İSTANBUL – Gülsüm İncekaya
Arap dünyasında başlayan halk hareketlerinin ikinci durağı Mısır‘daki ayaklanmalar, 1952’den beri devam askeri vesayeti ve onun son temsilcisi olan Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık iktidarının da sonunu getirdi.
Tunuslu Muhammed Buazizi’nin 17 Aralık 2010’da kendini yakması Arap coğrafyasında ”Arap Baharı” olarak tanımlanan olayların ilk kıvılcımını yaktı.
Tunus, Mısır, Libya ve Suriye’de başlayan halk hareketi Bahreyn, Yemen, Cezayir ve tüm Arap coğrafyasına yayıldı.
Arap dünyasında başlayan halk hareketlerinin ikinci durağı Mısır oldu.
Mısır’da başlayan ayaklanmalar, 1952’den beri devam eden askeri vesayeti ve onun son temsilcisi olan Hüsnü Mübarek’in iktidarının da sonunu getirdi.
“Öfke Günü” olarak adlandırılan eylemler, 25 Ocak 2011’de Mısır’ın en büyük meydanlarından biri olan Tahrir’de başladı. “Özgürlük, onur” sloganları atan halk gösterilerinde aş, özgürlük ve adalet istekleri ön plana çıktı.
Mevcut kaynakların adaletsiz bir şekilde dağıtılması, ve sermayeyi belli kişilerin kendi elinde tutması halkla işveren arasındaki uçurumu derinleştirdi. Mısır iktidarının ülke içinde ciddi yatırımlarda bulunmaması, yolsuzlukların artması ülkenin en kronik problemine dönüştü. Mübarek’in 30 yıllık iktidarı süresince muhalefeti baskı altında tutması ve ülkede işlenen insan hak ihlalleri de 2011 devrim sürecini hazırlayan en önemli etkenlerden biri oldu.
Meydanlara çıkan halk Mısır’daki baskıcı yönetim ve ekonomik bunalımlardan kurtulmayı, demokrasi ve adaletin yeniden inşasını hedefledi. Ayaklanmalar karşısında Mübarek hükümeti, internet erişimini engelleyerek halkın organize olmasının önüne geçmeye çalıştı ancak protesto gösterilerini engelleyemedi. Bunun üzerine Mübarek, polisi olaylara, ve göstericilere müdahale etmek amacıyla meydanlara indirdi.
25 Ocak’ta başlayan ayaklanmalar ciddi boyutlara ulaşınca Mısır’ı 1981’den beri “demir yumruk” ile yöneten Mübarek yönetimi devrildi. Mübarek 11 Şubat 2011’de istifa ederek kendi yerine Ahmet Şefik’i Başbakan olarak atadı. Böylece Mısır halkı özgürlük ve demokrasi yolunda ilk adımını attı.
Demokratik bir seçimle Mursi’nin iş başına geldiği 30 Haziran 2012 tarihine kadar ülke Yüksek Askeri Konsey tarafından yönetildi.
Mursi, Mısır’ın seçimle başa gelen ilk Cumhurbaşkanı oldu
Müslüman Kardeşler, 2000 yılında Muhammed Mursi’yi parlamento seçimlerinde aday gösterdi. Parlamento seçimlerini kazanan Mursi, 2000- 2005 yılları arasında milletvekilliği yaptı.
Mursi ve çok sayıda Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyesi, Mübarek karşıtı olayları provoke etmek ve desteklemekle suçlandı ve tutuklandı. Kitlesel firarlar sırasında Mursi ve İhvan üyeleri hapisten çıktılar. Müslüman Kardeşler tarafından kurulan Hürriyet ve Adalet Partisi, Ocak 2012’de seçimlerini kazandı.
Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Başkanı Muhammed Mursi, Mübarek tarafından Başbakanlığa atanan Ahmet Şefik, Müslüman Kardeşler’den ayrılan bağımsız aday Abdulmünim Futuh, Şeref Partisi Genel Başkanı Hamdin Sabbahi ve Arap Birliği eski genel sekreteri Amr Musa gibi adaylarla seçime girdi. Seçimde yeterli çoğunluğu sağlayamayan Mursi ikinci turda oyların yüzde 51,7’sini alarak Cumhurbaşkanı seçildi.
Böylece Muhammed Mursi, Mısır’ın seçimle başa gelen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Mursi’nin ikinci turda salt oy çoğunluğunu alacağı ihtimaline karşı Yüksek Askeri Konsey’i Cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayan maddeleri anayasaya ekledi. Anayasaya eklenen bu maddelerle Cumhurbaşkanının subayları ve başsavcıyı ataması engellendi.
Seçimleri kazanan Muhammed Mursi ilk yeminini devrim hareketinin başladığı Tahir Meydanı’nda halkın önünde yaptı.
Daha sonra Anayasa Mahkemesi önünde yemin ederek göreve başlayan Mursi, Başbakan olarak eski sulama bakanı Hişam Kandil’i atadı.
Demokratik seçimle cumhurbaşkanı olan Mursi’yi ülke içinde bekleyen çok ciddi sorunlar vardı. Yüksek Askeri Konsey, Mursi’nin ülkenin içinde bulunduğu güvenlik, temizlik, trafik, yakıt sorunlarını çözmek için bir proje sundu ve bunu 100 gün içerisinde çözmesini istedi.
Mursi askeri vesayet engelini aşamadı
Mursi, devrik lider Mübarek döneminden kalan sorunları ortadan kaldırmak için radikal kararlar aldı. Sorunların çözümü yönünde attığı ilk adımlardan biri ise daha fazla siyasi katılım ve iş birliği oldu.
Mursi, bu yönde tüm taraflara diyalog çağrısında bulundu. Askeri erkin hala gücünü koruduğu Mısır’da, Mursi birçok konuda yargı engeline takıldı ve tasarladığı birçok değişikliği hayata geçiremedi. Bu sırada, Mübarek taraftarları protesto gösterileri düzenledi.
Görevde bir yılını tamamlayan Mursi sert protestolarla karşılaştı. Mursi’nin gitmesini isteyen bazı sol ve liberal gruplar Tahrir Meydanı’nda toplandı. Mursi, 2012 Ağustos’ta Yüksek Askeri Konseyi Başkanı Tantavi’nin emekli olmasına karar verdi. Yeni anayasa taslağı yazmakla görevli kurucu meclisin çalışmalarını tamamlamasıyla 1 Aralık 2012’de Anayasa Referandumuna gidileceği, referandumun 15-22 Aralık tarihlerinde iki aşamalı olarak yapılacağı bildirildi. Karar üzerine farklı gruplar tarafından karşılıklı gösteriler düzenlendi. Referandum, ilk aşamada yüzde 57 ikinci aşamada ise yüzde 64 oy oranında “evet” ile kabul edildi.
Mursi’ye karşı alınan tavır 2013’te daha da keskinleşti. Devrim için milyonların toplandığı Tahrir Meydanı Mursi karşıtlarının gösteri alanı oldu. 30 Haziran 2013’te muhaliflerin düzenlediği kitlesel protestolar 3 Temmuz askeri darbesine zemin hazırladı ve Mursi Genelkurmay Başkanı Sisi tarafından 3 Temmuz 2013’te darbeyle görevden alındı.
Gösterilerde binlerce kişi hayatını kaybetti, Mursi ile Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyesi binlerce kişi gözaltına alındı.
Resmi rakamlara göre askeri darbe sürecinde 3 binin üzerinde kişi hayatını kaybederken 34 binden fazla kişi ise tutuklandı.
Uluslararası hak ihlalleri raporlarına göre, hapishanelerdeki binlerce tutuklu yeterli sağlık ve temizlik koşullarından yararlanamıyor, taciz ve tecavüz dahil birçok işkenceye maruz kalıyor.
