KUDÜS
İsrail meclisindeki (Knesset) “Anayasa ve Kanun Komisyonunun“, Yahudi ulus devlet yasa tasarısını onayladığı bildirildi.
Knesset basın merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Anayasa ve Kanun Komisyonunun 7’ye karşı 9 oyla Yahudi ulus devlet yasa tasarısını onayladığı belirtildi.
Yahudi ulus devlet yasa tasarısının onaylanmasıyla birlikte, tasarının Knesset’in oyuna sunulmasının önü açılmış oldu. Tasarı, Knesset genel kurulunda üç ayrı oturumda çoğunluk tarafından onaylanması durumunda kanunlaşarak yürürlüğe girecek.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi üyesi Anayasa ve Kanun Komisyonu Başkanı Amir Ohana yaptığı açıklamada, “Bu İsrail tarihindeki en önemli yasadır. Bu kanun herkesin hukukunu koruyor ancak İsrail’in ulusal hukuku ise sadece Yahudi halkınındır.” dedi.
Knesset’ten yapılan açıklamada da tasarının kanunlaşması durumunda İbranicenin ülkenin geçerli resmi dili olacağına vurgu yapılarak, “Bu tasarı, İsrail devletinin Yahudi halkına ait olduğu yönündeki konumunu kökleştirecek ve ülkenin kaderini belirleme görevinin de sadece Yahudi halkına ait olduğu durumunu sağlamlaştıracaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Mecliste, İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden Ortak Arap Listesi Bloku üyesi milletvekili Yusuf Cabbarin ise konuya dair yaptığı yazılı açıklamada tasarıya tepki gösterdi.
Milletvekili Cabbarin, “Aşırı sağcı partilerin talebi üzerine hazırlanan bu tasarı, eşitliği sağlayacak olan demokrasi ilkelerine ve başta ülkedeki Filistinli azınlık olmak üzere diğer azınlıkların haklarını koruma esasına aykırıdır.” ifadelerini kullandı.
Söz konusu tasarının Apartheid (ırkçı ayrımcılık sistemi) rejimi kanunlarının bir benzeri olduğunu vurgulayan Cabbarin, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu apartheid tasarısıdır. Siyonizm ve Yahudiliğin zorunlu göçe tabi tutma, ülke sembollerini değiştirme, demografi ve Arapça dilini silme gibi esaslarını devlet sisteminde kökleştiriyor. Ülkenin Arap vatandaşlarının hukukuna tehlikeli bir şekilde müdahaledir.”
İsrail’in 9 milyonluk nüfusunun yaklaşık 2 milyonu, 1948’deki savaş ve sonrasında yaşanan işgale rağmen yurtlarında kalarak İsrail vatandaşı olan Filistinlilerden oluşuyor. Tel Aviv yönetimi, söz konusu Filistinlileri “İsrailli Araplar” şeklinde tanımlıyor.
Yahudi ulus devlet yasası ne getiriyor?
İsrail’in bir anayasası olmadığı için devletin anayasası mesabesindeki “temel kanunlarının” içine girecek olan yasayla İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor.
Güney Afrika’daki ırkçı Apartheid rejimi kanunlarının bir benzeri olduğu belirtilen Yahudi Ulus Devlet Yasa tasarısı iki farklı vatandaş modeli öngörüyor. Buna göre, yaklaşık 9 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 20’sini oluşturan Araplar ikinci sınıf vatandaş konumuna düşecek.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları yasayla hükme bağlayacak tasarıyla, Arapça resmi dil olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Bununla birlikte tasarının en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında, şu hükümler yer alıyor:
Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmî tatil sayılacaktır ve İsrail’in başkenti Kudüs’tür.
Yasa tasarısında yer alan bir diğer madde olan “Tüm İsrail vatandaşları eşit haklara sahiptir” hükmünün ise diğer maddelerle çeliştiği, göstermelik olduğu belirtiliyor ve uygulamada bir anlam ifade etmeyeceği kaydediliyor.
Tasarıda “İsrail tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi anavatanıdır” denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve hakları da görmezden gelinmiş oluyor.
İsrail dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail’e gelip yerleşmeye teşvik ederken, 1948’de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkını tanımayı ise reddediyor.
Muhabir: Esat Fırat