NATO‘nun Belçika‘nın başkenti Brüksel‘de düzenlenen zirve toplantısının ortak sonuç bildirisinde liderler, Rusya‘nın eylemlerinin ortak tehdit teşkil ettiğini, Çin‘in yükselişinden doğan muhtemel sorunlara karşı da birlikte mücadele edileceği mesajı verirken, Türkiye‘nin güvenliği için gerekli tedbirlere bağlı olduklarını vurguladı.
ABD’de Donald Trump yönetiminin iş başında olduğu 2019’da Londra’da düzenlenen son zirveye kıyasla, transatlantik uyumun yeniden sağlandığı zirvede, Genel Sekreter Jens Stoltenberg’in deyimiyle NATO ittifakında “yeni bir sayfa” açıldı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Avrupa’ya “yanınızdayız” mesajı verdiği zirvenin ortak sonuç bildirisinde, Rusya’nın agresifliği yine “ortak tehdit” olarak nitelendirildi.
Stoltenberg’in “Soğuk Savaş’tan bu yana en düşük seviyede” olarak nitelediği Rusya ile ilişkileri yürütmek için bildiride, “hem savunma hem diyalog”dan oluşan iki yönlü stratejiyi benimsediklerini vurgulayan liderler, Moskova yönetimine Ukrayna ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik eylemlerinin, Kırım işgalinin, Karadeniz’deki askeri yığınağının, NATO hava sahasındaki ihlallerinin ve nükleer cephaneliğini çeşitlendirmesinin kabul edilmeyeceği mesajlarını gönderdi.
Biden zirve sonrasında yaptığı açıklamalarda, yarın Cenevre’de bir araya geleceği Rus mevkidaşı Vladimir Putin’e iş birliği yapılması gereken alanlarda birlikte çalışmayı teklif edeceğini ancak siber güvenlik ve diğer konularda agresif eylemlerine devam etmesi halinde buna karşılık vereceklerini ifade etti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de Rusya’ya karşı “bir yanda caydırıcılık ve savunma diğer yanda ise iletişimde kalmaya isteklilik olmalı” tespitini yaptı. Merkel, Rusya’nın yanı sıra Çin’in de hibrit stratejilerini takip ettiklerinin ve bunları yeni zorluklar olarak gördüklerinin altını çizdi.
Çin konusunda transatlantik farklılıklar göze çarptı
Liderlerin ortak bildirisi ve söylemlerine yansıyan en dikkat çekici unsur ise Çin ile ilgiliydi.
Zirvenin ardından yayımlanan bildiride, “Çin’in hırsları ve iddialı davranışlarının” uluslararası düzene ve İttifak güvenliğiyle ilgili alanlara yönelik sistematik zorluklar ortaya koyduğu açıkça ifade edildi.
Bildiride “Çin’i uluslararası taahhütlerini yerine getirmeye ve ‘büyük güç’ rolüne uygun olarak uzay, siber alan ve deniz de dahil olmak üzere uluslararası sistemde sorumlulukları uyarınca davranmaya çağırıyoruz.” denildi.
Çin’in yükselişinin, “büyüyen bir güvenlik sorunu” olduğu ve NATO’nun buna ortak yanıt vermekteki bütüncül duruşu teyit edilse de ABD-Avrupa arasındaki ayrılık kendini gösterdi.
ABD Başkanı Biden, Çin’in uluslararası sisteme tehdit teşkil ettiğini ısrarla vurgularken, Merkel’in Çin’den gelebilecek olası tehditlerin abartılmaması gerektiği yönündeki ifadeleri dikkati çekti.
Merkel, “Çin birçok konuda rakip ancak aynı zamanda birçok konuda partnerdir.” vurgusu yaparken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson da “Bugün masanın etrafındaki hiç kimsenin Çin’le yeni bir soğuk savaşa girmek istediğini düşünmüyorum.” değerlendirmesini yaptı.
İklim değişikliği ilk kez ortak bildiride yer aldı
Liderlerin ortak bildirisinde göze çarpan bir diğer unsur da iklim değişikliğinin ilk defa bir güvenlik sorunu olarak nitelenmesi oldu.
ABD’nin Trump döneminde çıkılan Paris İklim Anlaşması’na dönmesinin yansıdığı bildiride, iklim değişikliğinin NATO’nun mukavemetini, operasyonların elverişliliğini ve askeri personelin güvenliğini etkilediği belirtildi.
Liderler, iklim değişikliğine karşı Eylem Planı kabul etti.
Bildiride iklim değişikliğine karşı Çin ile ilişki kurmaya değer verildiğinin altı çizildi.
Uzay alanı da NATO’nun yeni operasyon alanı sayıldı
NATO liderleri ortak bildirilerinde deniz, hava ve karanın yanı sıra uzay alanının da yeni güvenlik tehditleri açısından önemli olduğu vurgulandı.
Siber saldırıların yanında uzaya, uzayda ve uzay içinden saldırılar söz konusu olduğunda müttefiklerin ortak savunmayı öngören 5. maddeyi aktive edebileceği kararı alındı.
Türkiye için önem arz eden konular bildiriye yansıdı
Zirvenin ardından yayımlanan bildiride, “Türkiye için güvenlik tedbirlerine katkılarımızı artırdık. Bunun tam olarak uygulanmasına bağlılığımız sürmektedir.” ifadesi yer aldı.
Suriye’deki Esed rejiminin, füzeleri kendi halkına karşı kullandığı belirtilen bildiride, “Suriye’den Türkiye’yi bir kez daha vurabilecek veya tehdit edebilecek füze atışlarına karşı müteyakkız olmaya devam ediyoruz. Suriye’den balistik füze tehdidini izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyoruz.” denildi.
Bildiride, “Müttefikimiz Türkiye’ye milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yaptığı için takdirlerimizi yineliyoruz.” ifadesine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da toplantıya ilişkin değerlendirmesinde “Gerek zirve hitabımızda gerek ikili görüşmelerimizde, PYD/PKK’ya verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirdik.” dedi.
Biden, Erdoğan ile “pozitif ve verimli bir görüşme” yaptıklarını belirtirken, “Ekiplerimiz görüşmelere devam edecek, Türkiye ile ABD arasında gerçek bir ilerleme kaydedeceğimize inanıyorum.” mesajını verdi.
Erdoğan da S-400 ve F-35’ler konusunda her zamanki düşüncelerin Biden’a iletildiğini, görüşmenin ilişkilerin devamı açısından olumlu geçtiğini vurguladı.
Afganistan konusunun önemli yer tuttuğu toplantıda Erdoğan, Türkiye’nin NATO’nun çekildiği dönemde ülkede kalması isteniyorsa ABD’nin vereceği desteğin önemli olduğunun altını çizdiğini dile getirdi.
Erdoğan, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron’la da Suriye ve Libya konusunda muhtemel iş birliği üzerinde durduklarını ifade ederken, Macron’un, İslam’a yönelik söyleminin yanlış anlaşıldığı yönündeki beyanı da dikkati çekti.
Zirve kapsamında Boris Johnson ve Angela Merkel ile de görüşen Erdoğan, her iki liderle de ikili ve bölgesel düzeydeki iş birliğine vurgu yaptıklarını kaydetti.