İnsan hakları örgütleri, yargılamaların, 2014 Mısır Anayasası’nın 96. ve 97. maddelerine, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 7. ve 10. maddelerine, Sivil ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 14. maddesine aykırı olarak yapıldığına dair verileri kamuoyu ile paylaşıyor.
Raporlarda yer alan verilere göre, darbe sonrasında sivilleri yargılama yetkisi verilen askeri mahkemelerde görülen davaların uluslararası adil yargılanma koşullarından çok uzak olduğu belirtiliyor.
25 Ocak Devrimi’nin kronolojisi
25 Ocak 2011: Mısırlılar, ülke genelinde işsizlik, yolsuzluk ve baskıcı yönetim gibi sorunların sorumlusu olarak gördükleri Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek karşıtı protesto gösterileri düzenledi. Güvenlik güçleri ve “Baltacı” ismi verilen rejim yanlısı grupların, gösterileri şiddet kullanarak bastırma girişimleri sonucu çok sayıda protestocu hayatını kaybetti.
29 Ocak: Gece yarısından sonra yaptığı konuşmada Mübarek, kabineyi görevden aldığını ancak kendisinin iktidardan çekilmeyeceğini belirtti.
– Her yıl milyonlarca turistin akınına uğrayan Mısır Müzesi bir gece önce hükümet karşıtı protestocuların ateşe verdiği parti merkezlerinden sıçrayan alevlerle yanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
– Kahire’nin merkezindeki Tahrir Meydanı’nda binlerce hükümet karşıtı gösterici, ordunun ateş açmasına rağmen dağılmadı.
– Mübarek’e olan yakınlığı ile tanınan ve ülke istihbaratının başındaki isim olan Ömer Süleyman Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atandı.
– Britanya, Fransa ve Almanya liderleri Berlin’de yaptıkları açıklamalarda, Mısır’da meydana gelen olaylar ile ilgili oldukça endişeli olduklarını belirttiler. Körfez İşbirliği Konseyi ise “istikrarlı bir Mısır” istediklerini belirtti.
– Kahire’deki ABD elçiliği, vatandaşlarına bir an önce ülkeyi terk etmelerini söyledi. Britanya yetkilileri ise gerekli olmadığı müddetçe vatandaşlarının Mısır’a gitmemesini tavsiye etti.
30 Ocak: Binlerce protestocu Kahire’nin merkezindeki Tahrir Meydanı’nda gösterilerine devam etti. El Baradey, meydanda kalabalığa seslenirken “Başladığımız işin geri dönüşü yok.” dedi.
-Meydanda bulunan kalabalık bu seslenişi coşkuyla karşıladı. Kahire’deki ABD Elçiliğinin, Mısır’da bulunan vatandaşlarına en kısa sürede ülkeyi terk etme çağrısında bulunmasının ardından Türkiye de Mısır’da bulunan vatandaşlarını alması için ülkeye bir uçak göndereceğini açıkladı.
31 Ocak: Mübarek, istifasını isteyen kalabalığa rağmen geri adım atmayacağını bildirdi. Göstericiler, ordunun direttiği sokağa çıkma yasağına meydan okumaya devam etti.
– Tahrir Meydanı’nda 250 bin kişi toplandı ve yüzlerce kişi İskenderiye’ye doğru yürümeye başladı. Birçok habere göre Mısır’da internet erişimi sağlanamadı.
– Mısır’ın yeni Cumhurbaşkanı Yardımcısı, muhalefet partileriyle anayasal reformların bir an önce gerçekleştirilmesi adına diyaloğa geçme sözü verdi.
– Çeşitli siyasi gruplardan pek çok kişi Tahrir Meydanı’ndan ayrılmayarak, burada kamp kurdu.
