Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, Suriye‘nin Kamışlı ilçesini birlikte yöneten Esed rejimi güçleri ile YPG/PKK‘lı teröristler arasında son günlerde yaşanan çatışmaları, AA muhabirine değerlendirdi.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Acun, söz konusu çatışmaların beklenen bir şey olduğunu belirterek, YPG/PKK’nın amacının, rejim güçlerini Kamışlı ilçe merkezinden çıkarmak olduğunu söyledi.
Acun, “Zaman zaman gerginlik yaşanıyordu. Çatışmalar söz konusu oluyordu. Ama hep bir şekilde ateşkes sağlandı. Zaman içerisinde PKK’ya bağlı olan YPG’nin adım adım mahalleleri daha fazla ele geçirmeye başladığını gördük. Geçen yıl ciddi çatışmaların yaşandığına tanıklık etmiştik. Nitekim rejim, YPG’ye karşı ilk kez hava kuvvetlerini de kullanmıştı.” dedi.
Acun, ABD’nin desteğini alan YPG/PKK’nın son dönemde rejime daha sert yaklaşmaya başladığına dikkati çekerek, “Özellikle de Biden’ın Amerika’da iktidara gelmesiyle birlikte PKK’nın rejime ve Rusya’ya yaklaşımında ciddi bir sertleşme oldu. ABD’nin kendilerine daha fazla destek vereceği anlayışıyla, terör örgütü, daha özgüvenli bir şekilde ve daha sert bir hareket tarzıyla rejime karşı harekete geçmiş durumdalar, diye düşünüyorum.” değerlendirmesini yaptı.
YPG/PKK’nın bu bağlamda rejim güçlerini Kamışlı’dan çıkartamaya yönelik hamleler içerisine girdiğini kaydeden Acun, “Son günlerde de bu çatışmaların fitilinin yeniden ateşlendiğini gördük. İki taraftan da çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini gördük.” diye konuştu.
Acun, Rusya’nın ara buluculuğunda bazı görüşmelerin yapıldığını hatırlatarak, “Nihayetinde PKK’nın temel amacı, rejimin kalan son unsurlarını, askeri birliklerini ve milis güçlerini bölgeden tamamen temizleyerek Kamışlı’nın kontrolünü tamamen ele geçirmek. PKK adına bu bölge çok önemli. Burada çok ciddi bir nüfus söz konusu. Dolaysıyla PKK bu bölgeyi tamamen kontrollerine alıp tahkim etmeyi amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.
Yakın ve orta vadede Esed-YPG/PKK çatışmasının devam edeceği görüşünde olduğunu dile getiren Acun, “Mevcut askeri denklemde, ABD’nin desteği devam ederse, ki devam edecek gibi görünüyor, rejime bağlı son unsurların da bu bölgeden çıkartılacağı ve PKK’nın bu bölgeyi, alt unsuları olan YPG ve Asayiş yapılarıyla tamamen denetim altına alacağını öngörebiliriz.” yorumunu yaptı.
Rusya’nın tutumu
Esed-YPG/PKK çatışmasının yaşandığı bir ortamda Rusya’nın tutumu ve izlediği politikaya da değinen Acun, “Türkiye’nin (Ekim 2019’da) gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı’yla Rusya, Fırat’ın doğusunda daha fazla etkinlik kurdu. Ancak son dönemde Rusya’nın ABD’yi kışkırtacak, provoke edeceği adımlardan çekindiğini ve daha yumuşak bir pozisyon aldığını görüyoruz. Dolaysıyla Rusya’nın, rejimi PKK’ya karşı burada tam olarak desteklemediğini görüyoruz.” dedi.
Acun, “Rusya’nın temel amacı YPG’yi Amerikan güdümünden daha fazla kendi kontrolü altına almaktır.” diye konuştu.
Rusya’nın bölgede etkinliğini artırma çabası içerisinde olduğunu vurgulayan Acun, “Rusya, YPG/PKK ile karşı karşıya gelmeyecek ve rejimi dışardan dolaylı yoldan destekleyecek bir siyaset izliyor. Rusya’nın, Amerika’nın YPG’ye verdiği destek gibi bu anlamda YPG’ye karşı rejimi destelemediğini görüyoruz.” şeklinde konuştu.
“Rejim, dikkatini Fırat’ın doğusuna kaydırmak istiyor olabilir”
ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Orhan da Kamışlı ilçesinin büyük bir oranda terör örgütü YPG/PKK işgali altında olsa da rejim güçlerinin de kentteki bazı kritik noktaları kontrol ettiğini söyledi.
Orhan, Kamışlı’da tarafların daha önce de karşı karşıya geldiklerini belirterek, “Taraflar arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyordu. Buna karşılık Halep şehir merkezi rejimin kontrolünde olmakla birlikte (Halep’teki) Şeyh Maksut mahallesi YPG’nin kontrolünde. Buna bağlı olarak rejimin de Şeyh Maksut üzerinde zaman zaman baskı yaptığı biliniyor.” dedi.
