KAMPALA
Ülkelerinde yaşanan iç savaş ve yoksulluktan kaçarak yıllar önce İsrail’e sığınan yaklaşık 42 bin Afrikalı göçmenden biri olan Eritreli 28 yaşındaki Mahmud Oromo, İsrail’e sığındığına pişman oldu.
Savaşın ve çaresizliğin yaşandığı ülkesinden yıllar önce kaçarak İsrail’e sığınan Oromo, İsrail hükümetinin “ya gönüllü gidersiniz ya da hapse girersiniz” politikası karşısında gönüllü olarak ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Oromo’nun tam bir insanlık dramı olan yolculuk serüveni 2011 yılında ayrıldığı anayurdu Eritre’den başladı.
AA muhabirine konuşan Oromo, iç savaş ve yoksulluktan dolayı 21 yaşındayken ülkesini terk ettiğini, Sudan’ın doğusundaki Kassala sınırına geldiği sırada Eritre-Sudan sınırında bulunan Racheida kabilesi üyeleri tarafından kaçırıldığını söyledi.
O günlerde çektiği acılar hafızasından silinmeyen Oromo, kaçırıldıktan sonra kendisi gibi yüzlerce Eritrelinin tutsak tutulduğu İsrail sınırına yakın Sina yarımadasındaki bir çölde Mısırlı insan kaçakçılarına satıldığını ifade etti.
Bölgedeki ünlü bir insan kaçakçısı olan Abu Abdullah’ın işkence yaptığı rehinelerin ailelerinden 50 bin dolar fidye istediğini ve işkence çığlıklarını duyan ailelerin de yakınlarını kurtarmak için fidye verdiğini aktardı.
“Sina yarımadasında hayatınızı ya fidye vererek kurtarısınız ya da öldürülürsünüz.” diye konuşan Oromo, buradan zor bir şekilde kendini kurtardığını ancak büyük umutlar beslediği İsrail’e varmasının iki ay sürdüğünü söyledi.
İsrail hükümeti tarafından casus olmakla suçlandı
Oromo, mülteci olarak yerleşme hayaliyle gittiği İsrail’de hiçbir şeyin kafasında planladığı gibi gitmediğini belirtti. Oromo, Tel Aviv’e geldiğinde İsraillilerin onu mülteci olarak tanımadığını, daha önce İsrail’e giren ve Filistinlileri kategorize etmek için kullanılan casuslardan biri olarak görüldüğünü bildirdi.
Sınır dışı edilmekten son anda kurtulan Oromo, o yıllarda geçici izin aldığını fakat iznini her 60 günde bir yenilemek zorunda kaldığını kaydetti.
2017 yılında tekrar iznini yenilemek istediğinde İsrail hükümetinin önüne 3 seçenek koyduğunu anlatan Oromo şöyle konuştu:
“İsrail hükümeti bana 3 bin 500 dolar para ve bilet karşılığı gönüllü olarak ülkeyi terk etmemi, ya kendi ülkem Eritre’ye ya da istediğim üçüncü bir ülkeye dönmemi aksi taktirde süresiz olarak hapis cezasına çarptırılacağımı söyleyerek önüme 3 seçenek koydu. Ben de mecburen ayrılmak zorunda kaldım.”
Elinde ne pasaportu ne vizesi ne de davet mektubu bulunan Oromo, 2017 yılının başlarında gönüllü ayrılış programı kapsamında İsrail’den ayrıldığını ve Ruanda’ya gittiğini anlattı. İsrailli yetkililerin kendisine sadece Ruanda’ya kısıtlama olmaksızın girebileceğine dair bazı belgeler verdiğini söyleyen Oromo, “İsrail polisi sadece elime uçaktan indiğimde havalimanında karşı tarafa vereceğim bazı evrakları tutuşturup yolladı. İsrail’e göç eden fakat sonra geri dönmek zorunda kalan binlerce Sudanlı ve Eritreli de hep aynı yoldan geçti.” dedi.
Ruanda’da Kigali havalimanına indiğinde kendisini iki sınır görevlisinin karşıladığını belirten Oromo, “Beni pasaport kontrol noktasından aldılar ve bagajlarımı almak için yönlendirdiler. Daha sonra bir taksi beni havalimanından alarak başkent Kigalide’ki bir apartmana götürdü. Hiçbir şekilde resmi bir prosedürden geçmedim.’ diye konuştu.
Ruanda’daki “iyi ve lüks gibi gözüken hayatın sadece 4 gün sürdüğünü” belirten Oromo, yerleştirildiği apartmandan çıkarılmasının ardından hiç bilmediği bir ülkede yalnız başına kaldığını ve sonrasında çareyi kendi milletinden olan arkadaşlarıyla bir diğer Afrika ülkesi Uganda’ya gitmekte aradığını söyledi. İsrail’in verdiği 3 bin 500 doları Ruanda’dan Uganda’ya giderken suç örgütlerine ve polise rüşvet vermek için harcadığını aktaran Oromo, şu anda diğer Eritrelilerle beraber başkent Kampala’nın bir varoş mahallesinde kiraladıkları evde zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiğini dile getirdi.
İsrail 2009 ve 2016 yılları arasında Sudan ve Eritreli göçmenlerin sadece 4’üne mülteci statüsü verdi
İsrail hükümeti 2009 ve 2016 yılları arasında ülkedeki tüm Sudan ve Eritreli göçmenlerden sadece 4’üne mülteci statüsü verdi.
Uluslararası İnsan Hakları Örgütlerine göre İsrail hükümetinin göçmenlere yönelik bu tutumu dolayısıyla 2015 yılı itibariyle 3 binden fazla Sudan ve Eritreli sığınmacının İsrail’den gönüllü olarak ya ülkesine ya da Afrika’daki diğer ülkelere yeniden göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.
İsrail hükümetinin, Doğu Afrika ülkeleri Uganda ve Ruanda ile silah, askeri eğitim ve maddi yardımlar karşılığında gizli bir anlaşma yaptığı bu sayede İsrail’deki göçmenleri bu ülkelere gönderdiği yönünde iddialar yer alıyor.
Afrikalı göçmenlerin ülkelerine girişine izin veren Uganda ve Ruanda hükümetleri ise İsrail ile anlaşma yaptıklarına dair bazı yerel gazetelerde çıkan haber ve iddaları yalanladı.