KUDÜS – Turgut Alp Poyraz
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas‘ın dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) yaptığı konuşma, 29 yıl önce bağımsızlığını resmen ilan eden Filistin devletinin “tanınma ve özgürlük elde etme” çabalarını yeniden gündeme getirdi.
Filistin lideri Abbas, dünkü konuşmasında İsrail-Filistin sorununun çözümü için çok taraflı bir mekanizma kurulması ve Filistin’in BM’de üye ülke olarak tanınması çağrısında bulundu. İsrail işgali altındaki Filistin’in BM’ye tam üye olması tarihi bir adım olabilir ancak bu, özellikle ABD’nin muhalefeti nedeniyle pek mümkün görünmüyor.
Filistin devleti 2015’te BM’de “üye olmayan gözlemci devlet” statüsünü elde etmişti. Bu statü sayesinde Filistin bayrağı BM’de göndere çekilmişti.
140’a yakın ülke Filistin’i tanıyor
Bugün 140’a yakın ülke Filistin’i tanısa da toprakları hala İsrail işgali ve ablukası altında bulunuyor. Bunun yanı sıra İngiltere, Fransa ve ABD gibi önemli Batı ülkeleri de Filistin devletini tanımıyor.
Türkiye ise Filistin’i ilk tanıyan ve bağımsızlık mücadelesi veren Filistin halkına en büyük siyasi desteği sunan ülkeler arasında yer alıyor.
ABD’deki İsrail yanlısı Donald Trump yönetimi ise 2017 biterken Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıdı. ABD yönetimi, Filistinlilerin ve uluslararası toplumun büyük tepkisini çeken bu adımından geri atmayı reddediyor.
Halihazırda İsrail, 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarının yüzde 85’ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15’ini kullanabiliyor.
Filistinlilerin kısmen kullanabildiği işgal ve abluka altındaki bölgeler ise Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi. Bağımsız bir Filistin devleti, bu topraklarda “tam egemenlik” istiyor.