KAHİRE – HÜSEYİN EL-KABANİ
AA muhabirine konuşan uzmanlar, halihazırda biri Trablus’ta diğeri Tobruk’da olmak üzere iki başlı bir yönetimin hakim olduğu Libya’da, “tek ordu” hedefi önündeki engelleri “siyasi, güvenlik ve sosyal anlamda oluşan keskin kutuplaşma”, “ordunun yapısı ve komuta merkezi konusundaki farklı tutum ve görüşler” ve en önemlisi “varılacak muhtemel bir anlaşmanın uygulanabilirliği” şeklinde sıralıyor.
Libya’da 17 Şubat 2011’de Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından oluşan mevcut durumun aşılmasında, ordunun tek çatı altında birleştirilmesinin -siyasi çözümün yanında- ülkeye nefes aldıracak bir rahatlatma sağlayacağı ifade ediliyor.
Mısır’ın ev sahipliğindeki görüşmeler
Libya ordusunda birlik çabalarına yönelik Mısır’ın ev sahipliğinde görüşmeler devam ediyor. Mısır’ın bu konuda aktif rol üstlenmesinin arkasında bir dizi ulusal çıkarların yattığını söyleyen uluslararası gözlemciler, bu konuda Kahire’nin en büyük motivasyonunun “Libya sınırından gelebilecek olası terör tehdidi” olduğunu kaydediyor.
Resmi açıklamalara göre özellikle son üç yılda Mısır, terör gerekçesiyle Libya’ya pek çok hava saldırısı düzenledi. Kahire yönetiminden birçok kez “terör unsurlarının batı sınırını geçmeye çalıştığı” yönünde açıklamalar yapıldı.
Meşruiyet iddialarının devam ettiği Libya’da mevcut krizden çıkılması için 2018 yılı bitiminden önce başkanlık ve meclis seçimlerinin yapılmasına yönelik çalışmalar sürerken, Mısır’ın eş zamanlı biçimde Libya’ya yönelik ilgisinin arttığı görülüyor.
Kahire’deki görüşmelerden “Libya’yla İlgili Mısır Komisyonu” çıktı
Mısır’ın başkenti Kahire’de 12-13 Aralık 2016’da gerçekleştirilen Libya konulu görüşmelerde sorunların Suheyrat Anlaşması temelinde çözüme kavuşturulması konusunda ilkesel bir anlayış benimsendi. Mısır tarafından dönemin Genelkurmay Başkanı Mahmud Hicazi ve Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin hazır bulunduğu söz konusu görüşmelere Libya’dan da ülkede etkin olduğu belirtilen kişiler katıldı.
Görüşmelerin ardından yapılan resmi açıklamada “Libya’yla İlgili Mısır Komisyonu” adıyla bir mekanizmanın kurulduğu ve tarafların “Libya ordusunun birliği”, “uzlaşının derinleştirilmesi” gibi bazı temel noktalar üzerinde mutabakata vardığı ayrıca “Libya’daki askeri kurumların bağımsızlığı ve Başkomutanlık görevine ilişkin de bir dizi tekliflerin sunulduğu” aktarıldı.
Görüşme trafiği hız kazandı
Libya ordusunda birlik çalışmaları kapsamında ülkedeki tarafların temsilcilerinin katılımıyla 2017 sonundan 20 Mart 2018’e kadar 6 tur görüşme yapıldı. Bu görüşmelere katılan isimler hakkında genelde resmi açıklama yapılmazken yayımlanan analiz ve araştırmalardan Trablus ve Tobruk’a bağlı silahlı kuvvetlerin genelkurmay başkanlıklarından heyetlerin katıldığı anlaşılıyor.
Basına kapalı gerçekleşen toplantılara ilişkin ayrıntılı bilgi bulunmazken, yapılan resmi açıklamalarda, Libya ordusunun profesyonellik başta olmak üzere sivil devletin birliği ve ülke toprakları üzerindeki egemenliğin korunması konusunda güvence olması temelinde birleştirilmesine yönelik çabaların sürdüğü ifade ediliyor.
Toplantılarda çıkan tavsiye kararlarında askeri kurumlar arasında sağlanacak birliğin siyasi süreç için önemine işaret edilerek “Libya ordusu içinde siyasi veya ideolojik yönelime ya da herhangi bir kutuplaştırmaya yer verilmeyeceği” vurgulanıyor.
Libya’daki askeri durum
Libya’nın devrik lideri Kaddafi döneminde (1969-2011) ülke güney, batı ve doğu olmak üzere üç askeri bölge şeklinde yönetiliyordu. Kaddafi’nin 2011’deki halk ayaklanmasının ardından devrilmesi üzerine Libya’da fiili olarak batıda Trablus, güneyde Sebha, orta kesimler ve doğuda Bingazi olmak üzere 4 bölge oluştu.
