Al Jazeera’nin haberine göre, Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, parlamentoda yaptığı açıklamada, Çin’in savaş başlatma potansiyeline sahip olduğunu ve Tayvan’ın hazır olması gerektiğini vurguladı.
Chiu, Güney Çin Denizi’ndeki ve Itu Aba Adası’ndaki askeri personel ve araç gereçler sayısını artırdıklarını kaydetti.
ABD’nin, Tayvan’ın oluşturmak isteği yeni denizaltı filosunda kullanılacak hassas teknoloji ihracatını onayladığını belirten Chiu, ABD’den yapılan silah alımlarının Tayvan’ın ana silah kaynağı olduğunu söyledi.
Chiu, Biden yönetiminde bunun devam edeceğini ifade etti.
Çin’in Tayvan’a saldırma ihtimaliyle ilgili soruya Chiu, “Savaş başlatma kapasitesine sahipler. Bizim amacımız ise her an hazır olmak.” cevabını verdi.
Chiu, Çin hava kuvvetlerinin sık sık Tayvan’ın hava sahasını ihlal ettiğini belirterek bunun Çin’in, Tayvan’a karşı geliştirdiği yıpratma savaşının bir parçası olduğunu dile getirdi.
Itu Aba Adası
Tayvan tarafından kontrol edilen, Taiping Adası olarak da anılan Itu Aba Adası, Güney Çin Denizi’ndeki Spratly Takımadaları içinde en büyüğü olarak biliniyor.
Çin, Vietnam ve Filipinler’in de üzerinde hak iddia ettiği Ada, Tayvan sahil güvenliği tarafından geçici bir kuvvetle korunuyor.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta, Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin “Çin’in tek meşru temsilcisi” kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Çin’i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.