Daha önceki dönemlerde taraflar arasındaki gerginliklerin Şam’dan gelen arabulucuların veya büyük oranda Rusya’nın arabuluculuğuyla çok büyük çatışmalara dönüşmeden sonlandırdığına dikkati çeken Orhan, “Şu anki bu gerginliği öncelikle taraflar arasındaki devam eden kısa süreli ve düşük çaplı çatışmaların bir devamı olarak görebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Orhan, yaşanan son çatışmaların muhtemel nedenlerine ilişkin ise şunları kaydetti:
“Şu anda ortaya çıkan çatışmanın muhtemel nedenlerine baktığımızda rejim açısından özellikle ekonomik krizin büyük önem taşıdığını söyleyebiliriz. Rejim ciddi bir ekonomik kriz içerisinde ve YPG’nin kontrol ettiği petrol kaynaklarının ve zengin tarım alanlarının geri alınması konusunda bir aciliyet söz konusu.”
Rejim açısından çatışmanın ortaya çıkmasının ikinci nedeni olarak rejimin İdlib’de tıkanması olduğunu düşünen Orhan, “Rejim öncelik olarak İdlib’i ve Suriyeli muhalifleri elimine etmeyi istiyordu. Ancak İdlib’de bir sıkışma söz konusu. Türkiye’nin buradaki ortaya koymuş olduğu askeri direnç, rejim için artık sınırlarına ulaştığı anlamına geliyor. Bu anlamda rejim yavaş yavaş dikkatini ve enerjisini Fırat’ın doğusuna kaydırmak istiyor olabilir.” ifadelerini kullandı.
“Çatışmaların hem sayısı hem de düzeyinin artması beklenebilir”
Orhan, terör örgütü YPG/PKK’nın Amerika’nın baskılarıyla rejim üzerindeki baskısını artırmak istediğini kaydederek, “Joe Biden yönetimi ile birlikte Amerika’nın Suriye rejimi üzerinde bazı baskı araçlarını daha etkin şekilde kullanması yüksek ihtimal. ABD, Biden ile birlikte, YPG’nin rejim üzerindeki baskısını artırmasını istiyor. Kamışlı’daki bu gerginliğin bu nedenle ortaya çıkmış olması muhtemel.” diye konuştu.
Ekonomik yaptırımların yanı sıra Fırat’ın doğusunda Amerikan nüfuzu ve terör örgütü YPG/PKK’nın petrol alanlarını işgal etmesinin ABD açısından yine bir pazarlık aracı olduğunu belirten Orhan, “Son dönemde YPG, rejim bölgelerine petrol satışını durdurdu. Bunun dışında (rejime) buğday satışında da Amerikan baskısıyla kısıtlamalar söz konusu. Bu durum rejim bölgelerinde çok derin bir petrol ve ekmek krizinin ortaya çıkmasına neden oldu.” ifadelerini kullandı.
Orhan, “Taraflar arasındaki gerginlik giderek artıyor. Şu an itibarıyla Rusya ara buluculuğuyla daha düşük boyutta seyreden çatışmaların, özellikle (26 Mayıs’ta yapılacak) cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra hem sayısı hem de düzeyinin artması beklenebilir.” dedi.
“Rejimle YPG’nin uzlaşması mümkün değil”
ABD’nin bölgede varlık göstermesinden dolayı örgüte doğrudan bir askeri müdahale veya askeri operasyonun çok söz konusu olmayacağı düşüncesinde olduğunu belirten Orhan, “Rusya arabuluculuğunda siyasi ve diplomatik yollarla bir orta yol bulma çabası olacaktır ama rejimle YPG’nin uzlaşması mümkün değil. Tarafların birbirilerinden uzlaşması mümkün olmayan talepleri söz konusu.” ifadesini kullandı.
Orhan, rejime bağlı yerel unsurlarla terör örgütü YPG/PKK arasındaki gerginliğin giderek artmasını beklediklerini kaydetti.
Esed-YPG/PKK’nın son çatışması
Kamışlı ilçe merkezinde varlık gösteren Esed rejimi güçlerinin, 20 Nisan akşam saatlerinde, terör örgütü YPG/PKK’ya mensup bir gruba ateş açması sonucu taraflar arasında çatışmaların fitili tekrar ateşlendi.
Rusya’nın ara buluculuğuyla kısa süreliğine duran çatışmalar, Kamışlı kent merkezindeki Tay ilçesinde belli aralıklarla sürüyor.
Rusya, çatışmaların kalıcı şekilde son bulması için taraflarla temaslarını sürdürüyor.
YPG/PKK’lı teröristlerle Esed rejimi güçleri, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke ilinde bu yılın başlarından da gerginlik yaşamıştı. Karşılıklı abluka ve çatışmalara dönüşen söz konusu gerginlik, şubat ayının başlarında Rusya’nın ara buluculuğuyla yatışmıştı.