Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi‘nin devlet televizyonu ve özel medyaya “Türkiye ve Erdoğan aleyhinde haber yapmama” tavsiyesi verdiği yönündeki iddiaların üzerinden bir ay geçti ve söz konusu yayınların kısmen de olsa azalması dikkati çekti.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) The New Khaleej internet sitesi, Mısır devlet televizyonu yetkilisine dayandırdığı haberinde bu tavsiyenin, “Libya ve Doğu Akdeniz konusundaki karşılıklı anlayışların ışığında” geldiğini öne sürmüştü.
Söz konusu haberden sonra Mısır medyasında Türkiye ile Mısır arasında bazı bölgesel konularda karşılıklı anlayış ve iş birliğine yönelik yorumlar yapıldı.
Mısır’ın muhalif liberal gazetelerinden Mada Masr geçen hafta yayımlanan haberinde, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın Mısır’a kısa süreli bir ziyaret gerçekleştirmesini, Türkiye ile Mısır arasında yeni bir sayfa açılma ihtimali olarak yorumladı.
Ziyaretin Türkiye’nin bilgisi dahilinde yapıldığı iddia edilen haberde, geçen ay Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın Mısır ziyareti de aynı çizgide değerlendirildi.
Aynı hafta içinde Sisi yönetimine yakınlığı ile bilinen ülkede geniş halk kesimlerine hitap eden ünlü televizyon programı sunucusu Ahmed Musa’nın, Sada el-Beled televizyon kanalındaki programında “Türkiye dahil hiçbir ülke ile düşmanlıklarının olmadığını” söylemesi dikkati çekti.
BAE’nin “truva atı” olarak çalışan ve “Arap dünyasındaki karanlık işlerin adamı” şeklinde nitelendirilen Filistinli Muhammed Dahlan’dan da aynı paralelde bir açıklama geldi.
Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda Dahlan, “Dışişleri Bakanı’nın ifadesine göre, Ankara’nın pozisyonundaki büyük değişiklik bölgedeki reel siyasete dönüş için umut verici bir göstergedir.” ifadelerini kullandı.
AA muhabirine konuşan Mısırlı gazeteci Rabig Ebuzamil, Türkiye ve Mısır arasında yaşanan siyasi krizden iki tarafın ve bölge ülkelerinin olumsuz etkilendiğini, güvenlik ve istihbarat konularında iki ülkenin iş birliğinin önem arz ettiğini söyledi.
Libya dosyasında Ankara ve Kahire’nin bazı ortak adımları olduğunu öne süren Ebuzamil, olumlu yakınlaşmanın haliyle medyaya da yansıdığını, bazı yazarlar ve gazetecilerin Türkiye’ye yönelik eleştirileri olsa bile, eskiye nazaran Türkiye aleyhindeki yazıların dozunun düştüğünü vurguladı.
Mısır medyasına yansıyan bazı yazarların Türkiye eleştirileri
Mısır’da gerek devlet gerekse özel medyada son bir aydan bu yana, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde sistemli bir karalamaya rastlanmıyor.
Ancak bazı yazarların bu dönemde de eleştirel yazılar kaleme aldığı da gözleniyor. Mısır devlet gazetelerinden Ahbar el-Yevm’in 25 Ekim tarihli sayısında “Erdoğan neden Libya uzlaşmasından rahatsız” başlıklı bir yazı yayımlandı.
Mısırlı yazar Celal Arif’in kaleme aldığı yazıda, Libya’daki ateşkesten sadece Türkiye’nin rahatsız olduğu ileri sürüldü.
Arif, “Libyalıların ülkelerini kurtarmak için attığı adımlardan sadece Türkiye rahatsız oldu ve yalnız Erdoğan anlaşmayı inandırıcı bulmayarak sert bir şekilde eleştiren ve gelecek günlerin bunu göstereceğini belirten kişi oldu. Erdoğan’ın tavrı garip değil. Birleşmiş Milletler gözetiminde gerçekleşen anlaşma şu anda yürürlükte olan ateşkes anlaşmasının ötesinde çatışmanın özüne inerek krize siyasi çözüm kapısı açıyor.” ifadelerini kullandı.
Mısır Parlamentosu’nun alt kanadı Senato’ya Cumhurbaşkanlığı kontenjanından geçen 13 Eylül’de doğrudan atanan Şuruk gazetesi yazarı İmadeddin Hüseyin, 31 Ekim’de köşesinde kaleme aldığı, “Türkiye ile uzlaşı neredeyse imkânsız” başlıklı yazısına, Mısır ile Türkiye arasında gerçekten yakınlaşma olur mu? sorusuyla başladı.
Bu soruyu konuyla ilgili birçok gözlemciye sorduğunu ifade eden Hüseyin, şunları kaydetti:
“Bu süreçte iki ülke ilişkilerinde asla gerçek bir iyileşme olmayacağı veya kısa süren ve asla devam etmeyecek iyileşme olacağı yönündeki kanaat ağır basıyor.”
Hüseyin, gözlemcilerin gerekçelerinin gayet mantıklı olduğunu, Erdoğan’ın “Arap ve İslam dünyasına liderlik ve hilafet takıntısı” bulunduğunu iddia etti.
Son günlerde Mısır medyasında son 7 yıldır alışılagelen Türkiye aleyhinde yazılara rastlanmasa da bazı yazarlar devlet gazeteleri ve özel medyadaki eleştirilerini alt perdeden de olsa sürdürüyor.
Bu durum, Mısır resmi ve özel medyasının kurumsal bir şekilde “Türkiye’ye karşı eleştirinin dozunu” dönemsel olarak azalttığı şeklinde değerlendiriliyor.