İSTANBUL – Belgin Yakışan Mutlu
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY araştırmasına göre, global çapta özel sermaye fonlarının yönetimi altında 4 trilyon dolar bulunurken, bu rakamın gelecek 10 yıl içerisinde 15 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
AA muhabirinin, EY’nin ekonomist Dr. Nouriel Roubini’nin kurucusu olduğu Roubini ThoughtLab iş birliğiyle gerçekleştirdiği araştırmadan derlediği bilgilere göre, özel sermaye fonu sektörü, son yıllarda ulusal varlık fonları, aile şirketleri ve net gelir düzeyi yüksek bireylerden kayda değer bir likidite çekti.
Özel sermaye fonları finansal krizden bu yana çok derin bir değişim sürecinden geçerken, şirket sayısındaki artış da dikkati çekti. Dünyada, 2008’de 4 bin 700 civarında bulunan özel sermaye fonu şirketi sayısı, bugün 7 binin üzerine çıktı.
Özel sermaye fonu şirketlerinin sayısı yükseldikçe, sermaye ve fon yatırımcıları için şirketler arasındaki rekabet de arttı. Bu kapsamda, 2017’de global çapta bin 865 özel sermaye fonu şirketi toplam 624 milyar dolarlık sermaye arayışına girdi.
Yatırım stratejilerindeki değişim ile birçok özel sermaye fonu şirketinin ortaklık yapısında, halka açılmaya yönelik tercihler arttı.
Global çapta özel sermaye fonu şirketlerinin yönetimi altında bulunan 4 trilyon doların ise gelecek 10 yıl içerisinde 15 trilyon dolara ulaşacağı öngörüldü.
“Yatırımcıların düşük faizli piyasa ortamında yüksek getiri arayışı sürüyor”
Dünyadaki özel sermaye fonları, teknoloji ve düzenleme alanlarında yaşanan dönüşümün yanı sıra piyasalardaki hızlı değişimle yeniden şekillendi.
Araştırmaya katılan özel sermaye fonu sektör temsilcileri, yatırımcıların bugünün düşük faizli piyasa ortamında yüksek getiri arayışını sürdürdüğüne işaret ederken, global özel sermaye fonu sektöründeki büyüme ile rekabetin de arttığını belirtti.
İleri teknolojiye sahip operasyon kaynaklarının kullanımı ve yetenek yönetimini, “değer yaratmaya destek sağlayan temel unsurlar” arasında gösteren sektör temsilcileri, maliyetleri düşürücü önlemler alınmasının tek başına yeterli olmadığı vurguladı.
Araştırmada, şirketin portföy stratejisinin doğru belirlenmesi, iş modeli ve süreçlerin buna göre yapılandırılması ve farklı ülkelerdeki yatırım fırsatlarının yakalanması için derin bir sektör bilgisi gerektiği de ortaya konuldu.