– Beyaz Saray, “Mısır’ın içinde bulunduğu bu kargaşanın çözülmesi için halk ile anlaşma yoluna gidilmelidir.” şeklinde açıklamada bulundu. Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, “Mısır’da yaşanan krizin atamalar ile bir ilgisi yoktur, söz konusu olan eylemlerdir. Hükümet halkın talep ettiği özgürlükleri gerçekleştirmelidir.” açıklamasını yaptı.
– Muhalif gruplar, “Milyonların Yürüyüşü” ve salı günü başlayan protestoların birinci haftasını anma amaçlı genel grev çağrısında bulundu. Bu esnada ordu ise göstericilere karşı güç kullanmayacağına dair garanti verdi.
– AB, Mısır’da özgür ve adil bir seçim yapılması çağrısında bulundu. Ülkede olayların şiddetlenmesi ile dünya çapındaki yatırımcılar önemli ölçüde sermayelerini ülkeden geri çekmeye devam etti.
– Mübarek, yeni kabinesini devlet televizyonundan duyurdu. Mahmut Vegdi, kabinede İçişleri Bakanı olarak yemin etti.
– ABD eski Başkanı Jimmy Carter Mısır’daki kargaşayı “dünyayı çalkalayan olay” olarak değerlendirdi ve “Hüsnü Mübarek gitmek zorunda kalacak.” dedi.
– İsrail üst düzey yetkilileri, bölgede istikrarın korunması için Hüsnü Mübarek’e yönelik eleştirilerin durdurulması çağrısında bulundu.
– Mübarek, yeni Başbakan Ahmet Şefik’e hükümet ödeneğini korumasını ve fiyatları düşürmesini söyledi.
11 Şubat: Mübarek, 30 yıldır sürdürdüğü görevinden istifa ettiğini ve görevini orduya devrettiğini açıkladı. Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi, parlamentoyu dağıttığını ve anayasayı askıya aldığını açıkladı.
14 Haziran: Yüksek Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan hemen önce Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) seçimlerde sandalyelerin çoğunu kazandığı alt meclisi sürpriz bir kararla lağvetti.
16-17 Haziran: Mısırlılar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 13 adaydan ikinci tura kalan Mübarek döneminin başbakanı Ahmed Şefik ve İhvan’ın adayı Muhammed Mursi için oylarını kullandı. Mursi, yüzde 51,7’lik bir oranla Mısır’ın tarihindeki ilk şeffaf cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı.
30 Haziran: Mısır’ın demokratik yollardan göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, önce Tahrir Meydanı’nda halkın karşısında daha sonra da Anayasa Mahkemesi önünde yemin ederek görevine başladı.
22 Kasım: Cumhurbaşkanı Mursi, kararlarını yargı denetiminden muaf tutan ve mahkemelerin anayasa komisyonunu dağıtmasını engelleyen cumhurbaşkanlığı kararlarını açıkladı. Açıklanan kararlar, geniş katılımlı, günler süren protesto gösterilerine yol açtı.
15-22 Aralık: Tartışmalara yol açan anayasa taslağı, cumhurbaşkanının güvenliğini sağlaması için orduyu görevlendirdiği referandumda yüzde 63,8 oranla kabul edildi.
Şubat-Mart 2012: Mısır’ın ünlü takımı El Ehli ile Port Said’in El Mısri takımları arasında 2012 yılında oynanan maçtan sonra El Mısri seyircisinin sahaya inmesi üzerine çıkan olaylarda 74 kişi öldü. Port Said Ceza Mahkemesi’nin ocak ayında olaylarla ilgili yargıladığı 73 sanıktan 21’ine idam cezası vermesi bölgede yoğun protestolara yol açtı.
30 Haziran: Tahrir Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetiminin birinci yıl dönümünde geniş katılımlı Mursi karşıtı gösteriler hızla ülkenin diğer kentlerine yayıldı. Muhalifler tarafından kurulan Temerrüd (İsyan) Hareketi, Mursi’nin istifası için 22 milyon imza topladığını açıkladı. Ordu, ulusal uzlaşının sağlanamaması halinde 48 saat sonra kendi çözümünü üreteceğini açıkladı.
