KOCAELİ – Metin Girgin
Türkiye Azerbaycan Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Bilal Dündar, Ermeni milislerin Hocalı‘da gerçekleştirdiği katliamın soykırım olduğunu belirterek, “Ermeniler, gelecekte hukuka bağlı, adilane bir yaşam düzeyinde bütün nimetlerden yararlanmak istiyorlarsa işgal ettikleri toprakları savaşa meydan vermeden iade etmeli. Böyle olursa Türkiye ve Azerbaycan’daki kapılar da onlara açılacaktır.” dedi.
Dündar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 26 Şubat 1992’de Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin, Rusların desteğiyle Ermeniler tarafından işgal edildiğini, bunun Türk ve Azerbaycan tarihinde asla unutulmaması gereken acılarla dolu bir tarih olduğunu söyledi.
Sovyetler Birliği’nin parçalanmasından sonra özgürlüğünü ve bağımsızlığını ilan eden devletlerden Azerbaycan ve Ermenistan’ı tanıyan ilk ülkenin Türkiye olduğunu aktaran Dündar, Türklerin ayırım yapmadan, özgürlüğünü elde eden her toplumu bağrına bastığını dile getirdi.
“Bir gecede 613 insanı hunharca öldürdüler”
Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Azerbaycan’da ordu gücü ve teknolojinin yok denecek düzeyde olduğunu ifade eden Dündar, şunları anlattı:
“Azerbaycan’ın en zayıf anında Ermeniler, hayallerindeki, ideallerindeki beklentilerini hayata geçirmek üzere harekete geçti. Ermenilerin tek başına bir girişimde bulunmalarına imkan yoktu çünkü Azerbaycan’dan daha güçsüzdüler. Ermenistan’a en büyük yardımı yapan, onların hedeflerini elde etmek için güç veren Rusya’nın 366. Mekanize Tank Birliği, Azerbaycan topraklarına gündüzden devamlı top atışlarıyla sindirme ve yok etme hareketine girdiler. 26 Şubat gecesi, kış gününde, piyade birlikleri Karabağ’ın girişinde, stratejik öneme sahip olan Hocalı’ya girdi. Ev ev dolaşarak ne kadar insan varsa, yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk, hasta ayırımı yapmadan hepsini tek tek kurşuna dizdiler. Bir gecede 613 insanı hunharca öldürdüler. Hocalı’da yapılan bu hareket katliamın çok ötesinde soykırım hareketidir. Birleşmiş Milletlerin 1948’de kabul ettiği soykırım tanımıyla birebir uymaktadır. Gece karanlığında, kar ve buzun olduğu o korkunç soğukta Azerbaycan Türkleri kaçmaya çalışıyor. Çıkış yollarını tutan Ermeniler, tek tek kurşunla öldürüyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, kadınlara, çocuklara tecavüz ediliyor.”
Ermenilerin 150 bin evi, çok sayıda okul, sağlık binası, kütüphane, türbe ve camiyi yakıp yerle bir ettiğini anlatan Dündar, başta AGİT olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların işgal edilen bu yerlerin Azerbaycan toprakları olduğunu ve mutlaka geri verilmesi gerektiğini belirtmelerine rağmen, yaptırım olmadığı için bunların sözde kaldığını vurguladı.
Dündar, Azerbaycan’ın ‘Bu toprakları sulh yoluyla, uluslararası vicdan hareketi ve adalet gerçekleşecek, öyle alacağız’ beklentisinde olduğunu ifade etti.
“Ermenistan’ın ipleri emperyalist güçlerin elinde”
Azerbaycan ordusunun, Ermenistan ordusundan kat kat üstün durumda bulunduğunu aktaran Dündar, birtakım yerleri geri alma girişimi konusunda Rusya başta olmak üzere birçok Batı ülkesinin ahtapot gibi durdurduğunu söyledi.
Dündar, “İleriye adım attırmadılar. Bir tarafta haksızlık, usulsüzlük, işgal, yok etme davranışları, diğer taraftan ‘Haklısın’ diyorlar ama hakkını aramaya kalkınca Çin Seddi gibi set geriyorlar. Hak, hukuk kavramının gerçekleşmesi için mutlaka hangi şartlarda bu topraklar kaybedildi ise o şartlarda geriye alınacağı inancı içindeyim. Azerbaycan ve Türk toplumu ile görüştüğümüzde aynı duygu ve düşünce içindeler.” ifadelerini kullandı.
Dündar, Ermenistan’ın, Türkiye ile ilgili sözde soykırım iddiaları ve Azerbaycan’a karşı takındığı düşmanca tavrın kendilerine asla bir fayda sağlamadığını, iplerinin emperyalist güçlerin elinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ermenilere, ‘Sen bunu yapacaksın’ diyorlar, onlar da yapıyor. Zaten Ermeniler tarihin her döneminde kendilerine dikte ettirilen, vaat edilen şeyler için savaşlar çıkarmıştır. Kars, Ağrı ve Erzurum’da Ermeniler 110 bin insanımızı katletmişlerdir. Mermi harcamamak için samanlıklara doldurarak, toplu katliam yapmışlardır. Ermeniler yıllarca, asırlarca Osmanlı Devleti’nin vatandaşlarıydı. Devlet kademelerinde önemli görevler verildi ama Ermeniler, Rus, Fransız ve İtalyanların teşvikiyle Osmanlı’yı arkadan vurmuşlardır.”
“Hiçbir zaman kin ve nefretle büyümedik. Atatürk’ün, “Yurtta sulh cihanda sulh” veciz sözü hayatımıza yön verdi.” diyen Dündar, “Ama Ermeniler, çocuklarına Türk düşmanlığını öğretmekte, körüklemektedir. Hatta şu anda elinde kanla Ermenistan’ın başında olan Sarkisyan, bu katliamları yapan komuta düzeyindeki kişilerden biridir. Bir konuşmasında ‘Biz Azerbaycan’dan gerekli toprakları aldık. Size de gelecekte Ağrı’yı bıraktık.’ diyerek, Türkiye’yi hedef gösteriyor. Türkiye’deki 7 vilayeti bunlar kendi haritalarında gösteriyor. Bu nasıl bir dostluktur, bu ne biçim insanlıktır? Hala kin ve nefretle geleceğe ulaşmaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.
Gürcistan üzerinden gelen 300-400 bin Ermeni’nin İstanbul’da kaçak çalıştığını ve Ermenistan’daki ailelerine para gönderdiğini anlatan Dündar, şunları kaydetti:
“Eğer Ermeniler, gelecekte hukuka bağlı, adilane bir yaşam düzeyinde bütün nimetlerden yararlanmak istiyorlarsa, işgal ettikleri Azerbaycan topraklarını mutlaka savaşa meydan vermeden iade etmeleri lazım. Böyle olursa Türkiye ve Azerbaycan’daki kapılar da onlara açılacaktır. Ermenistan vatandaşları bu dostluğun ve bu barışın onlara refah getireceğini görmeliler.”
Dündar, Hocalı Katliamı’na ilişkin belge ve fotoğrafların, Kocaeli’deki Soykırım Müzesinde sergilendiğini sözlerine ekledi.