla 1975 yılında başlatılan operasyon, daha sonra Brezilya’da uygulanmış, Ekvador ve Peru’ya kadar da uzanmıştı.
Bu ülkelerdeki ortak düşman olarak belirlenen sol muhalefetin sindirilmesini hedefleyen operasyon sürecinde ABD destekli rejimlerin, Latin Amerika çapında muhaliflerin peşine düştüğü ve öldürdüğü belirtiliyor.
Aralarında siyasiler, sivil toplum kuruluşu liderleri, öğrenciler ve entelektüellerin de bulunduğu 60 binden fazla sivilin, Condor Operasyonu sürecinde işlenen suçlar nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.