Ülkedeki sol koalisyon hükümeti, yeni özerk yönetim hükümetinin kurulduğu Katalonya ile diyalog ve normalleşme adımı olarak, tutuklu Katalan siyasetçilerin affına sıcak baktığının ilk sinyallerini verdi.
Muhalefetteki sağ görüşlü partiler ile yargıdan ise karşıt görüşler geldi.
Yargıtay, bugün açıkladığı ve bilgilendirme dışında herhangi bir bağlayıcılığı olmayan raporunda, tutuklu Katalanlara af getirilmesine karşı çıktı.
Mahkeme, olası bir affın “kabul edilebilir olmayacağına, adalet, eşitlik ve kamu yararına aykırı olacağına” kanaat getirerek, hüküm giymiş Katalanların kendilerini “siyasi tutuklu” olarak gördüğünü ve “yaptıklarından hiçbir zaman pişman olmadıklarını” kaydetti.
Konu, mecliste yapılan “hükümete sorular” başlıklı haftalık genel kurul oturumunda da gündeme gelirken, Başbakan Pedro Sanchez ile ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi’nin (PP) lideri Pablo Casado arasındaki sözlü atışmalar öne çıktı.
Tutuklu Katalan siyasetçilere affı savunan Sanchez, “Ceza için bir zaman var ise uzlaşma için de bir zaman vardır. İntikam veya öç almaya kapılmadan geleceğe bakmak gerekiyor. Anayasal değerler içinde öç yoktur.” ifadelerini kullandı.
Hükümetin alacağı olası bir af kararının iptali için Anayasa Mahkemesine başvuracağını şimdiden duyuran muhalefet lideri Casado ise Başbakan Sanchez’i “yasaları uygulamamak, İspanyolları kandırmak ve ihanetle” suçladı.
Diğer yandan Katalonya’da ayrılıkçı iki siyasi partinin koalisyonuyla yeni kurulan özerk yönetim hükümetinde ilk Bakanlar Kurulu toplantısından sonra basına açıklama yapan Katalonya özerk hükümet başkanı Pere Aragones, Yargıtay raporunun önemsiz olduğunu savundu.
Aragones, Katalan hükümetinin hedeflerinin af ve anlaşmalı bağımsızlık referandumu olduğunu bir kez daha dile getirdi.
Af konusuyla ilgili son kararı, merkezi hükümette Adalet Bakanlığı verecek.
Katalonya’daki süreç
Katalonya’da bağımsızlık yanlısı siyasi girişimler 2012’de başlamış ve dönemin Katalonya özerk hükümet başkanı Artur Mas’ın öncülüğünde 9 Kasım 2014’te yasa dışı ilk bağımsızlık yanlısı halk oylaması yapılmıştı.
Ardından 12 Ocak 2016-28 Ekim 2017’de Katalonya özerk hükümet başkanı olarak görev yapan, halihazırda Avrupa parlamenteri olan ve İspanya’da hakkında yakalama ve tutuklama emri bulunan Carles Puigdemont’un liderliğinde 1 Ekim 2017’de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen yasa dışı bağımsızlık referandumu gerçekleşmişti.
Katalonya özerk yönetim parlamentosu da 27 Ekim 2017’de “açıklanması ertelenen, tek taraflı bağımsızlık deklarasyonunu” kabul etmiş ve aynı gün İspanya Senatosunda alınan ve Anayasa’nın 155. maddesinin uygulandığı kararla Katalonya’nın özerk hakları geçici olarak merkezi hükümete devredilmişti.
Bu gelişmelerin ardından İspanya mahkemelerinden kaçan Puigdemont ve 6 eski Katalan siyasetçi ülkeyi terk ederken Yüksek Mahkemede tutuklu yargılanan eski Katalonya özerk yönetim hükümetinden 12 siyasetçi, devlete karşı ayaklanma, kamu parasını kötüye kullanma ve devletin kurumlarına itaatsizlik suçlarından Ekim 2019’da açıklanan kararla 9 ila 13 yıl hapis cezası almıştı.
Katalonya özerk yönetimi, tutuklu Katalan siyasetçilere ocak ayında yarı serbestlik hakkı tanısa da, daha sonra Katalan mahkemesinin itirazlarıyla bu hak iptal edilmişti.
İspanya’da Ocak 2020’den itibaren iktidarda olan sol koalisyon hükümetinin Katalonya sorununa çözüm için Katalan hükümeti ile diyalog masası kurulması kararına rağmen şimdiye kadar ciddi hiçbir adım atılmadı.