BERLİN
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Almanya’da yaşayan Türklerin Alman anayasasının ve yasalarının kendilerine tanıdığı haklardan büyük ölçüde haberdar olmadığını gördüklerini belirterek, “Ayrıca hak arama kültürü konusunda çok çalışma yapmamız gerektiğini müşahede ettik.” dedi.
Malkoç, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliğinde düzenlediği basın toplantısında, 3 günlük Almanya ziyaretini değerlendirdi.
Ziyaretinde, Alman insan hakları kuruluşları, parlamentoda dilekçe komisyonu başkanları ve üyeleriyle bir araya geldiğini, Almanya’da önemli sivil toplum öğütleriyle de görüş alışverişinde bulunduğunu belirten Malkoç, çok olumlu çalışmalar yaptığını ifade etti.
Almanya’daki 3,5-4 milyon Türk kökenlinin önemli bir potansiyel olduğuna işaret eden Malkoç, “Burada yaşayan insanımızın Alman anayasasının ve Alman yasalarının kendilerine tanıdığı haklardan büyük ölçüde haberdar olmadığını gördük. Ayrıca hak arama kültürü konusunda çok çalışmalar yapmamız gerektiğini müşahede ettik.” diye konuştu.
Kamu denetçiliği kurumlarının ve benzeri kuruluşların bulundukları ülkelerde insanların hakları ihlal edildiğinde, haksızlığa veya ayrımcılığa uğradığında mahkemeye gitmeden hak arama yollarını insanlara anlattığına dikkati çeken Malkoç, temaslarda bulunduğu Köln, Düsseldorf ve Berlin’de Türk sivil toplum kuruluşlarına bu tür konularda başvurabilecekleri kurumları anlattığını kaydetti.
Malkoç, Türk sivil toplum örgütleriyle gelecekte karşılıklı görüşmeler yapacaklarını ve Türkiye ombudsmanlığı olarak da bu örgütleri bilgilendirerek ortak çalışmalar yapacaklarını söyledi.
Almanya’da ayrımcılığa ve haksızlığa uğranıldığında veya hakların ihlal edildiğinde başvurulacak kurumlar arasında bulunan Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Meclisi’ndeki ve Berlin’de Federal Meclis’teki dilekçe komisyonların üyeleriyle görüştüğünü ifade eden Malkoç, “Göçmenlerden ve özellikle Türklerden dilekçe gelmediğini ifade ettiler.” dedi.
Malkoç, haksızlıkların ve Türklerin mekanlarına, dükkanlarına ve ibadethanelerine yapılan saldırıların insan haklarıyla ilgili kurumlara, özellikle de eyalet ve federal parlamentodaki dilekçe komisyonlarına iletilmesi gerektiğine işaret etti.
Almanya’da Türklerin işletmelerine ve camilere yönelik saldırılara dikkati çeken Malkoç, “Almanya gibi bir ülkede bunların faillerinin bulunamaması önemli bir olay. Bunun üzerine de dikkatle durmak gerekiyor. Bu çalışmalar sivil toplum kuruluşları tarafından da takip edilecektir.” ifadelerini kullandı.
Almanya’da merkezi bir ombudsmanlık müessesinin olmadığına dikkati çeken Malkoç, bundan dolayı Federal Meclis’teki ve eyalet parlamentolarındaki dilekçe komisyonlarıyla görüşmeleri artıracağını, Almanya’daki insan hakları enstitüleri ile de karşılıklı programlar yapılacağını kaydetti.
“Ayrımcılık bazen açıktan oluyor, bazen gizli oluyor”
Türk sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantılarda en çok şikayet edilen konuların başında eğitimin geldiğini anlatan Malkoç, şunları kaydetti:
“Buradaki insanımız diyor ki, ‘Benim çocuğum kabiliyetli olduğu halde üniversite gitme yolunu temin edecek liselere değil, meslek liselerine yönlendirilmeye çalışılıyor.’ Veyahut teneffüste okulun bahçesinde Türkçe konuştuğu için cezalandırılmaya çalışılıyor. Başka bir somut örnek, bir spor salonuna iki tane Türk kızı başörtülü gittiği için, onların önce kaydını yapıyorlar, ücretini alıyorlar. Sonra da ‘başörtülü bu salona girmezsiniz’ diyorlar. Bu örnekleri hastane, iş bulma kurumları, ev kiralama konularında artırmak mümkün. Ayrımcılık bazen açıktan oluyor, bazen gizli oluyor.”
Türk insanın bu tür konuları resmi makamlara intikal ettirme konusunda çok istekli olmadığını belirten Malkoç, Türklerden bunları mutlaka Alman resmi makamlara iletilmesini ve takip edilmesini sağlamak için bir örneğini de Türkiye ombudsmanlığına gönderilmesini istedi.
Muhabir: Erbil Başay