UMH’ye bağlı Başkanlık Konseyi, Haziran 2017’de aldığı bir kararla “Batı askeri bölgesi”, kuzeydoğuda “Tobruk askeri bölgesi” ve güneydoğuda “Kefra askeri bölgesi” olmak üzere 3 bölgeyi daha dahil ederek söz konusu askeri bölgeleri 7’ye çıkardı.
Libya İnsan Hakları Gözlem Merkezi Müdürü Nasır el-Hevvari, ülkedeki askeri bölge sayısındaki artışın mevcut siyasi konjonktürden kaynaklandığını söyledi.
Ülkede UMH ve TM’nnin yanı sıra Zintan ve Misrata’da da birtakım güçler olduğunu kaydeden Hevvari, Trablus’taki etkili silahlı grupların tümünün UMH’ye bağlı Başkanlık Konseyi ile ittifak halinde olduğunu dile getirdi.
Cephelerin çokluğu, nedenleri ve sahadaki gerçekler
Libya’daki askeri cephelerin çokluğu ve nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, siyasi ve ideolojik farklılıklar ile Kaddafi sonrasında ulusal bir proje ortaya konamamasına dikkati çekti.
Libya ordusundaki mevcut anlaşmazlığın kaynağının “taraflar arasındaki siyasi ayrılık ve ideolojik farklılıklar” olduğunu söyleyen Libya İnsan Hakları Gözlem Merkezi Müdürü Hevvari, “Ancak farklı ordu grupları arasında sağlanacak bir uzlaşı, çekişmenin tüm taraflarını kapsayacak şekilde bir siyasi uzlaşı için de başlangıç olabilir.” dedi.
Hevvari, Libya’da en temel anlaşmazlık noktalarından birinin “ordu” konusu olduğunu ve çözüme kavuşturulması durumunda ülkedeki en büyük sorunun ortadan kalkacağını ifade etti.
Aşılması gereken üç temel zorluk
Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Libya uzmanı olan Abdullah, Libya ordusunda birlik çabalarının önünde aşılması gereken 3 temel zorluğun bulunduğunu belirtti.
Abdullah, “Aşılması gereken 3 temel zorluk; siyasi, güvenlik ve sosyal anlamda oluşan keskin kutuplaşma, ordunun yapısı ve komuta merkezi konusundaki farklı tutum ve görüşler ve en önemlisi varılacak muhtemel bir anlaşmanın uygulanabilirliği şeklinde sıralanabilir.” dedii
Libya İnsan Hakları Gözlem Merkezi Müdürü Hevvari da buna paralel bir görüş ortaya koydu. Hevvari, çözüm bekleyen en önemli sorunun ordu hiyerarşisi içinde en tepedeki ismin kim olacağı ve Hafter’in adaylığı olduğunu söyledi.
Hevvari, bu konuda uzlaşının sağlanması durumunda diğer siyasi meselelerin de kendiliğinden çözüleceğini ancak bu noktada siyasilerin devreye girmesi gerektiğini kaydetti.
Hevvari ayrıca Kahire’de yürütülen tüm bu görüşmeler ve çıkacak sonuçların ancak elinde silah bulunduran kesimlerin onaylamasıyla hayata geçebileceğinin altını çizdi.
Seçimler öncesi bir anlaşma bekleniyor
Libyalı taraflar arasında anlaşmanın ne zaman sağlanacağına ilişkin bir tahminde bulunmanın mümkün olmadığını söyleyen Hevvari, tarafların kapalı oturumlara ilişkin ayrıntılı bilgi vermediğini belirtti.
Mevcut bölünmenin anayasaya ilişkin referandum ya da seçimlerin yapılması önünde ciddi bir engel olduğunu vurgulayan Hevvari, “Libya’da seçimler öncesinde görüşmelerin tamamlanması ve sonucunun duyurulması bekleniyor.” dedi.
Hevvari ayrıca ülkedeki terör eylemlerinin engellenmesinin herkesin ortak çabasını zorunlu kılan en önemli mesele olduğunu ifade etti.
Libyalı taraflar arasında anlaşmaya varılmasının ne kadar zaman alacağı konusunda esnek olunmasının normal olduğunu söyleyen Mısırlı uzman Hayri Ömer de, geçiş dönemlerinde zamanlama ve programın herhangi bir kutsiyetinin olmadığını, muhtemelen tartışmaların uzamasından dolayı ilerlemenin de yavaş olduğunu ifade etti.