3 Temmuz 2013: Cumhurbaşkanı Mursi, “milli mutabakat hükümeti” önerisini yineledi. Ancak tanklar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Devlet Televizyonu, Tahrir ve Nahda Meydanları etrafında konuşlandı ve artık darbe başlamıştı. General Sisi, Mursi’nin görevden alındığını, seçimlere kadar Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur’un geçici cumhurbaşkanlığına getirildiğini açıklayarak, bir yol haritası açıkladı. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticileri gözaltına alınmaya başladı.
5 Temmuz: Cumhurbaşkanı Mursi’nin destekçileri, ordunun yönetime el koyma kararını protesto için Rabiatul Adeviyye Meydanı’nda yüz binlerin katıldığı zaman zaman milyona ulaşan gösterilere başladı. Güvenlik güçleri darbe karşıtlarına zaman zaman kanlı müdahalelerde bulundu. Kahire’deki Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önünde Muhammed Mursi’ye destek veren halkın üzerine sabah namazı sırasında ateş açıldı. 84 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce sivil yaralandı.
27 Temmuz: Güvenlik güçlerinin Rabiatul Adeviyye Meydanı’ndaki halka ateş açması sonucu 200 kişi hayatını kaybetti, 4 bin 500’den fazla kişi yaralandı. Katliama birçok ülkeden kınama geldi.
14 Ağustos: Güvenlik güçlerinin, ülke genelinde darbe karşıtı gösterilerin merkezi Rabia ve Nahda meydanlarını silah kullanarak boşaltması sonucu, binin üzerinde kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Meydandaki seyyar satıcılar, basın mensuplarının da içinde olduğu binlerce kişi gözaltına alındı. Olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Olaylardan iki gün sonra cuma namazının ardından sokaklara dökülen darbe karşıtları, güvenlik güçlerinin çok sert müdahalesiyle karşılaştı. Gösterilerin odak noktası başkent Kahire’deki Ramses Meydanı’nda 81 olmak üzere ülke genelinde toplamda 129 kişi hayatını kaybetti.
25 Aralık: Ordunun göreve getirdiği Mısır hükümeti, İhvan’ı terör örgütü ilan etti.
26-28 Mayıs 2014 – Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi, uluslararası gözlemcilerin denetiminden uzak şekilde yürütülen cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 96,9’yla kazandı.
Haziran 2014: “Yanlış haber” ve “terör örgütü” İhvan’a destek suçlamasıyla El Cezire çalışanı üç gazeteci tutuklandı. Gazeteciler Şubat 2015’te serbest kaldı.
Kasım 2014: Mısır’ın güneyindeki Sina Yarımadası merkezli aşırıcı silahlı örgüt Ensar Beyt El Makdis, terör örgütü DEAŞ’a bağlı olduğunu ilan ederek, yeni isimlerinin “Sina Vilayeti” olduğunu açıkladı. Örgütün güvenlik güçlerine kanlı saldırılarının ardından Mısır yönetimi Gazze sınırındaki Refah bölgesindeki yerleşim alanlarını tahliye edip, yıkarak tampon bölge inşa etmeye başladı.
– Kahire Ceza Mahkemesi, 29 Kasım’da Mübarek hakkında, “haksız kazanç sağlama ile rüşvet” suçlarının yöneltildiği davanın zaman aşımına uğradığına, “İsrail’e doğalgaz ihracatı”na ilişkin davada beraatine ve “25 Ocak 2011 Devrimi sırasında göstericileri öldürmek” iddiasıyla ise “hakkında dava açılamayacağına” karar verdi. Mısır’da 30 yıl boyunca tartışmalı bir yönetimde imzası bulunan Mübarek ve ailesinin tüm üyeleri serbest kaldı.
– Mayıs 2015: Mısır’da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Mursi ve beraberindeki 100 İhvan üyesi idam cezasına çaptırıldı.