RABAT – MEHMET AKİF TURAN
Fas‘ın güneyindeki Batı Sahra bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden Polisario Cephesi örgütünün geçen günlerde 2018 Afrika Race Rallisi‘ni tehdit etmesi gözlerin yeniden bu bölgeye çevrilmesine neden oldu.
Polisario Cephesi, Fas’ın Moritanya ve Cezayir sınırında yer alan Batı Sahra’dan geçen 2018 Afrika Race Rallisi için kendilerinden izin alınması gerektiğini öne sürdü.
Örgütten geçen hafta yapılan açıklamada, 2 Ocak’ta Fas’ın Nador kentinden başlayıp 14 Ocak’ta Senegal’in başkenti Dakar’da sona ermesi planlanan ralliyle ilgili organizatörlerin kendilerinden izin almadığı gerekçesiyle Batı Sahra’dan geçişlere müsaade edilmeyeceği belirtildi.
Polisario Cephesi’nin bu açıklamasının ardından Birleşmiş Milletler (BM) Fas Daimi Temsilcisi Ömer Hilal, bölgede tehlikeli gelişmelerin yaşandığını belirterek, “Polisario Cephesi, 3 Ocak’tan bu yana BM’nin kontrolündeki tampon bölgede bulunan Kerkerat kentinde boy göstererek provokasyon yapıyor. 1991’de yapılan ateşkes anlaşmasına sadık kalınmasını ve Polisario Cephesi’ne bağlı unsurların bölgeden çıkmasını talep ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de yaptığı açıklamada, “Bölgede yaşanan tehlikeli gelişmelerden dolayı derin endişe duyuyorum. Tarafları, sivillerin ve ticari faaliyetlerin engellenmemesi yönünde çaba göstermeye davet ediyorum.” diyerek gerginliğin yatıştırılması çağrısında bulundu.
Batı Sahra halkının tarihi
10’uncu yüzyıldan itibaren Arap Yarımadası’ndan gelen Müslüman Arap nüfusun yaşadığı Batı Sahra, Fransa ve İspanya’nın işgaline kadar yerel yöneticiler tarafından Fas Krallığı’na bağlı olarak yönetildi.
İspanya tarafından 1884 yılında sömürgeleştirilen bölgede yaşayan yerel halka Sahra Çölüne istinaden Sahraviyyun (Sahralılar) halkı deniliyor.
Çöl kültürü ve ikliminin etkin olduğu bölgede yaşayan Sahralılar, komşu ülkelerde olduğu gibi etnik köken olarak Arap ve Amaziglerden oluşuyor.
Batı Sahra bölgesiyle beraber Fas’ın kuzey kesimini de sömürgeleştiren İspanya, 1934 yılında “İspanya Sahrası” adıyla bölgeyi kendine bağlı bir vilayet ilan ettiğini duyurdu.
Sömürgecilere isyan
İspanya sömürgesine karşı 1970’te başlayan ayaklanmalar, 3 yıl sonra Mustafa Seyyid önderliğinde Polisario Cephesi’nin kurulması ile yeni bir sürece evrildi. Sömürgecileri bölgeden çıkarmak için başlayan isyan, Polisario Cephesi’nin bağımsızlık talebi ve silahlı mücadelesiyle devam etti.
Batı Sahra halkını temsil ettiğini öne süren Polisario Cephesi, bölgenin bağımsızlığı için ilk fırsatı Uluslararası Adalet Divanı’nda elde etti. 1975 yılında toplanan Uluslararası Adalet Divanı, Batı Sahra halkının “kendi kaderini tayin etme hakkı” olduğunu ilan etti.
Bağımsızlık yerine referandum
Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı üzerine İspanya, bölgede referandum yapmayı önerdi ve çıkacak sonuca bağlı kalacağını taahhüt etti. Referandum kararı alınmasının ardından dönemin Fas Kralı 2’nci Hasan, yüz binlerce Faslının bölgeye girmesinin önünü açan “Yeşil Yürüyüş” emrini verdi.
Bunun üzerine referandumdan vazgeçen İspanya, Kasım 1975’te Moritanya ve Fas ile Madrid Uzlaşması’nı imzalayarak Batı Sahra topraklarını iki ülke arasında paylaştırdı.
İspanya bölgeden çekildi
İspanya’nın istemeden de olsa bölgeden çekilmesinin ardından, Batı Sahra’nın Fas ile Moritanya arasında paylaştırılmasını kabul etmeyen Polisario Cephesi, iki ülkeye karşı silahlı mücadele başlattı.
Fas bölgenin sömürgecilerden önce de kendi toprağı olduğunu iddia ederek, Batı Sahra’nın kendisine ait olduğu konusunda geri adım atmadı. Bu gelişmeler yaşanırken Polisario Cephesi, 1976’da siyasi bir hamle yaparak “Sahra Arap Demokratik Cumhuriyeti”ni (SADR) ilan etti.
Öte yandan Moritanya da 1979 yılında İspanya’nın kendisine terk ettiği topraklardan Fas lehine çıkma kararı aldı. Moritanya’nın bu kararına rağmen Polisario Cephesi, Fas’a karşı silahlı mücadeleyi sürdürdü.
BM gözetiminde ateşkes
BM ara buluculuğunda 1991’de varılan ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra’nın statüsüyle ilgili görüşmeler başarıya ulaşamadı.
Ateşkesin hemen ardından, BM Güvenlik Konseyi’nin 690 sayılı kararı doğrultusunda BM Batı Sahra’da Referandum Misyonu (MINURSO) kuruldu.
Taraflar arasında referanduma kimlerin katılacağı ile ilgili anlaşmaya varılamadığı için referandum şimdiye kadar gerçekleştirilemedi.
Fas yönetimi 100 bini Polisario Cephesi’nin kontrolü altında bulunan bölgelerde olmak üzere toplam 600 bin nüfuslu Batı Sahra’da, halkın tamamının referanduma katılmasını istiyor. Polisario Cephesi ise “Yeşil Yürüyüş” ile Sahra bölgesine yerleşen Faslıların referanduma katılmasına karşı çıkıyor.
BM bağımsızlığını tanımıyor
SADR, 1984 yılında Afrika Birliği’ne tam üye olsa da BM tarafından tanınmıyor. SADR’ın açıklamalarına göre, çoğunluğu Afrika ve Güney Amerika’dan toplam 45 ülke SADR hükümetini tanıyor. Fas resmi kaynaklarına göre ise SADR, 34 ülke tarafından tanınıyor.
Fas yönetiminin dış politikası yıllardır Batı Sahra sorunu ekseninde şekilleniyor. Polisario Cephesi’ne verilen uluslararası desteği kesmeye çalışan Fas, tüm dış politikasını bu sorununun “gölgesi” altında yürütüyor.
Başka bir tabirle Batı Sahra, Fas’ın dış politikasında “kırmızı çizgi” olarak görülüyor.