SARAYBOSNA – Emre Baştuğ
Osmanlı döneminde Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna‘da inşa edilen ancak daha sonraki dönemlerde farklı bahanelerle yıkılan camilerin yerinde artık şehrin tarihi dokusunu olumsuz etkileyen alışveriş merkezleri, oteller ve spor salonları bulunuyor.
Saraybosna’nın kayıp camilerinin arşiv fotoğrafları, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Yugoslavya dönemlerinde yaşanan cami yıkımlarının, şehrin mimarisini ve kültürel mozaiğini nasıl olumsuz etkilediğini gözler önüne seriyor.
Saraybosna’da 16. yüzyılda inşa edilen ve mimari açıdan son derece nadide eserler olan 22 cami, Osmanlı‘nın ardından bölgede hüküm sürmeye başlayan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve sonrasında Yugoslavya dönemlerinde farklı bahanelerle yıkıldı. O dönemlerde şehrin kimliği kasıtlı olarak yok edilmek istenirken, daha sonra bu camilerin yerlerine alışveriş merkezleri, spor salonları ve oteller inşa edildi.
Osmanlı döneminde Saraybosna’da yapılan yüzden fazla caminin birçoğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde barut ve silah deposu olarak kullanıldı. Yugoslavya döneminde de farklı amaçlar için kullanılan ve vakıf eseri olan camilerin bazıları şahıslara ya da çeşitli kurumlara devredildi. Şehrin merkezindeki bazı camiler de yine bu dönemlerde ortadan kaldırıldı.
Ferhadiye Caddesi üzerinde bulunan Hacı Kemalettin Camisi, eski Yugoslavya döneminde hükümet kararıyla yıkılırken, yerine bugün otel olarak hizmet veren bina inşa edildi. Yine aynı dönemde Hacı İdris Camisi’nin bulunduğu alana alışveriş merkezi, şehrin en işlek yerlerinden biri İskender Paşa Camisi’nin bulunduğu alana da spor salonu inşa edilerek, bu tarihi camilerin izleri tamamen silindi.
“Yıkıma ilk camilerden başladılar”
Saraybosna Müzesi Müdürü Mirsad Avdic, Saraybosna’nın kayıp camilerine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı’nın gidişiyle bölgede Müslümanların köklerinin kazınmak istendiğini vurgulayarak, “O dönemden sonra ne zaman bir çatışma veya savaş çıksa söz konusu güçler yıkıma ilk camilerden başladı.” dedi.
Müslümanların ve vakıfların yeni devletlerin bölgedeki hakimiyetleri dönemlerinde fakirleştiğine işaret eden Avdic, kasten yıkımların yanı sıra bazı camilerin de ait oldukları vakıfların elinden alınarak yerine otel veya bina yapıldığını söyledi.
Avdic, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Yugoslavya dönemleri dışında Bosna’daki son savaşta da ülke genelinde bin 444 caminin yıkıldığını veya zarar gördüğünü aktararak, “Eğer biz bu camileri tekrar inşa etmezsek, bu bizim yapılanlara ve camilerin yok edilişine razı olduğumuz anlamına gelecektir.” ifadelerini kullandı.
Camilere hem dini hem de kültürel miras olarak baktıklarını dile getiren Avdic, tarihi mirasın hem ülke hem de insanlar için çok önemli olduğunu kaydetti.
“Biz bir yerden gelmedik, her zaman buradaydık”
Avdic, bazı devletlerin tarihi yeniden yazdıklarını ya da “uydurduklarını” ancak Boşnakların buna ihtiyacı olamadığını belirterek, “Biz Boşnaklar olarak buranın yerlisi insanlarız. Bir yerden gelmedik, her zaman buradaydık.” diye konuştu.
Camilerin tekrar ayağa kaldırılmasının kendileri için çok önemine işaret eden Avdic, zamanında bir şekilde vakfın elinden alınan ve eskiden üzerinde cami bulunan bazı mülklerin geri alınması konusunda vakıflar kurumunun hukuki mücadele verdiğini aktardı.
Avdic, Saraybosna Müzesi olarak da yok edilmiş bazı camileri arkeolojik kazılarla yakın geçmişte ortaya çıkardıklarını sözlerine ekledi.