MUĞLA – Ali Ballı
Doğal güzellikleri ve el değmemiş koylarıyla ünlü Türkiye’nin gözde turizm kenti Bodrum, marinalarıyla da özellikle yat sektörünün cazibe merkezi haline geldi.
Deniz Ticaret Odası (DTO) Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arif Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplam turizm gelirlerinin yüzde 25’inin “deniz turizmi”nden geldiğini ve bunun da en az yüzde 80’inin marina ve yatçılık sektöründen sağlandığını söyledi.
Akdeniz kıyılarıyla kıyaslandığında, Türkiye’deki marinaların kalite anlamında oldukça iyi durumda olduğunu belirten Yılmaz, büyük kapasiteli yatırımların yapıldığını ve yüzde 100’lük doluluğa ulaşıldığını kaydetti.
Bodrum’daki marinaların en çok tercih edilmesinde bölgedeki koyların etken olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Marinanın dışında da yatlar koylarda vakit geçirdiği için, bu koyların güzelliği sayesinde kıyılar ve marinalar yüksek talep almaktadır.” dedi.
“Hırvatistan’da bile guletlerimiz var”
Yatçılık sektörünün özellikle Bodrum’un lokomotif sektörlerinden birisi olduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
“Yatçılık özellikle yerel istihdamı besliyor. Yan sanayisi ve imalatıyla bir bütün olarak çalışması, yöresel olması ekonomimize çok büyük bir katkı sağlıyor. Yatçılık Muğla bölgesinde ihracatta hep ilk üç sıraya girer. Mavi yolculuk markası da buralardan çıkmış ve bir dünya markası haline gelmiştir. Tüm Ege Bölgesi’nde pazarlamamızı yapabiliyoruz. Gelen yolcular gayet memnunlar. Eskiden hiç yokken şimdi Hırvatistan’da bile bizden satın alınmış guletlerle 100’ün üzerinde tekne yat, charter çalışmalarına başladı.”
“Güney Ege’nin marinaları ön planda”
Türkiye’de yaklaşık 50’ye yakın marinanın olduğunu anımsatan Yılmaz, bunların yaklaşık 16 bin kapasiteli olduğunu ve yarıya yakının da Muğla bölgesinde bulunduğunu ifade etti.
Yılmaz, Bodrum ve Gökova bölgesinde bile bin 900 yat kapasiteli marinaların bulunduğunu belirterek, “Güney Ege’nin marinaları oldukça ön planda. Burada kıyılar ve koylarda çok önemli. Marinaya gelen yatçıların marina ve etrafındaki yaşam kalitesi, hem de buraya yakın bölgelerde bulabilecekleri temiz deniz, güzel koylar ve sessizlik buraları cazibe merkezi haline getiriyor. O bizim en büyük avantajımız.” diye konuştu.
Hedeflerinin ilk olarak Akdeniz pazarına, ardından da dünyaya hitap edebilecek kapasitelere ulaşmak olduğuna değinen Yılmaz, “Bunu kıyıların el verdiği sürece yapmaya devam edeceğiz. Yatçılığın popüler olduğu Akdeniz ve Ege kıyıları. İspanya, İtalya, Fransa, Hırvatistan, Arnavutluk ve Yunanistan bunlar hep rakip ülkeler. Bu ülkelerden aşağı kalır bir yanımız yok. Hatta birçok marinada kalite ve hizmet açısından üst sıralardayız. Yatçıların tercihinden de bunu görebiliyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz de Bodrum’un, Türkiye yatçılığının başkenti olduğuna işaret etti.
Bodrum guletlerinin ve mavi yolculuğun ilçede markalaştığına dikkati çeken Demiröz, “Bodrum denize olan ilgiyi ve sevgiyi maksimum düzeyde yaşatıyor ve gösteriyor. O yüzden en önemli marinalar Bodrum’da.” dedi.
“Doğal ve bakir koylar çok önemli”
Bodrum ve çevresindeki marinaların kapasite ve imkanlarının Avrupa marinalarının daha da üzerine çıktığına dikkati çeken Demiröz, şunları söyledi:
“Gelişen ekonomilerle birlikte, hem ülkemizde hem yurt dışında yat turizmi, yatçılık ve yat sahibi olma hızla büyüyerek arzu edilmekte ve istenmektedir. Onun için bizim Akdeniz çanağındaki yat kapasitesini ülkemize çekme yönünde hızlı davranma ve gerekli yatırımları yapma ihtiyacımız var ama yanlışlık yapma lüksümüz yok. Yat sahipleri barınma açısından ve imkanları açısından marinaları kullanırlar ama asıl marinaların yakın civarındaki doğal ve bakir koylardır, temiz denizlerdir. Bizim hassasiyetle üzerine durmamız gereken nokta burasıdır. Doğal ve bakir koyları muhafaza edemezsek, marina yapmanın anlamı kalmaz.”